Neyse ki ikinci bir şansınız daha olacak. Julian Assange size başvuracak. Onun başvurusu sizin için ikinci bir şans olacak. Bu şansınızı, gerçekten siz “Yüksek” misiniz, yoksa emperyalist transatlantik işbirliğinin zavallı maskaraları mısınız, buna karar vermek için kullanacaksınız
Jan Hus 6 Temmuz 1415’te meydanda yakılarak öldürüldü. Tarihsel diyalektiğin cilvesidir: Jan Hus, İngiliz teoloji profesörü John Wycliffe’in çalışmalarını çeviriyor ve savunuyordu. Şaşırtıcı, ama 15. Yüzyılın Britanyası o zaman Kıta Avrupasından daha ileriydi.
Jan Hus ve onun gibi kahraman kişilikler aradan geçen 600 yıl içinde modern felsefeyi kurtardılar, eleştirel düşünceyi yeni baştan kurdular, ifade özgürlüğü ve hukuk normlarını yerleştirerek bugün sizin üzerinde keyifle gezindiğiniz, mesleğinizi de borçlu olduğunuz çağdaş uygarlığı yarattılar.
Siz, “Yüksek” mahkeme yargıçları, üzerinde oturduğunuz sandalyeler, bu altı yüzyıllık felsefî ve toplumsal evrimin bir ürünüdür.
Bu mirası yok sayma özgürlüğünüz yoktur. Çünkü “yargı bağımsızlığı”, bu mirasın ürünüdür.
J’accuse! Bir yanlış yaptınız.
Neyse ki ikinci bir şansınız daha olacak. Julian Assange size başvuracak. Onun başvurusu sizin için ikinci bir şans olacak. Bu şansınızı, gerçekten siz “Yüksek” misiniz, yoksa emperyalist transatlantik işbirliğinin zavallı maskaraları mısınız, buna karar vermek için kullanacaksınız.
Yanlış yaparsanız, karanlık çağların engizisyon mahkemesine benzeyeceksiniz.
Her iki durumda da Julian Assange’ın anıtı dikilecek. Onun anıtı, sizin kararınızdan bağımsız olarak dikilecek. Aradaki tek fark şu olacak: eğer yanlış yaparsanız, onun anıtı, sizin rezilliğinizin üzerinde dikilecek.
Kraliçenize de iki çift lafım var (saray ahalisini ben direkt muhatap almam, o nedenle bu mesajı ona siz ileteceksiniz):
Yaşına rağmen De Gaulle’ün Sartre için söylediklerini anımsayacak kadar zinde görünüyor:
“On ne met pas Voltaire à Bastille, sinon le peuple le détruiront sur nos têtes.”
İyi bir iş çıkarmanız dileğiyle, iyi çalışmalar!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.