Hendek’teki havai fişek fabrikası patlamasıyla ilgili davanın beşinci duruşması başladı. Patlamada hayatını kaybedenlerin ve yaralıların aileleri duruşma öncesi basın açıklaması yaptı. Sanık Yaşar Coşkun patlamanın sabotaj sonucunda olduğunu iddia ederek, mağdur yakınlarının sermaye düşmanı olduğu söyledi
Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 3 Temmuz 2020 tarihinde yaşanan ve 7 kişinin hayatını kaybettiği, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin yargılamanın 5. duruşması Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma öncesi hayatını kaybedenlerin ve yaralıların aileleri “Hendek için Adalet” yazılı pankartla basın açıklaması yaptı.
Patlamada vefat eden Sebahattin Tepeçınar’ın ablası Hatun Tepeçınar duruşma öncesi yapılan basın açıklamasında, “Biz gerçek adaletin bir an önce yerini bulmasını istiyoruz. Parasıyla adalet satın alanlara bizim davamızın örnek olmasını istiyoruz. Artık bu ülkede adalete hiçbir şekilde güvenimiz kalmadı. Son umutlarımız belki bize de adalet en kısa zamanda tecelli eder diye bekliyoruz. Acımız hala ilk günkü gibi. Biz her gün bu acıyı yaşıyoruz. Allah bizden başka kimseye bu şekilde acı yaşatmasın” dedi.
Mağdur avukatlarından Can Atalay, dosyaya gelen bilirkişi nihai raporunu değerlendirdi. Atalay, bilirkişi raporunun eksiklikleri üzerinden dosyanın neden ek rapora gönderilmesi gerektiğini ve mevcut delillerin olası kast ile insan öldürme suçunu açığa çıkardığını beyan etti.
Av. İlknur Ebiz Yıldız, “Memlekette her gün iş cinayeti yaşanırken Yargıtay yaklaşımı açısından anlayış değişikliğine ihtiyaç olduğu açıktır. Mevcut yaklaşımla iş cinayetlerinin durdurulamadığı gerçeği ortadadır. Mahkemenin işlenen suçun olası kast olduğu hukuksal gerçekliği ile ilgili karar vermesi için gerekli her türlü delilin dosyada mevcut. Mahkeme tarihsel bir sorumluluk taşıyor. Sanık ve müdafilerinin sabotaj iddiaları ile ilgili dosyaya gelen KYOK kararı ve diğer istihbari evraklar, ‘Patronların ne olursa olsun’ iradesi ile hareket ettiklerinin bir başka delilidir” dedi.
Av. Gülşen Uzuner, buradaki üretim biçiminin, üretimin örgütlenmesinin; ölümlerin bizzat sebebi olduğunu belirterek, “Asli kusur tali kusur özel hukuk meselesidir. Bu yargılama açısından sanıkların ortak kusuru söz konusudur” diye konuştu.
Tutuklu sanık Yaşar Coşkun, beyanı öncesi Mahkeme Başkanı tarafından mağdur aileler ve avukatlarını tahrik etmemesi yönünde uyarıldı. Coşkun, mağdur ailelere SGK’dan maaş bağlanıp kendilerine rücu edilmesinin doğru olmadığını, bu insanlardan utandığını beyan etti. Coşkun, “Adalet arıyoruz. Bunlar sermaye düşmanı, işveren düşmanı, ülkenin kalkınmasını istemeyenler. Hesabını sorun” dedi.
Patlamaya ilişkin “Ateşin Çocukları” isimli grubun sabotaj yaptığı iddiasını tekrarlayan Coşkun konuşmasında, “Bizim fabrikamız havai fişek üretim fabrikası, salça fabrikası vb. değil. Patlayıcı Madde Fabrikalarını kurmak için ilgili makamlardan görüş istenir. Böyle bir tesisin kurulması için 200 dönüm arazi lazımdır. Fabrika 2 bölümden oluşur biri üretim merkezi diğeri patlayıcı madde deposudur. Fabrika kurulumu işlemi valiliğin gözetiminde yapılır. Genelkurmay başkanlığı izin vermezse yapamazsınız. Bu bilirkişi raporu sipariş üzerine hazırlanmıştır. 128 sayfalık raporun 116 sayfası bir önceki bilirkişi raporunun kopyasıdır. Ben 16 aydır tutukluyum 6 aydır bu raporu bekliyorum. Öbür dünya da var. İş Güvenliği Uzmanı Aslı gelip bana kendisine MÜSİAD’dan iş bağlamamı istedi. Ben de bunu yapmam için ‘MÜSİAD’a üye olman gerekir’ dedim” ifadelerini kaydetti.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Yaşar Coşkun ve Hasan Ali Velioğlu’nun tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı 6 Aralık tarihine erteledi.
Sendika.Org