Dünyaca ünlü Yunan müzisyen Mikis Theodorakis, 96 yaşında yaşamını yitirdi. Hayatını sanatın yanı sıra işgaller, savaşlar ve darbeler karşısında politik ve toplumsal mücadelelere adayan Theodorakis, Türk-Yunan Dostluk Derneği’nin kuruluşuna önayak olmuş, İstanbul’da Zülfü Livaneli ile konserler vermişti
Dünyaca ünlü Yunan müzisyen Mikis Theodorakis, kalp sağlığındaki sorunlar nedeniyle Atina’da yaşamını yitirdi.
Zorba (1964), Z (1969) ve Serpico (1973) filmleri için bestelediği müzikler dahil 1000’den fazla müzik eseri bulunan Theodorakis, Türk-Yunan Dostlu Derneği’nin kuruluşuna da ön ayak olmuş ve İstanbul’da Zülfü Livaneli ile konserler vermişti.
Lenin Barış Ödülü’nün de sahibi olan Theodorakis 1981-1990 yılları arasında Yunanistan Komünist Partisi’nde milletvekilliği yapmıştı.
Theodorakis, 2018’de faşist Altın Şafak partisinin de düzenleyici olduğu “Makedonya Yunandır” eylemine katıldığı için tepki çekmişti.
Zülfü Livaneli, Theodorakis’in ölümünün ardından sosyal medya hesabından şöyle yazdı:
1983’te Atina’daki bir konserime gelip o iri gövdesiyle bir fırtına gibi soyunma odama dalmasından bu yana neler geçti neler. 1986’da Güneş Topla Benim İçin albümünün Altın Plak töreni dolayısıyla ilk kez İstanbul’a gelişi, o günün akşamı Sarıyer’de Urcan lokantasında balık yer rakı içerken Türkiye Yunanistan Dostluk Derneği’ni kurmaya karar verişimiz, yüzlerce konser, Efes’te Hacidakis, Theodorakis ve otuz bin izleyiciyle yaşadığımız unutulmaz gece, yolculuklar, tatiller, hastalıklar… Hepsi birer birer aklımdan geçiyor.
Bunları Boğaziçi Üniversitesi’nin eski rektörü Kadri Özçaldıran’ın 2009 yılında onun için düzenlenen fahri doktora töreninde yaptığı konuşmada da söylediği gibi “Daha lise ve üniversite yıllarında ülkesini işgal eden İtalyanlarla, sonra Nazilerle, daha sonra İngilizlerle, İç Savaş’ta kendi kardeşleriyle, daha sonra 40’lı yaşlarında Albaylar Cuntası ile savaşan, daha sonra da dünyanın neresinde bir baskı, bir insan hakları ihlali olduğunu düşünürse tavır almaktan geri durmayan, kısacası, yaşam boyu, her çeşit baskıya ve savaşın kendisine karşı savaşan…” “Tarifsiz işkencelere maruz kalan, sürgünlere gönderilen, arkadaşlarını işkence masalarında, idam mangalarının önünde yitiren…” “Konserleriyle, demeçleriyle, duruşuyla milyonlarca insanın gözünde bir ‘demokrasi ve özgürlük kahramanı’ olan, II. Dünya Savaşı, Yunan İç Savaşı ve Albaylar Cuntası sırasında şarkıları direnişin marşları haline gelen…” “Sürgünden kurtulması için D. Şostakoviç, A. Miller, L. Bernstein gibi isimlerin uluslararası dayanışma komitesi kurduğu…” “Ulusunun düşman olarak algıladığını dost bilen, Türk-Yunan dostluğunun gelişmesi için 20 yıldır çaba gösteren…” kısacası, insan ruhunun, acılardan, savaşlardan, sürgünlerden, aşktan ve ihanetten süzülmüş en has halini temsil eden, hayatta ve sanatta en büyük dostlarımdan birini Mikis Theodorakis’i kaybettim. Acısı çok derin.
İtalya’nın Yunanistan’a savaş açmasıyla birlikte Theodorakis de 17 yaşında direniş hareketine katıldı. Esir düşen Theodorakis bir süre sonra serbest bırakıldı. Ancak Yunanistan’ın Naziler tarafından işgal edilmesiyle birlikte yeniden direnişçilerin saflarına katıldı. Tekrar esir düşen Mikis, yoğun işkencelere maruz kaldı ve ardından ölüm cezasına çarptırıldı. Cezası infaz edilmek üzere kurşuna dizilen Mikis büyük bir tesadüf sonucu ölmedi. İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra başlayan Yunan iç savaşı boyunca (1946-1952 arası) yine birçok kez hapse girip çıktı ve bu dönemin sonunda ülkeden sürgün edildi. Paris’e giden Mikis burada burslu olarak müzik eğitimine devam etti.
Theodorakis, 1961 yılında Yunanistan’a döndü ve kurduğu Lambrakis Gençlik Örgütü’nün başkanlığına seçildi. Kısa bir süre sonra da Pire’den milletvekili seçilerek parlamentoya girdi. 1967 Albaylar darbesinin hemen ertesi günü Theodorakis’e yönelik ciddi bir baskı kampanyası başlatıldı. Albaylar Cuntası 13 nolu ordu kararnamesiyle Mikis Theodorakis’in müziklerinin çalınmasını ve dinlenmesini yasakladı. Yeraltına çekilen Theodorakis Yurtsever Cephe’yi kurarak cunta rejimine karşı mücadelesini sürdürdü. Ancak kısa bir süre sonra yakalandı. Önce cezaevine konuldu, ardından Oropo toplama kampına götürüldü. Dünya çapında sürdürülen bir dayanışma kampanyası sayesinde cezası sürgüne çevrildi ve böylece 1970 yılında kamptan alınıp sürgüne gönderildi.
Mikis Theodorakis sürgünde de Albaylar Cuntası’na karşı mücadele etti; dünya çapında çıktığı turnelerde bin kadar konser vererek ülkesindeki baskı rejimini teşhir etti. Bu konserlerde özellikle Maria Farantouri gibi yeteneklerle dinleyici önüne çıktı. Ve Albayların iktidardan düşmesinden sonra zafer kazanmış olarak yeniden Yunanistan’a döndü. 1974 yılında tekrar milletvekili seçilerek meclise girdi. Zülfü Livaneli ve diğer dostlarıyla birlikte 1986 yılında Türk-Yunan Dostluk Derneğini kurdu; aynı dönemde İstanbul’da verdiği konserler büyük ilgi topladı. 1988 seçimlerinde yeniden milletvekili seçildi. 1990-1992 yılları arasında Konstantin Mitçotakis hükümetinde iki yıl bakanlık yaptı. Daha sonra iki yıllığına Yunan radyo ve televizyon kurumu ERT’nin Senfoni Orkestrası ve Korosu’nun Genel Müzik Direktörlüğü’ne atandı.
Klasik müzik alanında yaptığı başarılı çalışmaların ardından geleneksel ve ulusal çalgılara, ritimlere ve ezgilere yönelen Theodorakis, “Epitafios” Mezartaşı yazıtı beste dizisiyle Yunanistan’da büyük bir kültür devrimi başlattı. Theodorakis 1000 dolayında şarkı yazmıştır. Çok sayıda senfoni, bale, opera ve oratoryo bestelemiştir. Birçok tragedya ve modern tiyatro oyununun müziğini yazmıştır. 12 sinema filminin müziğini yazmıştır. Yazdığı film müzikleri arasında “Z” filminin müziği özellikle ses getirirken, “Zorba” filmi için bestelediği müzik de Sirtaki dansının dünyaya yayılmasını sağlamıştır. Theodorakis siyasal mücadelesini ve sanata ilişkin görüşlerini, yazdığı iki kitapta topladı. Altmış yılı aşkın bir zaman dilimine yayılan çalışmalarından ötürü birçok ulusal ve uluslararası ödül almıştır.
Sanatsal etkinliklerine hep siyasal mücadelesi eşlik etmiştir. Özellikle Albaylar Cuntası’na karşı verdiği mücadele onu dünya çapında diktatörlük karşıtı direnişin sembolü haline getirmiştir. Mikis Theodorakis benzersiz sanatsal yeteneklerini ülkesine duyduğu derin sevgiyle harmanlamıştır. Ayrıca dünya çapında insan hakları ihlallerine karşı verilen mücadelenin hep içinde olmuş, çevresel sorunlardan tutun da evrensel bir barışa ulaşılmasına dek pek çok alanda çalışmalar yapmıştır. Mikis Theodorakis sağlığı pek elverişli olmamasına rağmen Filistin, Afganistan ve Irak’ta yaşanan trajediler karşısında dünyanın dikkatini çekebilmek için bildiriler yazmış, kampanyalar yürütmüştü.
Sendika.Org