Barınamayan öğrenciler İzmir’de eylemdeydi. Üniversiteliler, talepleri karşılanana kadar şehir şehir, kampüs kampüs mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi
İzmir Üniversite Dayanışması ve Yurtsuzlar, “Barınamıyoruz, geçinemiyoruz, hakkımızı alacağız” diyerek Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi önünde basın açıklaması yaptı.
Üniversiteliler, talepleri karşılanana kadar şehir şehir, kampüs kampüs mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.
Üniversite öğrencileri, fahiş kira fiyatları ve niteliksiz, yetersiz, yurtlara karşı günlerdir sokaklarda. Sırtlarında birer battaniyeyle bulundukları kentlerin banklarında uyuyor. Çoğu üniversiteli de memleketlerine dönmek zorunda kaldı. Barınma sıkıntısı yaşayan öğrenciler taleplerini bu kez de İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi önünde haykırdı.
2 yıla yakın süren pandemi süreciyle niteliksiz online eğitime mecbur bırakıldıklarını söyleyen öğrenciler, ardından başvurdukları KYK yurtlarında da 10 bininci yedekte kaldıklarını anlatarak, “Fahiş kira fiyatları ile evsiz kaldık. Bazı arkadaşlarımız tüm bu nedenlerle kayıt dondurmak zorunda kaldı. Kazandığımız okulların bulunduğu şehirlere gelemediler. Bizlere yalan söylüyorlar diyenler bilsinler ki: Önünde bulunduğumuz Dokuz Eylül Üniversitesi’nin kendine ait yurdunun kapasitesi sadece 564. İzmir’deki tüm devlet yurtlarının kapasitesi sadece yaklaşık 16 bin. Tüm bu verilere karşılık İzmir’de 200 bine yakın öğrenci var.” dedi.
Üniversiteliler adına ortak basın açıklamasını yapan Uğur Yıldız şunları kaydetti:
Biz tam da bu verilerin gerçekliğini yaşayanlarız. Barınamadığımız gibi geçinemiyoruz da. Akşamları ne yiyeceğimizi kara kara düşünüp boş buzdolabına bakarken öğrenciye makarnayı reva gören, geçimimiz üzerinden çay-simit hesabı yapan bir anlayışla karşı karşıyayız. Her yıl elektrik, su, doğalgaz, internet, ulaşım gibi zaruri ihtiyaçlarımıza zam yapılırken yaşamamız ve eğitimimizi sürdürmemiz bekleniyor, günde 10 saat düşük ücretli ve güvencesiz işlerde kayıt dışı çalışmak zorunda kalıyoruz. Bununla birlikte niteliksiz bir eğitim sistemiyle cebelleşmek çabası içersindeyken, geleceğimiz için çabalarken okullarımız hem içerik bakımından hem de sınıfları, laboratuvarlaı vb. alanlarının yetkin olmayışı ve yetersizliği ile bilgiye ulaşım ve öğrenim sürecinde bizlere bütün bunlar yetmezmiş gibi ayrıca bir engel oluşturuyor, dünya ortalamasındaki tablolarda bunun en net göstergesidir, bu durumda suçlu öğrenci değil sistemin kendisidir. Bugün öğrenimimize zarar veren de, mezun olduktan sonra bizi işsizlikle yüzleştiren de bu anlayıştır.
Geçinemiyoruz! Niteliksiz olan yurtlar için bizden 400 lira alıp bizim 250 lirayla geçinmemizi bekleyenlerden bugün burada hesap sormak için mücadele ediyoruz. Öğrencilerin borcunu silmeyip, eğitim sistemine yatırım yapmayanlar New York’ta milyon dolarlık kulelerin açılışını yapıyor. Geri ödemeli 650 lirayı bize çok gören, ‘gözünüze dursun’ diyenlerin 1150 odalı saray fanuslarında yaşarken bir günlük masrafı binlerce öğrencinin aylık masrafına eşit olanlardır. Fakat üniversiteliler geçinemiyor.
Üniversite öğrencileri olarak temel hak mücadelemiz için yola çıkıp memleketin birçok kentinde sokaklarda, parklarda kalmaya başladık. Devletin bize yaşam diye sunduğu da bundan çok farklı değildi zaten. Nöbetimizin başladığı ilk günden itibaren polis tarafından ailelerimiz arandı. Ailelerimize “Çocuğunuzu gelip almazsanız gözaltı yapacağız” ya da “çocuğunuza dikkat edin terör olaylarına karışıyor” dendi. Ardından nöbetimizin 8. gününde İzmir ve İstanbul’da yaklaşık 80 üniversiteli barınamıyoruz, geçinemiyoruz dediği için işkence ile gözaltına alındı. Gözaltı gerekçesini öğrenmek yasal hakkımız iken, gözaltı gerekçesini sorduğumuzda “boşverin şimdi bunları ” gibi akıl ve hukuk dışı açıklamalarla karşı karşıya kaldık. Gözaltına alınırken bir arkadaşımızın parmağı kırıldı. Ardından İzmir’de götürüldüğümüz hastane önünde ters kelepçe ile yerlerde sürüklendik, tekmelendik. Tüm bunların sarsılmakta olan iktidarın korkusunun yansıması olduğunu biliyoruz. Bir insanın temel hakkı olan barınma hakkımız için sokaklardayız ve mücadelemizi büyütüyoruz. Vazgeçmeye niyetimiz yok.
Biliyoruz ki:
Bunlar “sözde öğrenci” diyenler, bizlere 650 TL’lik geri ödemeli kredilerle geçinmemizi bekleyenlerdir.
Bunlar “terörist” diyenler, bizleri 1500 tl kira vermeye zorunlu bırakanlardır.
Bunların yurdu var diyenler, bizleri yurtsuz bırakanlardır.
Bunları söyleyenler vergilerimizle yüksek ve bir kaç maaş birden alanlar, saraylardan geçinme ve tasarruf önerilerinde bulunanlar, makam araçlarıyla, uçaklarıyla bizlere “650 lira elinize gözünüze dursun” diyenlerdir.Tüm bunlara karşın,
Taleplerimiz açık ve nettir:
Özel yurtlar kamulaştırılsın, öğrencilere açılsın.
Kiralara üst sınır getirilsin
Öğrenci bursları ve kredileri yükseltilsin
Devlet yurtlarının sayısı ve niteliği arttırılsın
Tarikat ve cemaat yurtları kamulaştırılsınBütün üniversitelileri mücadeleyi büyütmek için sokaklara çağırıyoruz.
Sendika.Org