Rize İkizdere’de İşkencedere Vadisi’nin taş ocağı projesi ile katledilmesine karşı direnişte en önde duran kadınlar Tayyip Erdoğan’ın bölge halkına karşı Cengiz İnşaat’ı savunmasına ve Rize ziyaretinde kendilerini hedef alan hakaretlerine tepkili
Rize’nin İkizdere ilçesinde Cengiz İnşaat’ın inşaat halindeki taş ocağı projesine karşı ormanlarını ve yaşam alanlarını savunmak için direnişi sürdüren köylüler, projeye karşı açılan dava kapsamında bölgeye gelen bilirkişi heyetini karşılamak üzere şantiye alanında toplandı.
İşkencedere (Eskencedere) Vadisi’nin talan edilmemesi için siyasi baskılara, jandarma ve özel güvenlik şiddetine karşı mücadelede ön safta duran kadınlar Sendika.Org’a konuştu.
Kadınlar Tayyip Erdoğan’ın bölge halkına karşı Cengiz İnşaat’ı savunmasına ve Rize ziyaretinde kendilerini hedef alan hakaretlerine tepkili. Terörist olsalardı hiçbir iş makinasının bölgeye girmesinin mümkün olmayacağını, komünistlerin de kimsenin hakkına el koymadığını söyleyen kadınlar Erdoğan’ın hakaretleri nedeniyle suç duyurusunda bulunacaklarını ve vadileri için sonuna kadar direneceklerini söylüyor.
Kadınlar şöyle konuştu:
Biz cumhurbaşkanını çok bekledik
Buraları görüyorsunuz. Her tarafı yıktı, talan ettiler. Her taraf toz toprak içinde kalmış. Makine seslerinden bir gece rahat uyuyamıyoruz. Kamyon tozlarından çamaşırlarımızı kapıya asamıyoruz.
Biz cumhurbaşkanını bekledik; cumhurbaşkanı gelir, belki derdimize bir çare olur… Cumhurbaşkanı dört otobüsle geldi. Polis, özel kuvvet doldurdu buraları. Yollarda önümüzde etten duvar kurdu. Bize hiç uğramadan Tulumpınar’a çıktı. Üstten aşağı dönerken uğrar dedik. Yine uğramadı, transit geçti. Hiç dönüp bakmadı ki buralara ne oluyor da kıyamet kopuyor.
Biz cumhurbaşkanını çok bekledik. Ama uğramadı bize. Uğramadığı gibi gitti bizi terörist etti, komünist etti. Bize hakaretler etti orada.
Ben bir anneanneyim, bir babaanneyim, 66 yaşında bir kadınım. 70 yaşında kadınlar var. Gelinlerim var. Yaşlı kadınlar var, çocuklarımız var. Bizim hepimizi terörist etti, komünist etti. Biz terörist olsaydık buraya kepçeler çıkamazdı, adım atamazdı.
Komünistler kimsenin hakkını yemez. Komünistler kimsenin hakkına, malına tecavüz etmez. Bize hepsini etti.
Biz de onun kızı, hanımı gibi kadınlarız
Ama onun kızına bir yarım laf dediler, Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Biz de onun kızı gibi, hanımı gibi kadınlarız. Bir anneyiz, bir kadınız. Çocuklarımız var, kız çocuklarımız var.
Ben de şimdi o cumhurbaşkanının, o çevre bakanının ikisinin hakkında dava açacağım. Tazminat davası açacağım. Onlar hangisini açarsa ben de aynısını açacağım. Bana diyorlar ki o senin davana bakacak hakim olmaz. Elbette bir helal süt emmiş hakim çıkacak.
Bize dediği laflar bir cumhurbaşkanına yakışıyor mu? Cumhurbaşkanısın. Ne demek? Bu cumhurun başkanısın. Sana bu laflar yakışıyor mu? Mahalle kavgası mı ediyorsun bizimle? Diyorsun ki komünistler, teröristler…
Sen bizim kökenimizi, yerimizi yurdumuzu, hangi kökendeniz araştırdın mı? Benim dede tarafım da, babamın babası da, annemin babası da çok kökenli saygın bir ailedirler. Sorsun, Karadeniz milletinin hepsine sorsun. Tanımayan yoktur. Bizim buraya çok gelen giden olur, çok yolcu kalırdı. Bizim buralar çok saygın yerler. Sen bizi nasıl terörist ilan edersin? Bu bana dokundu. Benim uykularım kaçtı, ağladım; bir cumhurbaşkanı gelip bize nasıl terörist diyor…
Biz hakkımızı sonuna kadar arayacağız, kimseye vermeyeceğiz, yedirmeyeceğiz. Elimizde gelirse, gelmezse bir şey yok.
Ekmeğimizi elimizden alıp Cengiz’e verecek
Biz burada beklerken bizi biber gazıyla öldürdüler de biz ölmedik. Yerlere serildik, on gün gözlerimiz bağlı kaldı.
Ama o bizim güzelimiz idi. Cumhurbaşkanımız idi. O bunları kendine yakıştırdıysa bize de yakıştırsın. OK bize. Ama o bize çok yanlış düşünüyor. Ekmeğimizi elimizden alıp Cengiz’e verecek.
Bizde çalışıyoruz, yiyoruz. Seninle bir işimiz yoktu, bizle ne işi olur geldin elimizden yerlerimizi alıyorsun veriyorsun Cengiz’e. Kış boyunca bu sene daha hiç çalışmadık. Kış hazırlığı yapardık, dışarıdan bir şey almazdık. Bu sene o bizi hiç çalıştırmadı. Açlıktan ölen olmaz, biz suyla ekmeğe de razıyız ama her zaman da direnişe hazırız. Hala da bekleyeceğiz. İnşallah bir şeyler yaparız. Onu Allah inşallah ıslah eder, bizi bıraksın. Kapılarına yanaşmadık, şimdiden sonra da açacak değiliz.
İnsanlar ne üretiyor da ne yükleyecekler limandan?
Bizim için “Limana karşılar” dedi. Biz limana karşı değiliz. Hangi yükü taşıyacaklar limana? Günde buradan iki TIR ya geçer ya geçmez. Tarımcılık mı kaldı, hayvancılık mı kaldı, çay mı kaldı, ne kaldı? Bu limana ne yükü taşıyacak da yollayacak burada.
Liman var Rize’de, yok mu? Trabzon’da da var. Buradan hangi yükü yükleyecek? İnsanlar ne çalışıyor, ne ediyorlar da götürüp satacaklar, yükleyecekler limandan?
Çaylarımız bile perişan olmuş. Çayımızı bile rezil etti, emeklerimizi çöpe attılar. Biz hakkımızı sonuna kadar arayacağız.
Sendika.Org (Berivan Bila)