HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, Yunanistan’dan Türkiye’ye iade edilen ve aralarında çocukların da bulunduğu 45-50 kişilik mülteci grubunun bir komutanın emriyle askerler tarafından Meriç Nehri’ne atıldıkları iddialarını Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e sordu
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, 24 Ağustos’ta Yunanistan’dan Türkiye’ye iade edilen ve aralarında çocukların da bulunduğu 45-50 kişilik mülteci grubunun bir komutanın emriyle askerler tarafından Meriç Nehri’ne atıldıkları iddialarını Meclis gündemine taşıdı.
Nehre atıldıktan sonra kurtulmayı başaran bazı mültecilerin Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’ne (ÖHD) başvurusu üzerine beş kişinin yaşamını yitirdiği, aralarında çocuk, hasta ve yaşlıların da bulunduğu çok sayıda mültecinin kaybolduğu ve halen kendilerinden haber alınamadığı bilgisinin kamuoyu ile paylaşıldığını belirten HDP’li Kemalbay, sözlerini şöyle sürdürdü:
24.08.2021 tarihinde Yunanistan’dan Türkiye’ye iade edilmeleri sonrasında askerlerin komutanınım diye hitap ettikleri bir kolluk kuvveti görevlisinin emri ile 50-60 kişilik göçmen grubundan kadın ve kız çocuklarını ayırarak aralarında 10 yaş üstü çocuklarında bulunduğu 45 kişinin 5’erli gruplara bölünmek suretiyle ve açık nefret söylemleri ve hakaretle araçlara bindirilerek Meriç Nehrinin kenarına götürüldükleri, burada herkesten nehre atlayıp Yunan tarafına geri gitmelerinin istendiği, nehre atlamayı kabul etmeyenlerin ise üzerlerine ateş açılacağı tehdidinde bulunulduğu, erlerin insanların boğulabilecekleri uyarılarında bulunmaları üzerine komutanın daha da sertleşerek onları da emre itaatsizlikten sorumlu tutmakla tehdit ettiği, nehre atılmak istenirken kaçmaya çalışan 50 yaşlarındaki Afganistanlı bir mültecinin askerlerce silahla vurulduğu ve vurulan Afgan mültecinin daha sonra nehre atıldığı, emri veren komutanın ise nehre atılan göçmenlerin/mültecilerin ardından “güle güle” diyerek el sallarken o anları video kaydına aldığı basına yansıyan iddialardır.
HDP’li Kemalbay, Edirne Valiliği’nin “olayın varlığına ilişkin hiçbir sonuca ulaşılamadığı” açıklaması yaptığını, konuya dair verilen bir soru önergesini yanıtlayan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın da “Yazılı soru önergesinde gerçekleştiği iddia edilen olayın doğruluğuna ilişkin Bakanlığımızda bilgi ve belge bulunmadığı tespit edilmiştir” cevabı verdiğini hatırlatarak şunları kaydetti:
ÖHD İstanbul Şubesi’nin başvurusu üzerine Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı olaya ilişkin resen soruşturma başlatılmış, savcılıkça başvuru yapan iki sığınmacının ifadesi alınarak olayın yaşandığı yerin Edirne’nin Uzunköprü ilçesi olduğunu belirlenmiş ve yer tespiti yapılmıştır. Ancak; başvurucu sığınmacıların avukatları tarafından akıbetleri bilinmeyen sığınmacılar için nehirde arama çalışmaları başlatılması talebiyle başvuru yapılmasına rağmen ne valilikçe ne de savcılıkça sığınmacıların bulunması için herhangi bir arama çalışması başlatılmamıştır. Öte yandan, askerler tarafından Meriç Nehri’ne atıldığı belirtilen iki mülteci için kayıp başvurusu aldıklarını aktaran İnsan Hakları Derneği (İHD) yapmış oldukları basın açıklamasında; resmi gelen başvuruda iki kişinin kayıp olduğu ancak nehre atılanlar arasında çocukların da olduğu bu yönü ile de kendilerine bildirilmeyen durumlar bulunduğunu düşündüklerini belirtmişlerdir.
“Türkiye’nin taraf olduğu Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 4 numaralı protokolü ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında ülke içindeki yabancıların korunması amaçlanmıştır” diyen HDP’li Kemalbay, uluslararası anlaşmaları ve insan haklarını hiçe sayarak göçmenlerin/mültecilerin nehre geri yollanmasının ağır bir insan hakları ihlali olduğunu belirterek tüm bu iddiaların araştırılması ve sorumluların cezalandırılması çağrısı yaptı.
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay’ın, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle yönelttiği sorular şöyle:
- Yunanistan’dan Türkiye’ye iade edilen ve aralarında çocukların da bulunduğu 45-50 kişilik göçmen grubunun askerler tarafından Meriç Nehri’ne atıldıkları iddiaları bilginiz dahilinde midir? Bilginiz dahilinde ise bu iddialar doğru mudur?
- Yaşamını yitirdiği ve kayıp oldukları iddia edilen göçmen/mülteci sayısı tespit edilmiş midir? Tespit edildi ise kimlikleri belirlenmiş midir?
- 24 Ağustos 2021 gecesi Edirne sınırında görevli kolluk kuvveti birliklerinin kimlik tespiti yapılmış mıdır? Bu kişiler etkin ve şeffaf bir şekilde soruşturulmuş ve ifadelerine başvurulmuş mudur?
- Edirne Valiliğince “olayın varlığına ilişkin hiçbir sonuca ulaşılamadığı” açıklaması ile Milli Savunma Bakanı tarafından “yazılı soru önergesinde gerçekleştiği iddia edilen olayın doğruluğuna ilişkin Bakanlığımızda bilgi ve belge bulunmadığı tespit edilmiştir” açıklamaları hangi araştırma, inceleme ve soruşturma sonucuna göre verilmiştir? Bu iddialara ilişkin olarak kimlerle görüşülmüş ve ifadeler alınmıştır?
- Yer ve bölge tespiti yapılmış olması ve talep edilmesine rağmen halen neden nehirde arama çalışmaları başlatılmamıştır?
- Bölgede görev yapan askerler tarafından mültecilere/göçmenlerin, komutan gelince “Yunanistan’a gitmeyeceğiz” dememeleri yönünde uyarıldıkları ifade edilmiştir. Daha öncesinde de bu tür bir olay mı yaşanmıştır? Sınırda kolluğun bu tür bir uygulaması mı bulunmaktadır?
- Edirne Valiliğince ifade edilen “kamu görevlileri tarafından işlendiği iddia edilen her türlü kötü muamele ya da yetkisiz güç kullanma iddiası adli ve idari yönden araştırılmakta ve soruşturulmaktadır” açıklaması yapılmıştır. Bu kapsamda kaç kişi hakkında bir soruşturma başlatılmıştır ve kaç kişi görevden alınmıştır?
Sendika.Org