Asgari ücret görüşmeleri sürerken Halkevleri, Ankara'da Ulus Meydanı'nda "Geçinemiyoruz" dedi. Halkevleri'nin çağrısıyla toplananlar basın açıklaması yaptı. Açıklamada asgari ücrete dair talepler ifade edilirken faturalar, boş tencereye doldurularak "Tencerelerimize ancak borçlarımızı koyabiliyoruz" dendi
Asgari ücret görüşmeleri sürerken Halkevleri, Ankara’da Ulus Meydanı’nda “Geçinemiyoruz” dedi. Sağlık işçilerinin, kadınların, evde ücretsiz bakım sunan kadınların, asgari ücretli işçilerin, güvencesizlerin, kayıtdışı çalışanların, öğrencilerin, emeklilerin katıldığı eylemde son süreçte daha da derinden hissedilen yoksullaşmaya dikkat çekildi. “Sadece sermayenin çarkını döndürmeye hizmet eden sermayenin iktidarına karşı ses çıkarmaya geldik” diyen Halkevciler, bir basın açıklaması yaptı.
“Yalanları 3’e ayrılıyor. Yalan, kuyruklu yalan ve TÜİK verileri…”
“Yalanları 3’e ayrılıyor. Yalan, kuyruklu yalan ve TÜİK verileri…” diyen Halkevciler, açıklanan verilerin gerçeği yansıtmadığına dikkat çekerken bu veriler üzerinden ücretlerin belirlenemeyeceğini ifade etti.
Halkevleri’nden #geçinemiyoruz eylemi: “O toklar oturup bizim ücretlerimizi belirleyemezler”https://t.co/BXs2hqiBsh pic.twitter.com/fQyYZKPHgz
— sendika.org (@sendika_org) December 5, 2021
“Gün ışımadan işe giden gün kararmadan işten dönmeyenleriz”
Halkevleri adına basın açıklamasını Halkevleri Genel Sekreteri Mustafa Eberliköse okudu. Açıklamada artan kiraların, market fiyatlarının, faturaların geniş kesimleri etkilediğine dikkat çekilerek şunlar söylendi:
Bizler bu memleketin geçinemeyen milyonlarıyız! Ya açlık sınırının altında bir ücrete mahkum edilen ya da açlık sınırının altında ücreti bile bulamayan işsizleriz. Gözlerimizin önünde şatafatla yaşayan bir avuç zengin için köleleştirilmek istenen bizleriz.
Gün ışımadan işe giden gün kararmadan işten dönmeyenleriz.Pazarda, markette filelerini dolduramayan bizleriz. Bu soğuk kış günlerinde evlerinde kombi, odun, kömür yakmaktan korkan, battaniye altında oturanlar da bizleriz. Kiracıyız, yükselen kiralar karşısında başımızı sokacak bir dam için ucuz kira peşinden koşan, şehrin dışına taşınmak zorunda kalanlar bizleriz.
Bizler karnımızı doyurmak için mesai sonrası ikinci, üçüncü işte sabahlara, akşamlara kadar çalışmak zorunda bırakılanlarız. Yine de açız, açıktayız. Oturduğumuz yerde alamıyoruz ikinci, üçüncü maaşları.
Açıklamanın sonunda ise talepler açıklandı. Talepler şöyle:
Vergiden muaf, insanca yaşayabileceğimiz bir asgari ücreti talep etmek için buradayız bugün.
Açlık sınırının altında değil, TÜİK’in yalan verilerine göre değil, patronlara köle olarak değil, insan onuruna uygun bir biçimde bir asgari ücret talep ediyoruz.
Barınabilmek, ulaşabilmek, beslenebilmek, ısınabilmek, eğlenebilmek, gezebilmek, spor yapabilmek istiyoruz.
Çocuklarımızın eşit eğitim alabilmesini, sağlık hizmetlerinden eşit yararlanabilmek istiyoruz.
Belirlenen asgari ücret sadece asgari ücret alanı değil hepimizi etkiliyor.
O yüzden bugün burada işçiler, işsizler, esnaf, köylü, gençler, emekliler, kadınlar, memurlar, ilkokul mezunları, üniversite mezunları olarak bulunuyoruz.
Taleplerimiz ise;
- Asgari ücret geçim ücreti olsun!
- En düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyine yükseltilsin
- Kiralar denetlensin, kiracılar desteklensin
- Faturalar ve gıdalarda KDV sıfırlansın
- Her konuta parasız 18 metreküp su, 140 metreküp doğalgaz, 230 KWh elektrik verilsin.
- Ödenmeyen faturalar nedeniyle elektrik, su, doğalgaz kesilmesin
- Diyanete, savaşa değil halkın insanca yaşamasına bütçe
- Çalışma haktır, herkese güvenceli iş koşulları sağlansın.
“Üreten biziz, yöneten biz olacağız”
Açıklamanın ardından bir sağlık işçisi söz alarak şunları söyledi:
Daha güneş doğmadan evinden ayrılıp güneş battıktan sonra evine dönen işçilerdeniz biz. Bir tarafta evine ekmek götüremeyen, çocuğuna ayakkabı alamyan insanlar; bir tarafta ise ayda 25 bin TL maaş aldığı halde mafyalardan para dolusu çantalar alan milletvekilleri. İşçilerin haklarını niye savunmuyorsunuz? Sürekli “Şükredin” deyip işçileri uyutmaya çalışan din adamları, aldığınız maaşlarla rahat uyuyabiliyor musunuz? Barınamıyoruz, geçinemiyoruz, ulaşamıyoruz, beslenemiyoruz. Milyonlarca insanız biz. Dertlerimiz ortak. Ancak yanyana gelmedikçe, örgütlenmedikçe kendimizi yalnız hissediyoruz. O dertlerin altında eziliyoruz. Tek bir çaremiz var, örgütlenmek. İşyerlerimizde sendikalarımızı büyüteceğiz. Üreten biziz, yöneten biz olacağız.
OSTİM’de çalışan bir kadın işçi de söz aldı: “Çıkar telefonunu göster diyorlar. Hangisi bana ‘Faturanı göster’ diyor? Hangisi ‘Borçlarını göster’ diyor? Toklar açın halinden anlamaz. O toklar bizim ücretlerimizi belirleyemezler”https://t.co/BXs2hqiBsh pic.twitter.com/gjMK3sFnod
— sendika.org (@sendika_org) December 5, 2021
“O toklar oturup bizim ücretlerimizi belirleyemezler”
Sağlık işçisinin konuşmasının ardından OSTİM’de çalışan bir kadın işçi söz aldı. Söz alan işçi ise şunları söyledi:
Biz kadınlar, asgari ücrete dahi çoğu zaman ulaşamıyor. Ucuz işgücü olarak kullanılıyoruz. Herkes bilir, OSTİM’de işyerlerinde doğalgaz yoktur. Soba yanar. 30 liraya aldığım kömürün çuvalını bu sene 80 liraya alıyoruz. Bizler bu koşullarda mücadele ediyoruz. Diyorlar ya, “Çıkarın telefonunuzu gösterin.” Hangisi bana “Faturanı göster” diyor. Hangisi “Borçlarını göster” diyor. Sorarlar, üstünde mont var diye. Dört neslinin montudur var. Ablamdan kız kardeşime, ondan bana geçti. Gerçekten geçinemiyoruz. Alışveriş yapamıyoruz. Tencerelerimizi kaynatamıyoruz. Genç bir kadın olarak işten çıkınca bir yerde oturup kahve içemiyorum. Oraya vereceğim parayla eve ekstra ne alırım diye düşünüyorum.
O toklar oturup bizim ücretlerimizi belirleyemezler. Aç açın halinden anlar. Toklar açın halinden anlamaz. Açlar burada. Birçoğu da evlerinde. Gelmek istiyorlar ama öyle baskılara maruz kalıyorlar ki… Bir gün gelecekler. Bir gün bütün açlar burada bizimle olacaklar.
Konuşmaların ardından eylemciler yanlarında getirdiği faturaları boş tencereye koyarak “Tencerelerimize ancak borçlarımızı koyabiliyoruz” dedi.
Eylemden fotoğraflar:
Sendika.Org/Ankara