Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu öncesinde kadın avukatlar “Şekli değil gerçek eşitlik” kampanyasıyla yeni seçilecek yönetime taleplerini iletmek için avukatların imzasına açık bir deklerayon metni yayımladı. Kadın avukatlar yeni seçilecek yönetime toplumsal cinsiyete dayalı şiddete ve ayrımcılığa; cinsel yönelime, cinsiyet kimliğine dayalı maruz bırakıldıkları şiddete ve ayrımcılığa karşı verilen mücadelede gereken özeni göstermeye davet etti
Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu öncesinde kadın avukatlar “Şekli eşitlik değil, gerçek eşitlik” kampanyasıyla yeni seçilecek yönetime taleplerini iletiyor. Kadın avukatlar, avukatların imzasına açtıkları deklerasyon metninde çağrılarını şöyle özetliyor:
Kadın avukatlar olarak, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete ve ayrımcılığa; cinsel yönelimimize, cinsiyet kimliğimize/ifademize dayalı maruz bırakıldığımız şiddete ve ayrımcılığa karşı verdiğimiz mücadelede meslek örgütlerimizi de bütüncül politikalar oluşturmaya ve bu mücadelede gereken özeni göstermeye, Türkiye Barolar Birliği’nin yeni oluşacak yönetimini eşitliği sağlayacak somut adımlar atmaya çağırıyoruz.
4-5 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek TBB Genel Kurulu’nda mevcut başkan Metin Feyzioğlu ve Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan aday olacak. Genel kurul öncesinde yayınmlanan deklerasyon metnine binin üzerinde kadın avukat imza verirken kampanyaya ve genel kurula dair Av. Irmak Bakır’la konuştuk. Sendika.Org’a konuşan Bakır, kadın avukatların her kadının yaşadığı sorunlardan muaf olmadığını ifade ederek toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığa maruz kaldığını ifade etti. Bakır, deklerasyon metinin imzaya açılış sürecine de değinirken TBB’yi bu ayrımcılığa ve şiddete karşı etkin mücadeleye çağırdıklarını ifade etti. Bakır’ın sözleri şöyle:
Biz kadın avukatlar, hayatımızın her alanında olduğu gibi mesleğimizde de karşılaştığımız toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve ayrımcılık ile mücadele içerisindeyiz. İstanbul’da Muhittin Köylüoğlu’nun ofisinde çalışan kadın avukata cinsel saldırıda bulunmasını örnek olarak gösterirsek aslında biz kadınlar meslek içerisinde de bu şiddetin hedefi halindeyiz.
Ankara Barosu’na bağlı kadın avukatlar olarak “Ankara Barosu Toplumsal Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık, Şiddet, Cinsel Taciz ve Saldırıya Karşı Politika Belgesini” oluşturduk. Bu belge ile ayrımcılık ve şiddet biçimlerinden bütünüyle arındırılmış bir baro ortamı yaratmaya yönelik ilkeleri belirlemek, önleme destek ve güçlendirme birimlerini oluşturmak, etkin soruşturma ve yaptırım mekanizmalarını hayata geçirmek hedefledik.
Anayasa, CEDAW, İstanbul Sözleşmesi, TCK 6284 Sayılı Kanun ve diğer hukuk kaynaklarında güvence altına alınmış ilkelerin etkin bir mücadelede gerek ulusal gerek uluslararası düzeyde yürütülmesi gerektiğinin farkındayız. Bu düşünceyle 22 Kasım’da, mücadelemizi meslek örgütümüz içerisinde de büyütmek, kadın avukatlar olarak maruz kaldığımız şiddete karşı, şekli değil gerçek eşitlik talebimizi Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu’na taşımak üzere bir araya geldik.
Şekli eşitliğin değil gerçek eşitliğin talep edildiği bu metinde biz kadınlar Türkiye Barolar Birliği’ni, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve ayrımcılığa karşı mücadele etmek ve bu alanda farkındalık yaratmak için bütüncül politikalar oluşturmaya ve tüm saldırılara karşı etkili bir mücadeleye çağırmaktayız.
Kadın avukatların talepleri ise şöyle:
- Türkiye Barolar Birliği’ni, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve ayrımcılığa karşı mücadele etmek ve bu alanda farkındalık yaratmak için bütüncül politikalar oluşturmaya ve tüm saldırılara karşı etkili bir mücadeleye çağırıyoruz. Türkiye Barolar Birliği; başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere CEDAW’a, Türk Medeni Kanunu’na, Türk Ceza Kanunu’na, 6284 Sayılı Kanuna ve kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılara karşı, gereken özeni göstererek daha etkin bir mücadelenin gerek ulusal düzeyde gerekse uluslararası düzeyde yürütülmesinden sorumludur. Türkiye Barolar Birliği, kadın haklarının korunması ve geliştirilmesi mücadelesinde, kadın örgütleri ile iletişim ve koordinasyon halinde olmalıdır. Bu mücadelenin büyüterek yürütülmesinin koşulu kadınların karar alma süreçlerine demokratik katılımının sağlanmasıdır.
- Türkiye Barolar Birliği, hem bir meslek örgütü, hem bir işyeri olarak eşitlik eylem planını oluşturmalıdır. Eylem planında; Birliğin kendi bünyesinde kadınların eşit temsil ve eşit katılımını gerçekleştirecek, tüm üyelerinin ve yurttaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasında insan ve mali kaynaklarının eşit bir şekilde dağılımını sağlayacak tedbirler yer almalıdır.Eşitlik eylem planı, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve ayrımcılıkla mücadele kapsamında avukatların bürolarında, mesleği icra ederken ve yargının tüm bileşenleri ile ilişkilerinde gözetip uygulayacakları rehber ilkeleri de kapsamalıdır.Eşitlik eylem planı, kadın avukatların en geniş katılımı sağlanarak oluşturulmalıdır.
- Başta yönetim kurulu olmak üzere tüm kurul ve merkezlerde kadınların eşit temsili sağlanmalıdır.
- Maruz bırakıldığımız toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve ayrımcılığın önlenmesi için Türkiye Barolar Birliği, Toplumsal Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık, Şiddet, Cinsel Taciz ve Saldırıya Karşı Politika Belgesi oluşturmalı ve tüm Baroların politika belgelerini oluşturarak cinsiyet temelli şiddet ve ayrımcılığa karşı mücadelesini tavsiye ve teşvik etmelidir.
- Türkiye Barolar Birliği bünyesinde Cinsel Şiddete Karşı Destek ve Dayanışma Birimi kurulmalı ve tüm Baroların bünyesinde de aynı birimlerin oluşturulması için çalışmalar yürütülmelidir.
- Din, dil, ırk, cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği/ifadesi, fikir, yaş, felsefi düşünce, etnik, sosyal ve coğrafi köken, bedensel engel ve benzeri özellikler nedeniyle kadınlara, çocuklara, LGBTİ+’lara ve azınlıklara yönelik nefret söylemleri içeren beyan ve savunmaların savunma dokunulmazlığı dışında olduğu ve kabul edilemeyeceği açıkça ifade edilerek bu ilkenin; Avukat Meslek Etik, İlke ve Kurallarında açıkça yer alması sağlanmalıdır.
- Türkiye Barolar Birliği bünyesinde, İstanbul Sözleşmesi 11. maddesinde belirlenen standartlara uygun olacak şekilde, ekonomik ve dijital şiddet de dahil olmak üzere her türlü toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve ayrımcılıkla ve ayrıca nafaka hakkı ile ilgili, ülke genelindeki Baroların mesleki tüm faaliyetlerinden elde edilen bir veri tabanı oluşturulmalı; düzenli istatistiksel veri toplanmalı, düzenli araştırmalar ve anketler yapılmalıdır. Ayrıca Türkiye Barolar Birliği’nin tüm çalışma ve faaliyetlerinin periyodik olarak cinsiyet etki analizinin yapılması sağlanmalıdır.
Deklerasyon metnine ulaşmak için tıklayınız.
Sendika.Org