Çiğli Kadın Platformu, artan hayat pahalılığı ve yoksulluğa karşı açıklama yaptı: “Biz kadınlar için her yeni gün ve gelişmeyle dert ve sorun yumağı biraz daha yuvarlanıp büyüyor. Artan masraflar, zamlı faturalar, kiralar, krediler, borçlar çığ olup emekçilerin özellikle de biz kadınların üzerine düşüyor”
Çiğli Kadın Platformu, artan pahalılık ve yoksulluğa karşı açıklama yaptı. İktidarın her yeni günde bir başka saldırı ile ortaya çıktığını ifade eden kadınlar, “Bir yanda ekonomik kriz, üstüne pandemi. Bir gün İstanbul Sözleşmesi kaldırılıyor, diğer gün nafaka hakkımıza göz dikiliyor. 6. Yargı Paketi ile nafaka hakkımızın gasbı bir kez daha gündeme getirildi. Biz kadınlar için her yeni gün ve gelişmeyle dert ve sorun yumağı biraz daha yuvarlanıp büyüyor. Artan masraflar, zamlı faturalar, kiralar, krediler, borçlar çığ olup emekçilerin özellikle de biz kadınların üzerine düşüyor” dedi.
Platform adına konuşan Nebahat Çelik, 2021’in son çeyreğinde doların yükselmesi ile bütün mal hizmetlerde ortaya çıkan fahiş fiyat artışına dikkat çekerek, “TÜİK verilerine göre 2021 yılı enflasyonu %36,08; Enflasyon Araştırma Grubu ENAG’ın verilerine göre ise 2021 yılı enflasyonu %82,81’dir. Biz kadınlar ise gerçek enflasyonu her gün çarşı ve pazarda alamadığımız şeylerde yaşayarak görüyoruz” dedi.
Dolar’ın bir gecede düşürülmesinden birileri vurgun vururken, bu düşme mal ve hizmet fiyatlarına yansıtılmamıştır. Dövizin düşmesinden de yükselmesinden de birileri kazançlı çıkarken, bu asla biz kadınlar, işçiler, köylüler, emekliler, küçük esnaf değildir.
1 Ocak 2022 itibariyle gözlerimizi soğuk evlerimizde yine zamlarla açtık. Elektriğe yüzde %52 ile %130, doğalgaza %25 ile %50 arasında zam yapıldı. Akaryakıtta ise zamlar rutine bağlanmış durumda. Hiç geçmediğimiz yollara, köprülere, tünellere yapılan zamlar ise yine emekçi halkın sırtına yüklenecek.
Bizler biliyoruz ki elektriğe, doğalgaza, akaryakıta, tünel ve köprülere zam yapılması diğer tüm tüketim mallarına zam yapılması demektir.
Bu zam furyasına karşılık ücretlere ve maaşlara yapılan artış, bu hükümetin, bu tek adam rejiminin tercihini kimden yana yaptığının açık göstergesidir. Türk-İş’in araştırmasına göre 2021 Aralık ayı açlık sınırı 4.000’i, yoksulluk sınırı 13.000’i geçmiştir. Mal ve hizmetlere yeni yapılan zamlar da hesaba katıldığında ücret ve maaşların şimdiden açlık ve yoksulluk sınırı altında kaldığı açıktır.
Bu yangından, bu ekonomik krizden, bu mal ve hizmetlere şöyle ya da böyle her gün yapılan zamlardan, açlık ve yoksulluk sınırının altındaki ücret ve maaşlardan en çok biz kadınlar etkilenmekteyiz. Sadece yokluk ve yoksunluk değil şiddet de derinleşiyor. Çünkü geçim derdi, işsizlik ya da barınma sorunu yüzünden bir çok kadın şiddet dolu hayatlara mahkum yaşıyor.
Bu erkek egemen kapitalist düzende o kutsal ailenin bütün yükü bizim omuzlarımızda ve her gün sofraya ne konulacağının kaygısını biz kadınlar taşıyoruz.
Biz bu yükü de, bu kaygıyı da kabul etmiyoruz! Ancak aile deyince o çok kutsanan biyolojik özelliğimiz, ped fiyatlarına gelince hatırlanmıyor. Dünyanın bir çok ülkesinde ücretsiz olan ve rahimağzı kanserini %90 önlediği bilinen HPV aşısı ülkemizde hala paralı. Yine ülkemizde her 10 kadından 1’i ekonomik nedenlerle ped alamaz hale gelmiş durumda. Mülteci ve göçmen kadınlar ise korkunç yoksulluğun açlığın ve şiddetin pençesinde.
Biz bu yükü de, bu kaygıyı da kabul etmiyoruz! Biz binbir mücadeleyle kazandığımız haklarımıza göz dikilmesini istemiyoruz. Biz yoksulluktan, açlıktan, soğuktan çocuklarımız ölsün; sefaletten, işsizlikten insanlarımız intihar etsin istemiyoruz. Biz işsizliğin önlenmesini de istiyoruz, kadın istihdamının artırılmasını da. Eşit haklar istiyoruz biz ve kazanacağız!
- Yoksulluk ve hayat pahalılığını durdurmak için başta kadınlar olmak üzere emekçileri koruyacak önlemler alınsın.
- Mal ve hizmetlere yapılan tüm zamlar geri alınsın ve yeni zamlar yapılmasın.
- Ücret ve maaşlar insanca yaşayacak bir düzeye getirilsin.
- Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın.