Tayyip Erdoğan’ın barınma sorununa dikkat çekmek için parklarda nöbet tutan üniversitelileri hedef göstermesinin ardından sıra Soylu’da. Soylu da üniversitelileri hedef göstererek eylemlere katılanların büyük çoğunluğunun öğrenci olmadığını iddia etti. Öğrenci olanların da büyük çoğunluğunun “terör örgütleriyle iltisaklı” olduğunu söyleyen Soylu, eylemlerin Boğaziçi eylemleriyle benzerlik taşıdığını ifade etti
Barınma sorununa dikkat çekmek için parklarda nöbet tutan üniversitelileri Tayyip Erdoğan’ın “Bunlar öğrenci bile değil, sözde öğrenci” diyerek hedef almasının ardından İstanbul ve İzmir’de üniversitelilerin nöbet alanlarına polis saldırdı ve onlarcasını gözaltına aldı. Bugün ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Didim Polis Moral Eğitim Merkezi’nde Toplumsal Olayları Müzakere Kursu açılış programında yaptığı konuşmada, üniversitelileri hedef aldı.
Soylu konuşmasında yapılan eylemlere katılanların büyük çoğunluğunun öğrenci olmadığını iddia etti. Boğaziçi eylemleriyle benzerlik taşıdığını söyleyen Soylu, Boğaziçi Merkez Kampüs’te gözaltına alınanların büyük çoğunluğunun Boğaziçi Üniversitesi’yle bir bağı olmadığını ve çoğunun da “terör örgütleriyle iltisaklı” olduğunu iddia etti. 24 ilde yapılan barınma hakkı eylemlerine 2 bin 243 kişinin katıldığını ancak bunların yalnızca 310’unun öğrenci olduğunu ifade eden Soylu, yine aynı şekilde öğrencileri “terör örgütleriyle iltisaklı” ilan etti.
Soylu, konuşmasında LGBTİ’den bir örgüt gibi bahsederek eylemlere katılan “4 öğrencinin LGBTİ üyesi olduğunu” iddia etti. Soylu’nun konuşmasında öne çıkan kısımlar şöyle:
Merkez kampüste 108 gözaltı yapmıştık. Bunların 101’inin Boğaziçi Üniversitesi ile hiçbir resmi, hukuki, öğrencilik veya mezuniyet bağı yoktu. Bunların da 79’u DHKP-C, TKP-ML ve diğer terör örgütleriyle iltisaklı olan kişilerdi. Bugüne dönelim, ‘Yurt bulamayan öğrenciler’ bahanesiyle bazı illerimizde o gündür bir dizi eylem yapıldı. Sayısı çok olmasa da bunları görüyoruz. Ülke genelinde 24 ilde toplam 114 eylem ve etkinlik gerçekleştirildi. 24 ildeki eylemlere mükerrer katılımla birlikte 2 bin 243 kişi katıldı. Bunlardan 310’u öğrenci. Bunların da tamamına yakınının yurt başvurusu bulunmuyor. Bunların daha ziyade sol marjinal gruplarla ilişkisi olduğu belirlendi.
Bütün bu eylemlerde toplamda 29 gözaltı yaptık. Bunların da 6’sının PKK/KCK, 6’sının MLKP, 5’inin TKKÖ, 2’sinin TKP Kıvılcım, 1’inin FETÖ/PDY, 1’inin TKİP, 1’inin DKP, 4’ünün de ‘beni çok seven’ LGBTİ üyesi olduğu tespit edildi.
Bu profil bize yabancı mıdır? Elbette ki değil? Yıllardır üniversitelerimizde, bazen de dışarıda, özellikle Taksim civarında artık klişeleşmiş eylemlerini yaparlar. Örügtlerinin, gruplarının isimleri hemen hemen aynıdır. Üç veya dört harfli, yetmezse araya bir de tire koyar, beş yaparlar; kullanılan sloganlar hemen hemen birbirinin aynıdır. Pankartlarda kullanılan renkler birbirine benzer, söylemleri birbirine benzer, hatta slogan atarken tutturdukları ritim bile birbirine benzer. Çoğu ya öğrenci değildir ya kayıt dondurmuş veya derslere girmeyen, yaşları epey ilerlemiş kişilerdir. Yıllardır aynı profillerle karşı karşıya kalırsınız. Ya devrimcidir ya halk hareketçidir ya kurtuluşçudur. Esasen tüm bu yapıların çıkış noktası, birkaç silahlı marjinal terör örgütüdür ve bu eylemler, bunların eleman devşirme ortamlarıdır. Bazen piknik organizasyonlarıyla bazen gençlik festivali adı altında, bazen de DHKPC örgütünün Grup Yorum gibi kendi propagandalarını yapan grupların konser organizasyonlarıyla eleman devşirme faaliyetlerini aralıksız sürdürürler. Sürekli olarak demokratik eylemlere, özgürlük alanına sızma girişimini sürdürürler.
Amaçları şudur: Bir, kendilerine eleman devşirmek. İki, illegal alanlarını güçlendirmek. Ama en önemlisi, kamu düzeni ve kamu güvenliğini bozmanın yanı sıra demokrasi ve özgürlük alanlarını istismar etmek. Başkalarının demokrasi ve özgürlük alanlarını kısıtlamak için çatışma ortamı oluşturmaktır.
Sendika.Org