Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda yaşanan ve 7 kişinin hayatını kaybettiği, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davanın dördüncü duruşması görüldü
Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda yaşanan ve 7 kişinin hayatını kaybettiği, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin iş cinayeti davasının 4. duruşması görüldü.
Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 3 Temmuz 2020 tarihinde yaşanan ve 7 kişinin hayatını kaybettiği, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin yargılamanın dördüncü duruşması Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Tarafların yoklamasının ardından başlayan davaya müşteki Oktay Tarım’ın ifadesi işe başlandı. Patlama sonrasında 1 hafta boyunca kulağının duymadığını ifade eden Tarım tüm sanıklardan şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini belirtti. Sanık Yaşar Coşkun, Tarım’a, fitil bölümünde çalışırken yanmaz kıyafet verilip verilmediğini sordu. Müşteki “Evet veriliyordu ama o bez parçası bizi korumuyordu” dedi.
Sanık fabrika patronu Yaşar Coşkun’un tanıkları Şenol Coşkun ve Aynur Semizoğlu ifadesinde fabrikada hiçbir sorun olmadığına yönelik beyanda bulununca müşteki ve katılanlar yalan tanıklık yaptığını söyleyerek tepki gösterdi.
Mahkeme Başkanı da tanık Aynur Semizoğlu’na, önceki beyanları ile şimdiki beyanları arasındaki çelişkiyi hatırlattı. Hazırlık ifadesinde “Bizden her zaman daha fazla imalat istiyorlar” şeklinde ifade veren tanık Semizoğlu’nun, heyet önündeki böyle bir baskının hiçbir zaman olmadığı yönündeki beyanı anımsatıldı. Semizoğlu, hazırlık aşamasındaki ifadesinde, “Bizden daha fazla imalat istediklerinde bunun mümkün olmadığını söylüyordum” demek isteğini söyledi.
Müşteki ve katılanlar vekili Avukat Gülşen Uzuner, tanığa günde ne kadar volkan imalatı yaptıklarını sordu. Tanık, bir türden 180 kutu ve daha uzun süren diğer türden ise 60 kutu üretildiğini; laboratuvardan sabit madde geldiğinden az işçi de olsa aynı miktarda üretim yapıldığını söyledi. Tanığa, savcılık ifadesiyle heyet önündeki ifadesinin farklı oluşuna ilişkin herhangi bir baskıya maruz kalıp kalmadığı soruldu. Tanık, savcılığın beyanını yanlış geçtiğini ve bugün verdiği ifade için herhangi bir baskıya maruz kalmadığını kaydetti. Müşteki ve katılanlar vekillerinden Avukat Evren İşler, tanığın savcılık ifadesinde “Ali Rıza ve Yaşar bize gelirdi ve talep edilen fazla imalat yapılmadığında eksik kalan imalatın tamamlanması yönünde talimat verirlerdi” yönündeki beyanının gerçek olup olmadığını sordu. Tanık beyanın ona ait olduğunu ama o anki psikolojik koşullar sebebi ile böyle söylediğini öne sürdü. “Denetim zamanlarında üretim diğer günlerdeki gibi aynı şekilde devam eder miydi?” sorusu üzerine tanık, savcılık ifadesinin aksine üretimin her günkü gibi devam ettiğini belirtti. Av. Evren İşler tanığa, ifadesini 1,5 yıl önce yanlış olarak aldığını beyan eden savcılık hakkında suç duyurusunda bulunup bulunmadığını sordu. Tanık bu soruya bir cevap vermedi. Tanık Semizoğlu’nun savcılık beyanında, 2008 yılında bir kere eğitim aldığı ve bir daha eğitim almadığı yönündeki ifadesine dikkat çekildi. Semizoğlu’nun, bu ifadesinin yalan olduğunu söylemesi üzerine katılan ve müştekiler Semizoğlu’na tepki gösterdi.
Tanık İsmail Sevinç, beyanında 11 yıl çalıştığını, emir ve talimatları Erşan Öztürk’ten aldığını, sorumlu müdürün Asiye Angın olduğunu, Hasan Ali Velioğlu’unun personelden sorumlu olduğunu, eski tarihte iş güvenliği eğitimi aldığını, aşağıda barut üretimi yapıldığını, barut kırmanın ise yukarıda yapıldığını, torpil bölümünde çalıştığını belirtti. Sevinç, sanık müdafi Abdurrahim Burak’ın sorusu üzerine “Sıfırdan barut üretimi yapılıyordu” dedi.
Mahkeme heyeti, tanıklara soru sormak ya da beyanlarına karşı söz almak isteyen müştekilere “katılan sıfatları olmadığından” söz vermedi. Bir müşteki tepki göstererek, soru sormak isterken salondan çıkartıldı.
Savcı, bilirkişi raporunun beklenmesi ve varsa diğer eksik hususların giderilmesi ile tutuklu sanıklar Yaşar Coşkun ve Hasan Ali Velioğlu’nun tutukluluk hallerinin devamını talep etti.
Katılan vekili Can Atalay, bu davanın olası kast davası olduğunu belirterek, “Savunma tanıkları bunu detaylarıyla açık açık bir kez daha anlattı. Sabotaja ilişkin en ufak bir delil yok” dedi.
Katılanlar vekili Evren İşler, “Delillerin karartılması noktasında patlama günü bilgisayarların olay yerinden kaçırıldığı sanık tarafından ikrar edilmiş olup sanık, siyasi iktidarın da onayının olduğunu açıkça söylemiştir” dedi.
Katılan vekili İlknur Ebiz Yıldız, “Bu davada suç vasfı ile değişen hiçbir şey yok. Mevcut delillerle de zaten suçun başından beri olası kast olduğu barizdir” diye konuştu.
Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…
Sendika.Org