Anayasa Mahkemesi’nin ihraç edilen Barış Akademisyenleri hakkında ifade özgürlüğü ihlâli kararı vermesine rağmen OHAL Komisyonu’nun başvurular hakkında peş peşe ret vermesinin ardından Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Türk Tabipler Birliği (TTB), Ankara’da ortak bir açıklama yaptı. OHAL Komisyonu’nun kararlarının hukuku çiğnediğinin ifade edildiği açıklamada “Ret’leri reddediyoruz, barışa sahip çıkıyoruz” denildi
Anayasa Mahkemesi’nin ihraç edilen Barış Akademisyenleri hakkında ifade özgürlüğü ihlâli kararı vermesine rağmen OHAL Komisyonu, başvurular hakkında peş peşe ret verdi. Bu hukuksuz durum karşısında Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Türk Tabipler Birliği (TTB), Ankara’da ortak bir açıklama yaptı.
Mülkiyeliler Birliği’nde yapılan açıklamada “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildirinin imzaya açılmasından ihraçların başlamasına kadar olan süreç aktarılırken AYM’nin düşünce ifade özgürlüğü ihlâli kararı verme gerekçesi doğrudan AYM kararından okunarak açıklandı.
“Anayasa Mahkemesi kararları tüm devlet organları gibi OHAL Komisyonunu da bağlar. Buna rağmen, OHAL Komisyonunun kararlarında Anayasa Mahkemesinin Füsun Üstel kararının adını bile anmaması anayasal düzenin hiçe sayılması anlamına geldiği gibi Türk Ceza Kanunu anlamında da suç oluşturabilecek nitelikte kasıtlı bir eyleme vücut vermekte” denilen açıklamada ülke tarihinde üniversitelere yönelik diğer tasfiye süreçlerine de değinildi. 1944-1948 yılları arasındaki DTCF tasfiyesi, 1960’taki “147’ler olayı” ve 12 Eylül sonrasındaki “1402’likler” hatırlatılırken bu süreçlerde ihraç edilen akademisyenlerin 6-9 yıl içerisinde hak kayıpları da tazmin edilerek işlerine geri dönme hakkını elde edebildikleri vurgulandı.
Açıklamanın son kısmında ise OHAL Komisyonu’nun kararlarının hukuku çiğnemek anlamına geldiği ve suç olduğu ifade edilerek mücadeleye devam edileceği ifade edildi. Açıklamanın son kısmı şöyle:
Barış akademisyenlerinin haklarını gasp edenler hukuku çiğnemekte olduklarının elbette farkındalar. Hukuk tanımazlıklarıyla, insan haklarını, çalışma özgürlüğünü veseyahat hakkını engellemekle bir kazanç elde edeceklerini düşünen bedbahtlar tarihin kara sayfalarında yerlerini şimdiden almıştır. Unutmadık, unutturmayacağız. OHAL Komisyonu’nun açıkça suç olan bu kararlarını tanımıyoruz ve bu suça ortak olmayacağız.
Düşünce özgürlüğünü her zaman savunmaya devam edeceğiz ve Türkiye’nin bu karanlıktan çıkması için mücadele edeceğimize buradan söz veriyoruz. Karanlık güçlerden korkmuyoruz.
Ret’leri reddediyoruz, barışa sahip çıkıyoruz!
Sendika.Org