Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamayla dualarla yapılan adli yıl açılışına destek verirken tepki gösterenleri hedef gösterdi
2021-2022 Adli Yıl Açılış Töreni’ne Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın sahneye çıkıp Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca ve Tayyip Erdoğan ile birlikte dua ve Fatiha okuduğu sahne damgasını vurmuştu.
ADLİ YIL AÇILIŞ TÖRENİ: LAİK YARGININ RUHUNA EL FATİHA…
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamayla dualarla yapılan adli yıl açılışına destek verirken tepki gösterenleri hedef gösterdi. Bahçeli, yaptığı açıklamada laikliğin Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşı olduğunu söylemesine rağmen Türkiye’nin Müslüman bir ülke olduğunu da ekliyor.
Dualarla yapılan adli yıl açılışına yönelik laiklik eleştirilerini hedef gösteren Bahçeli, tepki gösterenleri “tahammülsüzlükle, provokasyon yapmakla, izansızlıkla, insafsızlıkla ve klinik vaka düzeyinde İslam alerjisi olmakla” suçladı. Bahçeli açıklamasının devamında bir dine mensup olmayanları da hedef gösterdi. “Deizmin, ateizmin ve agnostisizmin pençesine düşenler” diye bahseden Bahçeli, bunun “ileri düzey bir tehdit” olduğunu söyledi. Açıklamanın sonunda ise tartışmaları gündeme getiren açılış için “Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş doğru bir iş yapmıştır. Ve desteğimiz tamdır” diyerek Erbaş’a desteklerini sundu.
Bahçeli’nin açıklamasında öne çıkan yerler şöyle:
Adli yılın başlaması münasebetiyle ve aynı zamanda yeni Yargıtay binasının açılışı esnasında bizzat Diyanet İşleri Başkanı tarafından okunan duanın bazı çevrelerde şiddetli tepkiyle karşılanması kelimenin tam manasıyla ilkelliktir.
Türkiye Müslüman bir ülkedir. Bu manevi hakikat değişmeyecektir.
Türk milleti Müslüman bir millettir. Bu yalın gerçek ihlal, ihmal ve inkar edilemeyecektir.
Kulaklarında çan sesi çınlayan fikri ve siyasi yobazların, son günlerde laiklik elden gidiyor feryadı koparmaları tahammülsüzlük, inanç ve insan haklarına kategorik bir başkaldırı olarak yorumlanmalıdır.
Günlerdir gazete köşeleriyle manşetlerde, haber ve tartışma programlarında felaket tellallığı ve provokasyon yapılmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanı’nın duasına tahammül edemeyenler öyle bir noktaya gelmişlerdir ki, Atatürk’e ve laikliğe savaş açıldığını iddia edecek kadar izan ve insaflarını kaybetmişlerdir.
Yapılan duayı karalamak maksadıyla, “Şeriat çığlığı, anayasal suç, Talibanla aynı şey isteniyor” şeklinde tevil edenler faşist ve despotik siyasi angajmanlarının kölesi haline gelmişlerdir.
Milli ve manevi değerlerimizle bağları koparan, kurulmuş köprüleri bütünüyle havaya uçuran bu bedhahların İslam dinine alerjileri tedavisi imkansız klinik vaka düzeyindedir.
Müslüman bir ülkede, temeli atılan veya yeni yapılan bir binanın duayla değil de başka türlü hangi yolla açılacağını sözde laiklik bekçisi rolüne bürünen kalpazanların açıklamalarında ayrıca yarar görülmektedir.
Bu niyet ve zihniyet failleri, aynı şekilde laikliğin de karşısında hizalanan, laikliği asıl manasından soyutlayan inanç ve irade muhalifleridir.
Deizmin, ateizmin ve agnostisizmin pençesine düşenlerin, bir başka anlatımla kalbi katılaşıp vicdanı buz tutanların dua ve niyazlarımızdan rahatsızlık duymaları, bir kaşık suda fırtına koparmaları inancımızın iffetinden hiçbir şey kaybettirmeyecektir.
İçi boş demokratikleşme ve özgürleşme çağrısı yapanların alenen “ateistleşme” güzergahına kaymaları ileri düzeyde bir tehdittir.
Onlar dayatıyor ya da istiyor diye Müslüman Türk milleti hak yolundan, hidayet çizgisinden asla dönmeyecektir.
Merhum Cemil Meriç’in ifadesiyle, “Bizim aydınımız din düşmanı değil, İslam düşmanıdır.”
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş doğru bir iş yapmıştır. Ve desteğimiz tamdır.
Onun hedef alınması bir bakıma din ve vicdan hürriyetini hedef almaktır.
Laiklik Türkiye Cumhuriyeti’nin temel harcı, kilit taşıdır.
Sendika.Org