Antalya Kadın Platdormu, Aydın Kanza parkında yaptığı basın açıklaması ile “Düşlerimizi, gülüşlerimizi, mücadelemizi asla teslim alamayacaksınız; geceleri, sokakları, meydanları, iş yerlerimizi, okulları, kampüsleri terk etmiyoruz; kadınlar vardır, kadınlar her yerde!
Yaşasın kadın dayanışması! Yaşasın eşit ve özgür bir yaşam mücadelemiz!” dedi
Antalya Kadın Platformu, Aydın Kanza Parkı’nda yapmayı planladığı miting yağmur nedeniyle basın açıklamasına dönüştürüldü. Eylemde platform adına Münire İnal okudu.
“İki yıla yakındır süren pandeminin etkisi tüm olumsuzluğuyla devam ederken, salgını kadınlar olarak artan şiddet, yoksulluk, işsizlik ve emek gaspı nedeniyle daha da ağır yaşıyoruz” diyen İnal, mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini ifade etti.
İnal konuşmasında şunları söyledi:
Yakın zamanda Çilem Doğan ın yargılama sürecinde yaşadığımız gibi, ölmemek için, kendilerine sistematik şiddet uygulayan erkeği öldürmek zorunda kalan, özsavunma hakkını kullanan kadınları cezalandırırken, kadınlara, çocuklara, LGBTİ+lara yönelik şiddetin her geçen gün arttığı, şiddet uygulayanların erkek yargı aracılığıyla cezasız bırakıldığı bir süreçte önce İstanbul Sözleşmesinin feshi, şimdi de 6284 hedefe konularak yaşam alanlarımız daha da daraltılmak isteniyor. Siyasal İslamcı rejimlerin iktidarda olduğu tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de hayatlarımız karanlığa teslim edilmek isteniyor. Biz bu karanlığı dinci gerici bir azınlık istiyor diye İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı kararıyla feshedilmesinden, “9 yaşındaki kız çocuklarıyla evlenilebilir” fetvalarından, kız çocuklarına oğlan çocuklarının ayaklarının yıkatıldığı sübyan mekteplerinden, adım adım dinselleştirilen eğitimden, işsizliği kadınların çalışmak istemesine bağlayan bakan demeçlerinden, kadının yerini evi, görevini de kocaya itaat olarak gören muktedirlerden, LBGTİ+ları hedef göstererek onlara yönelik şiddetin bizzat kışkırtıcısı olan iktidar sahiplerinden, gökkuşağı renklerine yönelik yasaklardan, haklarını aramak için alanlara çıkan kadınlara yönelen devlet şiddetinden, şiddet faillerini koruyan, cezasız bırakan yargı pratiklerinden, pandemi fırsatçılığıyla taciz, tecavüz, istismar faillerinin salıverilmesinden, kız çocuklarının giderek örgün eğitimden koparılmasından, çocuk yaşta zorla evlendirilecekleri düzenlemelerin yasa kılıfına sokulmasından tanıyoruz.
AKP/MHP iktidarı bir yandan kadın düşmanı politikaları hayata geçirirken diğer yandan savaş politikalarına hız kesmeden devam ediyor. Militarist ve kutuplaştırıcı siyasetin sonuçları daha fazla erkek-devlet şiddeti, gittikçe vahşileşen yöntemlerle işlenen kadın cinayetleri ve daha fazla gözaltı, tutuklama ve işkence olarak karşımıza çıkıyor. Emperyalizmin kan gölüne çevirdiği Ortadoğu’da dün IŞID ve ÖSO gibi dinci-gerici örgütlerle kurulan ittifakın kadınların yaşam hakkı başta olmak üzere var oluşlarına dönük saldırılar karşısında kadınların özgürlük mücadelesine tanık olduk. Bugün Afganistan’ın Taliban iktidarına bırakılmasıyla kadınların yine kendilerine çizilen sınırları kabul etmediğine, direnişlerine tanıklık ediyor ve direnişlerini selamlıyoruz.
Biz kadınlar yaşamlarımızın her alanında “Ne korku, ne gözyaşı, ne utanç yıldıracak bizi, daha özgür bir dünyayı kadınlar birlikte kuracak!” demek için bugün buradayız.
Sigortasızlığa, düşük ücrete ve esnek çalışma şartlarına karşı “Güvenceli İş Güvenceli Gelecek” demekten,
Erkek-Devlet şiddetine, pandeminin ve ekonomik krizin bedelini kadınlara yükleyenlere ve kadın yoksulluğuna karşı mücadele etmekten,
Okulda, işte, sokakta ve hayatın her alanında maruz bırakıldığımız şiddete ve cinsel tacize karşı dayanışmayı büyütmekten, Gericiliğe ve yozlaşmaya karşı laikliği, Savaşa, işgallere, katliamlara, sömürüye ve ırkçılığa karşı barışı ve kardeşliği savunmaktan,
Homofobi ve transfobiye karşı Burdayız, Alışın demekten
Üzerimizdeki baskı, sömürü ve eşitsizliği karşı örgütlü mücadeleden
Bir gece yarısı kararnamesi ile yaşamlarımızı yoksayanlara karşı istanbul Sözleşmesi’nden Kadınlara Lgbti+ lara ve çocuklara yönelik şiddeti meşrulaştıranlara karşı yaşamlarımızı savunmaktan, tırnaklarımızla kazıya kazıya kazandığımız yasal haklarımızdan, 6284’den TCK-103’ten
Özgürlüklerimizden, Haklarımızdan, Yaşamlarımızdan ve Birbirimizden
Vazgeçmiyoruz!
Sendika.Org