Güvencesizliğin ve kuralsız çalışmanın en çirkin örneklerinin yaşandığı özel eğitim kurumlarında asgari ücret zammı sonrası öğretmenler ya asgari ücrete ya da asgari ücretin altına çalıştırılmaya zorlanıyor. Maaşlar bankaya asgari yatıyor ancak patronlar bankaya yatan paranın bir kısmını geri istiyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Samsun, Adana, Mardin, Antalya, Siirt, Ağrı ve Hatay’dan özel sektör öğretmenlerinin anlatımları bu sorunun genel bir sorun olduğunu ortaya koyuyor. Sektörde patronların oldukça örgütlü hareket ettiğini ancak öğretmenlerin de çaresiz olmadığını belirten Öğretmen Sendikası üyesi eğitim emekçileri, bütün öğretmenleri örgütlenmeye ve sendikal örgütlenmenin gücüyle hakları için mücadele etmeye çağırıyor
Ekonomik krizin etkisiyle derinleşen yoksulluk en çok emekçileri etkiliyor. “Tarihin en büyük zammı” olarak sunulan yeni asgari ücret yükselen enflasyonun altında kalır, işçiler daha da yoksullaşırken bu durumdan doğrudan etkilenen kesimlerden biri de özel sektörde çalışan öğretmenler. Yeni belirlenen asgari ücretin onları nasıl etkilediğini farklı illerde çalışan Öğretmen Sendikası (Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası) üyesi öğretmenlere sorduk, anlattılar.
İstanbul’da bir özel kurs merkezinde çalışan öğretmen F.T. anlatıyor:
Asgari ücrete gelen son güncelleme ile zaten yetmeyen maaşlarımız iyice eridi. Çoğumuz asgarinin altında kaldık. Patronlar ağustos ayında belirlenen ücretin geçerli olduğunu, yeni asgari ücreti vermeyeceklerini söylüyor. Bunu nasıl yapacaklar peki ya bankaya yatan parayı sizden geri isteyecek ya da sigortanızı yarım ödeyecek. Benzer onlarca ihbar aldık. Bu yasadışı keyfi bir uygulamadır. Böyle bir durum ile karşılaşan öğretmenler, sendikamıza ulaşmalı ve asla maaşını elden geri vermeyi kabul etmemelidir.
Diğer yandan dönem başı asgari ücretin üstünde anlaşan çoğu öğretmenimiz şu an asgari ücretli çalışır hale geldi. Sene içinde değişen enflasyon alım gücümüzü iyice düşürdü. Bu sebeple örgütlü olduğumuz kurumlardan ara zam talebinde bulunduk ve bir kısmında bu talebi kazandık.
En son asgari ücretlilerin AGİ verilmeyeceği duyurusu yapıldı. Bizler hâlihazırda asgari ücret ile çalışan öğretmenleriz. Asgari ücretin üstünde çalışan arkadaşlarımızın ise maaşları asgariden gösteriliyor, kalan kısmı elden ödeniyor. Bu şekilde patron vergi kaçırmış, çalışanın sigortasını düşük yatırmış oluyor. Bu mağduriyetlere AGİ mağduriyeti de eklenmiş oldu. Elden maaş veriliyor olması suçtur bu durumla karşılaşan öğretmenler gönül rahatlığıyla sendikamıza başvurabilirler. Biz yeni bir sendikayız fakat kısa sürede çok iş başardık. Öğretmenlere umut, patronlara korku olduk, olmaya da devam edeceğiz.
Ankara’da bir özel eğitim kursunda çalışan öğretmen C.G. anlatıyor:
Asgari ücretin açıklanması ile işyerlerinde en çok konuşulan konuların başında yapılacak ya da yapılması beklenen maaş zammı geliyor. Düşük ücretlerle zor şartlar altında çalışan emekçiler doğal olarak yapılacak iyileştirmelere odaklanmış durumda.
Kurum sahipleri ise genellikle bu talepleri duymazlıktan gelerek gelişmeleri gözlüyor. Niyetleri çok belli, bizleri ucuz işgücü olarak kullanmaya devam etmek.Benim çalıştığım özel eğitim kurumlarında da şartlar farklı değil. Maaşların asgari ücretten fazlasının elden verilmesi, uzun ve yoğun mesai programları, özel eğitime muhtaç olan çocukları öğrenci değil de müşteri olarak görmek, eğitim için gerekli malzeme ve ekipmanların gereksiz bir maliyet olarak görülerek karşılanmaması gibi birçok sorunumuz var. Bu sorunları düzeltmek için tek yolun örgütlü bir şekilde mücadele etmek olduğunu düşünüyoruz çünkü bizi bu şartlara mahkum eden kurum sahipleri çok örgütlü ve merkezi hareket ediyor, karşılarına teker teker çıkamayız.
Çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve maaşlarımız asgari ücret artış oranında arttırılması taleplerimizi birlik olursak gerçek kılabiliriz.
İzmir’de bir kurs merkezinde çalışan öğretmen K.L. anlatıyor:
Asgari ücretin açıklanması özel sektör öğretmenlerinin taban maaş ve özlük hakları taleplerinin kanunlaştırılması zorunluluğunun önemini bir kez daha göstermiştir. İnsanlık onuruna yakışır çalışma koşulları için mücadelemizi büyütmemiz büyük önem taşımaktadır.
Özel sektörde çalışan öğretmen arkadaşlarımıza açık çağrımızdır: Maaşı asgari ücretin altında kalan arkadaşlar, hiçbir koşulda yasal olmayan bu maaş kabul edilmemelidir. Kurumlarda yapılabiliyorsa ortaklaşarak ara zam taleplerinde bulunulabilir. Ayrıca süreçleriniz hakkında bizden destek isteyebilirsiniz. Çünkü “Hiçbir öğretmenimiz yalnız değildir” diyen öğretmen dayanışmasıyla yola çıkan sendikamız bunun için vardır. Biz sizleriz, sizler de bizsiniz. Ülkenin her bir köşesinden ses veren, binleri bulan mücadele arkadaşlarımızla bu yol daha yeni başlıyor. Birikimlerle ilerliyoruz, dayanışmayla kısa sürede çok yol alıyor, birbirimizi duyuyor ve sesimizi büyütüyoruz.
Bursa’da özel bir kurs merkezinde çalışan öğretmen S.D. anlatıyor:
Bursa’da bazı özel kurumlarda öğretmenler o kadar çaresizliğe alıştırılmış ki kendi aralarında konuşurken “asgari ücret zammı bize yansımaz”, “sene başında ne anlaştıysak onunla devam ederiz” şeklinde diyaloglar dönüyor. Bu kabul edilemez evet ama asıl kabul edilmeyecek olan öğretmenlerimizin kanunun sunduğu haklarını bile almaya çekinir hale gelmesi. Bu çekinmenin nedeni öğretmenleri kendilerini yalnız hissetmesi. Öğretmenler artık yalnız değil, yanlarında sendikaları var.
Samsun’da bir özel kursta çalışan öğretmen V.B. anlatıyor:
Samsun’da yaptığımız Öğretmen Sendikası çalışmasında dostlarımızdan, üyelerimizden gelen talepleri ve sorunları dile getirmeyi, mücadeleyi kurumlarımızda büyüterek geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu bağlamda öğretmenlerin içinde bulunduğumuz şartlarda dile getirdikleri en temel şikayet, asgari ücret altında çalışmaya mecbur bırakılmalarıdır. Birçok kurum, öğretmenleri asgari ücretle ve öğretmen dışı personel olarak göstermekte asgari ücretin bir kısmını da elden geri istemektedir. Asgari ücret bir kişinin geçimini sağlayabileceği en alt sınırdaki ücretken özel sektör öğretmenleri bunun da altında, hakları verilmeden, mobbing ve baskıya maruz bırakılarak çalıştırılmaktadır. Asgari ücret ve altındaki ücretlerle çalışmaya mecbur edilen özel sektör öğretmenlerinin sesini duyurmak için çıktığımız bu yolda giderek daha da güçleneceğiz. Buna yönelik olarak yaptığımız çalışmaları sendikamızdan aldığımız güçle hukuki ve fiili olarak Samsun’da büyük bir kararlılıkla sürdüreceğiz. Çünkü biliyoruz ki öğretmen sendikası ile güçlüdür.
Adana’da bir özel etüt merkezinde çalışan öğretmen H.Y. anlatıyor:
Adana’daki öğretmenlerin çoğunluğu maaşlarının erimesinden şikayetçi. Pek çok kurum sözleşmeyi bahane ederek maaşlara zam yapmayacağını söylüyor. Hukuksuzluğu ilke edindikleri için sözleşmelerin güncellenmesi gerekliliğini de kabul etmek istemiyor. Adana’daki öğretmen arkadaşlar bu konuda direnç gösterecekler, ayrıca maaşları asgari ücret koşullarına gerileyen arkadaşlar da iyileştirme talep ediyorlar. Bu süreçte ihbar hattı oluşturarak asgari ücretin altında çalışan öğretmen arkadaşlara ulaşmaya çalışıyoruz ve neler yapılması gerektiğine dair konuşuyoruz.
Mardin’de bir özel kurs merkezinde çalışan öğretmen E.S. anlatıyor:
Milli Eğitim Bakanlığı’nda devlet güvencesiyle çalışan öğretmen arkadaşlarımızın maaşları bile Türkiye şartlarında geçinmeye yetmezken, özel sektör öğretmenleri olarak güvencesiz iş ortamında, branş ayrımının da yapılması sonucu çoğumuz asgari ücrete yakın ya da altında maaş almaktayız. Eğitim ortamında, öğrencinin karşısında tahtada duran herkes öğretmendir. Bunun devlet memuru-özel sektör öğretmeni ya da sözel branş öğretmeni-sayısal branş öğretmeni olarak sınıflara ayrılmasını kabul etmiyoruz. Öğretmenin birinci sıfatı “öğretmendir” ve temelde herkes aynı haklarla sınıfın karşısında olmalıdır.
Antalya’da bir özel kursta çalışan öğretmen D.D. anlatıyor:
Asgari ücretin belirlenmesiyle birlikte özel sektörde çalışan öğretmenin geliri asgari ücretin altında kaldı. Bu doğrultuda çalıştığımız kurumlarda dönem başında yapılan sözleşmelerin geçerli olduğu söylenerek aradaki farkın elden geri verilmesi isteniyor. Patronların bu süreçte ilk adımları sessizliğe bürünerek bu durumu normalleştirmeye çalışmak oldu. Ancak “Geçinemiyoruz” diyen öğretmenler olarak birbirimizden aldığımız güçle sesimizi çalıştığımız kurumlardaki dayanışmayla büyüteceğiz. Öncelikle birlikte hareket ederek elden istenilen farkı geri vermeyerek, asgari ücret dayatmasına karşı ara zam taleplerimizi dile getirerek ve sendika üzerinden belirlenen bu kurumların şikayet edilmesi olacak ayrıca bir süredir sendika olarak yürüttüğümüz taban maaş kampanyasının gerekliliğini yeni yılla beraber Antalya’da öğretmen buluşmasıyla bir kez daha vurgulayacağız.
Siirt’te bir rehabilitasyon merkezinde çalışan öğretmen B.K. anlatıyor:
Siirt’te çalışan öğretmenlerin sorunları genel bir sorun. Maaşların asgari ücretin altında veya asgari ücret seviyesinde yatırılması, maaşlara AGİ’nin yansıtılması, kurum sahiplerinin keyfi uygulamaları bu sorunlar arasında. Resmi tatillerde iptal olan derslerin ekstra ücretsiz mesai ile telafisini yapmamız isteniyor. Geçen Kurban Bayramı’nın hemen sonrasındaki hafta rehabilitasyon öğretmenleri 11 gün üst üste çalıştırılı. Rehabilitasyon merkezlerinde gelmeyen öğrenciyi geldi gibi göstermemiz isteniyor. Yapmak istemediğimizde işten çıkartılmakla tehdit ediliyoruz. Siirt küçük bir şehir, bu da kurum sahiplerinin birbirine daha çabuk ulaşması ve yakın ilişki kurmasına neden oluyor. Yılın belli dönemlerinde bir araya gelip öğretmenin taban maaşını belirliyorlar. Ağız birliği yaparak öğretmenlere aynı maaşı teklif ediyorlar. Bir kurumda sorun yaşadığınızda diğer kurumlarda iş bulmanızı zorlaşıyor.
Ağrı’da bir rehabilitasyon merkezinde çalışan öğretmen Ş.H. anlatıyor:
Enflasyon ve asgari ücret karşısında maaşlarımız eridi. Geçinemiyoruz. Özlük haklarımız yok. Belirli süreli sözleşmeler nedeniyle iş garantimiz yok. SGK primlerimiz asgari ücret üzerinden yattığı için bugün olduğu gibi emekli olduğumuzda da sorunlarla karşılaşacağız. Bunlar gibi daha çok sorunlarımız var evet ama mücadelemiz de var. Verdiğimiz mücadele Öğretmen Sendikası çatısı altında her geçen gün büyüyor. Öğretmenler artık çaresiz değil.
Hatay’da bir kurs merkezinde çalışan öğretmen E.N. anlatıyor:
Son birkaç yıldır süreklileşen zamlar zaten her özel sektör öğretmeninin sorunu olduğu gibi bir de maaşı asgari ücretin altında ücret alan öğretmenlerin, bankaya yatan asgari ücretin önemli bir kısmını patrona geri verecek olması canlarını bir kat daha sıkıyor. En doğal hakları olduğu halde gelecek sene işsiz kalma korkusu ile maalesef haklarını talep etme konusunda bile çok tedirginler. Özellikle bizim gibi küçük yerlerde kendi aralarında örgütlü olan patronların hakkını arayan öğretmenleri kendi aralarında fişlediği düşüncesi öğretmenleri daha da korkutuyor.
Kulağımıza gelen bilgilere göre asgari ücret talebini dile getiren öğretmenlere patron, “ Sene başında yaptığımız anlaşma geçerlidir” deyip haklarının bilincinde olmayan öğretmenleri kandırıyorlar. Bu durum da bize; patronların kan emici örgütlenmelerine ve insafsızlıklarına karşı öğretmenlerin dayanışmayı önceleyen, mücadeleci örgütlülüğünü her zamankinden daha yakıcı bir şekilde en önemli ihtiyaç olarak gösteriyor. Patronların gözü dönmüş kâr hırsını ancak haklarının bilincinde olan, emek ekseninde birleşebilmiş öğretmenlerin oluşturduğu demokratik bir sendika alt edebilir. Öğretmen Sendikası olarak kısa sürede bu doğrultuda büyüdük ve yer yer kazanımlar elde ettik. Asgari ücret ve aslında daha da önemlisi taban maaş konusunda da mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Sendika.Org