Avcılar Kadın Platformu “Şiddet düzenine itirazımız var” diyerek Deprem Anıtı önünde bir araya geldi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için Taksim’e çağrı yaptı
İstanbul’da Avcılar Kadın Platformu bugün (22 Kasım) “Şiddet düzenine itirazımız var” sloganıyla Deprem Anıtı önünde eylemdeydi.
“Erkek şiddetine karşı isyanımız bitmedi, sürüyor”, “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir” yazılı pankartlar açan kadınlar, sık sık “Kadın cinayetleri politiktir”, “İstanbul Sözleşmesi bizimdir, vazgeçmiyoruz” sloganları attı.
Eylemde, Gönül Karaman tarafından okunan açıklamada “Dünyada ve Türkiye’de yükselen kadın mücadelesinden aldığımız güçle bu yıl da 25 Kasım’da erkek egemenliğine, yoksulluğa, işsizliğe, hukuksuzluğa, cezasızlığa, ayrımcılığa, her gün yaşanan kadın katliamlarına, trans cinayetlerine, erkek devlet şiddetine karşı biz kadınlar LGBTİ+’lar sokaktayız” denildi.
“Haksız tahrik indirimi verilmeyen dosya neredeyse yok”
Kadınların maruz kaldığı şiddetten uzaklaşarak yeniden bir yaşam kurmalarının neredeyse imkânsız bir hale geldiğini belirten Karaman, sözlerini şöyle sürdürdü:
2021 yılının ilk altı ayında 130 kadın boşanmayı istediği, barışmayı reddettiği gibi gerekçelerle erkekler tarafından öldürüldü. İstanbul’da Başak Cengiz’i sokak ortasında kılıç ile öldüren katilin “Savunmasız olduğunu düşündüğüm için bir kadın seçtim” ifadesi aslında yalnızca fiziki bir savunmasızlığı içermiyordu. İstanbul Sözleşmesi’ni bir gece yarısı fesheden tek adam, kadın katillerine iyi hal indirimleri uygulayan, nefret suçuna maruz bırakılan LGBTİ+’ları görmezden gelen yargı ve ayrımcılığı körükleyen her türlü politikayı yürütenler bu “savunmasızlık” ve peşi sıra gelen “cezasızlık” kültürünü bizzat oluşturanlar bu cinayetlerden asıl sorumlu olanlardır. Yıllardır sistematik şiddete uğrayan ve dokuz ayrı koruma kararı bulunmasına rağmen devlet mekanizmaları tarafından korunmayan Çilem Doğan’ın davasında da gördüğümüz üzere yaşamak için öldürmek zorunda kalan kadınlara meşru müdafaa hükümleri uygulanmazken, kadın katillerine ‘haksız tahrik indirimi’ verilmeyen dosya neredeyse yok. Erkeklere cezasızlık uygulayan yargı yine Ayşe Gökhan’a 30 yılla cezalandırmıştır. Şiddeti önlemek bir yana bunu sistematik bir politika aracı olarak kullanan iktidar kazanılmış haklara dönük saldırıları ile kadınlara gözdağı vermeye çalışıyor.
LGBTİ+’ların özellikle İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması sürecinde olmak üzere bakanlar, Diyanet ve diğer devlet kurumları tarafından hedef gösterildiğini ve nefret suçuna maruz bırakıldığını hatırlatan Karaman, “Tüm bu saldırıların karşısında biz kadınlar ve LGBTİ+’lar haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmiyor, birlikte mücadelemizi büyütüyoruz” dedi.
Eğitime, sağlığa, sosyal güvenceye ayrılmayan bütçeni Diyanet’e aktarıldığını belirten Karama, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kocanız vurmaya kalkarsa uygun bir dille nedenini sorun” diyen Diyanet İşleri Başkanı, erkek egemen şiddetin sözcüsü haline geldi. Yoksulluk ve şiddeti bize kader olarak dayatan, hayatımızı yaşanmaz kılmaya çalışanlara inat yaşamın kırıntısını değil tamamını istemeye devam ediyoruz. 2022 yılı için planlanan bütçede savunma ve güvenliğe ayrılan pay yüzde 30 arttı. Irak ve Suriye’ye dönük sınır ötesi operasyon ve asker bulundurmayı içeren tezkere Meclis’te onaylanarak iki yıl daha uzatılmış oldu. Yeni göçler, yeni yoksulluklar, kadınlar ve çocuklar açısından bitmeyen bir şiddet anlamına gelen bu savaş politikalarına karşı barışı savunmaya devam ediyoruz.
Karaman, “Birbirimizden aldığımız güç ve dayanışmayla ‘Bizim için bitmedi!’, ‘Kadın mücadelesi kazanacak!’ demekten vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz” dedi ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde, saat 19:30’da Taksim Tünel’e çağrı yaparak sözlerini sonlandırdı.
Sendika.Org