Kadın Savunma Ağı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü öncesi “Kadına yönelik şiddete karşı sen, ben, o sokağa” sloganıyla eylemlerini sürdürüyor. İstanbul ve Ankara’nın ardından Samsun’da Kadın Savunma Ağı, 17.30’da Türkiş’te İş Bankası önünde bir araya gelerek eylem düzenledi
Kadın Savunma Ağı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü öncesi “Kadına yönelik şiddete karşı sen, ben, o sokağa” sloganıyla eylemlerini sürdürüyor. İstanbul ve Ankara’nın ardından Samsun’da Kadın Savunma Ağı, 17.30’da Türkiş’te İş Bankası önünde bir araya gelerek eylem düzenledi.
Kadınlar, ellerinde tuttukları resmi tutması için çevredeki kadınlara çağrı yaptı. Yapılan çağrıda şunlar söylendi:
Şimdi sen de buraya gelemeyen bir kadın için aramıza katıl
Yaşamak istiyorum çığlığına rağmen devletin korumadığı ve bu nedenle aramızda olamayan Emine Bulut için bu resimlerin ve mücadelemizin bir ucundan tut.Bu ülkede hayatlarımız değersiz ama bazılarımızın hayatı daha da değersiz. Trans bir kadın olan Hande Kader bir nefret cinayeti sonucu yakılarak öldürüldü. Biz bugün burada Hande’nin polise karşı attığı yeter çığlığından güç alarak varız. Hande Kader için aramıza katıl ve mücadelenin ucundan tut.
İki gün önce evli olduğu erkeğin sistematik şiddeti nedeniyle intihar ettiği söylenen Münevver aslında dayanışmak adına kadınlara derdini anlattı ve polise başvurdu. Her intihar toplumsal bir cinayettir ve bu cinayetin faili sadece Münevverin kocası değil, erkek-devlettir. Bugün bizimle aynı saatlerde Münevver için arkadaşlarımız Okmeydanı’nda eylemde. Biz de hem buraya gelemeyip Okmeydanı’nda eylemde olan arkadaşlarımız hem de Münevver için buradayız.
Şimdi sen de buraya gelemeyen bir kadın için aramıza katıl
Mesela ölmemek için öldürmek zorunda kalıp birkaç ay önce Yargıtay tarafından 15 yıl hapisle cezalandırılan Çilem Doğan için buradayız. Çilem bu kararla erkek adaletin ‘bu dünyadaki bütün kadınları hapsettiğini’ söyledi. Çünkü bu karar erkeklere siz öldürebilirsiniz kadınlara da siz kendi hayatlarınızı savunamazsınız demektir. Çilem senin dediğin gibi ellerin ellerimizde şimdi sizde buradaki resimlerden birini tutun.Şimdi sen de buraya gelemeyen bir kadın için aramıza katıl
Nevin Yıldırım kendisine 3 yıl boyunca tecavüz eden akrabasını öldürdü. Nevin özsavunma yaptığı için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Nevin Yıldırım pişman değil çünkü erkek devlet o erkeğin tecavüzünü durdurmak için başka bir olanak sağlamamıştı. Bizler Nevin’in baltasıyız ve içinde olduğu şiddet döngüsünden çıkmak için gösterdiği cesaretin arkasındayız. Nevin burada değil ama biz onun içinde buradayız. Sen de Nevin için feminist mücadelemizin bir ucundan tut.Şimdi sen de buraya gelemeyen bir kadın için aramıza katıl
Mesela Yasemin Çakal zorunlu olarak göç etmek zorunda kaldı çünkü kendisine sistematik olarak şiddet uygulayan evli olduğu erkeği öldürdü. Erkek adalet Yasemin’e meşru müdafaa hükümlerini uygulamayarak cezalandırdı. Yasemin özgür olmak için İsviçre’ye sığınma talebinde bulundu ve Avrupa’da bir ilk olarak politik oturma hakkı kazandı. Yasemin burada değil ama yanımızda ve o da kadın kadını savunur diyor. Sen de böyle diyorsan resmimizin bir ucundan tut.
Kadınlar, eylem boyunca ellerindeki bildirileri de çevredeki kadınlara dağıtarak eyleme çağırdı. Feminist özsavunma vurgusunun yapıldığı eylemde ekonomik krize de değinildi:
Hepimiz yıllardır gittikçe daha güvencesiz hayatlara hapsedildik. Parasızlık, evsizlik, işsizlik… Bu olanaksızlıklar arasında güçsüz kalıyoruz, sıkışıyoruz ve hiçbir çıkış yolu yokmuş gibi geliyor. Her gün gıdadan faturaya her şeye zam geliyor. İşsizlik günden güne çığ gibi büyürken kadın işsizliği neredeyse her iki kadından biri olacak düzeyde. Aynı iş yerinde ve aynı konumda çalışan kadınların erkeklere göre ücretleri daha düşük. Kadınların ve LGBTİ+’ların çalışma hayatının her aşamasında mobbing var. Kadınlar nasıl geçineceğini bilemediği, geleceğini göremediği için şiddet gördüğü ailelerinin, evlerinin içinde kalmaya zorlanıyor. Araştırmalar ekonomik kriz büyüdükçe boşanmanın zorlaştığını gösteriyor. İktidar bizleri güvencesiz işlere, kredi borçlarına mahkûm ederek bir yandan otoriterliğini güçlendirirken bir yandan sermayenin elde ettiği karı gün geçtikçe büyütüyor. Bu bir şiddettir! Bizler Kadın Savunma Ağı olarak tüm kadınları bu ekonomik şiddete karşı feminist özsavunma ağlarımızı ve dayanışma ağlarımızı örmeye çağırıyoruz.
Pandemide bazılarımız okullar kapandığı için çocuklarımızın bakım emeğini tamamen üstlenirken işlerimizden ayrılmak zorunda kaldık ya da hayatımızın büyük bir kısmını çocuk bakımı babasının ya da toplumun sorumluluğu değilmişçesine adadık, aslında devletin sorumluluğunda olan yaşlı bakımını başka bir olanağımız olmadığı için üstümüze yükledik.
Biz o kadınlar için de buradayız ve bakım emeğini kolektifleştirmek feminist mücadelemizin çok önemli bir parçası.
Mesela 65 yaş üstü olanlarımız pandemide aylarca ev hapsine mahkûm edildik.
Bazılarımız üniversiteler kapandığı için ya da ekonomik kriz sebebiyle işsiz kaldığımız için zar zor çıktığımız aile evlerimize dönmek zorunda kaldık.
Bazılarımız milyonlarca işsizin olduğunu bildiğimiz bu ülkede, çalıştığımız güvencesiz işimizde bizi mesai saati içi dışı demeden sömüren patronlara göz yummak zorunda kaldık. Cumartesi günü mesaiye kalan, bu yüzden burada olmayan kadınlar için de buradayız. Plazadan fabrikaya sömürülen tüm kadınlar için feminist mücadelemizi yükseltelim.
Eylemde bir diğer vurgu da feminist laiklik mücadelesine yapıldı. Kadınlar, feminist laikliğin yaşamsal önemine dikkat çekilerek Afgan kadınların Taliban rejiminden sonra özgürlüklerine ve haklarına dönük baskı ortamına değinildi. LGBTİ+’ların tüm saldırılara rağmen dirençli olduklarını vurgulayan kadınlar, “Sürekli eşcinsellik hastalıktır diyerek nefreti, homofobikliği pompalayan diyanet LGBTİ+ların işte, evde, okulda, sokakta ayrımcılığa, nefrete ve şiddete maruz kalmasının en büyük sorumlularından biridir” dedi.
25 Kasım’ın tarihinin anlatıldığı eylemde faşizm vurgusu da Erdoğan’ın geçen günlerde “Her kim bu ülkede bir daha İstanbul Sözleşmesi ile başlayan bir cümle kurarsa” dediği anımsatılarak “İstanbul Sözleşmesi bizim” sloganı atıldı. “Kadınlar birlikte birlikte güçlü” sloganının da atıldığı eylemde “Yaşasın feminist özsavunmamız”, “Trans cinayetleri politiktir”, “Erkek-devlet şiddetine karşı hayatlarımızı savunacağız” ve “25 Kasım’da sokağa” dövizleri de taşındı.
Kadınlar açıklamayı Samsun Kadın Dayanışması’nın çağrısıyla 25 Kasım günü saat 18.00’de Eski Vergi Dairesi/Küçükpazar önünde bir araya gelerek eylem düzenleyeceklerini hatırlatarak sonlandırdı.
Sendika.Org