BTS İzmir Şubesi, baskılara ve ihraçlara karşı sürdürdükleri oturma eyleminin 35’inci haftasında tren kazalarının sıklıkla yaşanmasına neden olan uygulamalara son verecek adımları atmanın önemine dikkat çekti. BTS İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol, açıklamada taleplerini sıraladı
Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) İzmir Şubesi, sürgünlere, baskılara, soruşturmalara, ihraçlara ve özelleştirmelere karşı sürdürdükleri oturma eyleminin 35’inci haftasında Alsancak Garı önünde bir araya geldi.
BTS İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol, “Üye ve yöneticilerimize yönelik hak ihlallerinin, sürgünlerin, saldırıların AKP’nin tekçi iktidar anlayışının bir sonucu olarak bütün toplum kesimleri gibi emekçileri de koşulsuz biata zorlamaktadır. Bu kapsamda ülke genelinde üyelerimize koşulsuz biat etmedikleri için, iş ve yaşam güvenceleriyle hak ve özgülüklerini savundukları veya ülke genelinde yaşanan anti demokratik ve hukuk dışı uygulamalara demokratik tepkilerini ifade ettikleri için bizzat eski Genel Müdür ve hala görevde bulunan Trafik ve İstasyon Yönetimi Daire Başkanı Abdullah Özcanlı emriyle hukuksuz bir biçimde disiplin cezaları verildi ve keyfi biçimde sürgünlere tabi tutuldular. Soruşturma ve disiplin cezalarındaki keyfiyet öyle bir noktaya varmıştır ki artık işyerinde hükümet aleyhine konuşmak, Facebook veya Twitter gibi sosyal medya kanalları üzerinden ülkede yaşanan antidemokratik ve hukuk dışı uygulamalara yönelik paylaşımlarda bulunmak dahi soruşturma ve ceza sebebi sayılmaya başlanmıştır” dedi.
Mahkemelerin vermiş oldukları kararlarda sürgün kararlarının ne kadar haksız olduğunu gösterdiğini söyleyen Akyol, görevden alınan TCDD Genel Müdürü Ali İhsan Uygun ve daire başkanı Abdullah Özcanlı tarafından arkadaşlarının mahkeme kararları hiçe sayılarak tekrar tekrar sürgüne gönderildiğini vurguladı. Akyol, “Demiryolu hizmetini, kamu hizmeti olmaktan çıkararak ticarileştirmeyi ulaşım hakkının metalaştırmasını ve parası olanın bu hizmetten daha pahalı bir şekilde yararlanmasının ucuz ve güvencesiz iş gücü kullanımının önünü açmayı planlayanlar, her geçen gün artan tren kazalarının, hayatını kaybeden yurttaşlarımızın sebebidir. TCDD yönetiminin kazalarda yaşanan bu artışa ve sürekliliğe rağmen bunu engellemek için hiçbir şey yapmadığı ortadadır. Çünkü gerekli önlemleri almış olsalardı bu kadar çok kaza yaşanmazdı. Ana sorunun demiryollarının yeniden yapılanma adı altında özelleştirilmesinin ve bu kapsamda hayata geçirilen düzenlemeler ve uygulamalar olduğunun altını çizmek isteriz” dedi.
Akyol, ayrıca şunları söyledi:
Yeniden yapılanma adı altında demiryollarının tasfiyesine yönelik düzenlemelerle ağırlıklı olarak yolcuya yansımayan, büyük kazalarla sonuçlanmayan, sadece TCDD çalışanlarının mağdur olduğu bir süreç uzun süredir yaşanmaktadır. Özellikle son dönemde bu uygulamaların demiryolu trafiğinin de aksamasına, personelin ve yolcuların yaralanmasına ve yaşamını yitirmesine de yol açtığı görülmektedir. TCDD yönetimi tarafından bu kazaların yaşanmasının asıl nedenleri görmezden gelinmektedir. Sorumluluk sadece personele yüklenmektedir. Oysa bu kazaların sorumlusu TCDD yönetimi ve TCDD’yi bu noktaya getiren politikaların sahibi siyasi iktidardır. Ve kazalar daha fazla değilse bunun nedeni demiryolu çalışanlarının her türlü olumsuzluğa rağmen özveriyle çalışmalarıdır.
Bugün demiryollarının içinde bulunduğu durumdan çıkması ve yaşanan sorunların çözümü; tahkikatlar yapmak, kazaya karışan personeli cezalandırarak sorumluluğumu yerine getirdim demek değil, kazaların sıklıkla yaşanmasına neden olan uygulamalara son verecek adımları atmaktır.
Açıklamasının sonunda Akyol, taleplerini şöyle anlattı:
Bizler esas itibariyle;
Yeniden yapılandırma adı altında hayat geçirilen yanlış politikalardan vazgeçilerek, demiryolu ulaşımının kamusal, ulaşılabilir, nitelikli ve ekonomik bir şekilde yapılması için gerekli adımların atılmasını,
Demiryollarının; siyasi müdahalelerden uzak tutularak, sürgünlere baskılara son verilmesini, kurumun içinden yetişmiş, demiryolu kültürü, bilgi ve birikimine sahip kişilerle yönetilmesini,
Ulaştırma politikaları ve özelde demiryolu politikasının bilimsel bir yaklaşımla ele alınmasını, bilim insanları, ilgili sendika ve odaların katılımıyla belirlenmesini istiyoruz.
Sendika.Org