Tam da 24 Eylül günü, Sosyal Demokratlar listesinden şansölye adayı olan Olaf Scholz’un, yüz binlerce insanın takip ettiği Twitter hesabından “Gençler, bu emekleriniz için size teşekkür ediyorum” diyerek bir tweet atması, gençliği tedirgin etmişti. Gençler Scholz’un bu mesajına, “Protesto ettiğimiz sizin hükümetiniz. Bunu hâlâ anlamadınız mı?” şeklinde cevaplar yağdırdı. Pandemi gerekçeli yasaklama kararlarına rağmen eylemler sürerken 22 Ekim’de Berlin’de büyük bir eylem hazırlığı başladı
Tüm basın-yayın organlarının gündemine “Almanya’daki seçimler sonrası koalisyon görüşmeleri, şansölyenin kim olacağı, uluslararası ilişkilerin nasıl şekilleneceği, silahlı güçlerin nasıl konumlandırılacağı” gibi başlıklar oturmuşken, Fridays For Future (Gelecek İçin Cumalar) aktivistleri “DEVAM” kararı aldılar.
Pandemi sürecinde, tam da bir “havalandırma saatinde”, ağırlıklı olarak seçim öncesi bir zamanda bulunulması sebebiyle, insanların sayı sınırlaması getirilmeden buluşmasına, mitingler düzenlemesine izin verilmişti. Almanya’daki sayı sınırlaması uygulaması, çok keskin yaptırımlarla sürdürülmüş olmasına rağmen, bu dönemde tam bir serbestlik getirildi ve hastalığın yayılma oranı arttı. Bu “havalandırma saati”, tıpkı tüm dünyada olduğu gibi yakın bir zamanda bitirilmek zorunda kalacak.
24 Eylül günü ise, bu tarihten iki ay önce yürüyüş izni almak üzere başvuru yapılan bazı şehirlerde, başvurular “pandemi sınırlamaları” gerekçesiyle reddedildi. Bu resmi red bildirimi, başvuru yapan gençlere protestolardan bir gün önce, yani 23 Eylül tarihinde iletildi.
Ancak gençlik bunu büyük bir metanetle karşılayarak, protestolara katılmak üzere, bulundukları şehirlere yakın olan şehirlere akın etmeye başladı.
Yani Almanya’da bir “festival havasında” görünen bu eylemlerin arkasında, özellikle belirli şehirlerin katılımını engellemek üzere sayısız yapılan manevra da vardı.
24 Eylül’de sokağa dökülen 620 bin kişi tekrar haykırıyor: “Sözlerinizi yerine getirene kadar durmayacağız!”
Tam da 24 Eylül günü, Sosyal Demokratlar listesinden şansölye adayı olan Olaf Scholz’un, yüz binlerce insanın takip ettiği Twitter hesabına, “Gençler, bu emekleriniz için size teşekkür ediyorum” diyerek bir tweet atması, binlerce genci tedirgin etmişti.
Gençler Scholz’un bu mesajına, “Protesto ettiğimiz sizin hükümetiniz. Bunu hâlâ anlamadınız mı?” şeklinde cevaplar yağdırmaya başlamışlardı.
Seçim sonuçlarının ardından, pandemi koşullarına rağmen “Dünya İklim Protestoları”na katılımı sürekli artırmayı başaran, Fridays For Future çatısı altında toplanan yaklaşık 200 kurumun üyeleri olan gençler, son iki gündür haykırışlarını daha da yükselttiler ve “Seçimlere katıldık, çünkü başımıza gelecek daha büyük felâketleri engellemek isteğindeydik” şeklinde açıklamalar yapmaya başladılar.
Fridays For Future Organizasyon Kurulu da hemen 25 Eylül’de hazırladığı raporu tüm kamuoyuna sundu. O güne dek sarf edilen çabalar, katılım sağlayan şehirler ve katılım sayısı, bu şehirlerden yaşı en küçük olan katılımcılara dek gelen yorumlar çok detaylı bir rapor olarak sunuldu.
Gençler, “Sadece bilgisayarda gördüğünüz sayılar değildik, gerçekten sokaklardaydık ve gerçekten yaşanılabilir bir dünya için mücadele ederken seçimlere katıldık” haykırışlarını yinelediler.
Ortaokul çağlarındaki çocuklardan üniversiteli gençliğe dek hepsi, “Bugün 60 yaşında olanlar neyi yaşıyorlarsa, yeni doğan çocuklar çok daha beterini yaşayacaklar” diyerek, bilim insanlarının sunduğu raporlardan alıntılar yapıp sadece Temmuz 2021’deki doğa felâketlerinin dökümünü sıralamaya başladılar:
Kanada ve ABD’de 170 orman yangını.
Avrupa’da yaşanan sel felâketlerinde 230 ölü.
Çin’de yaşanan su baskınlarında 300 ölü.
…
Bu kaba sayıların dahi, bir on yıl içerisinde, iki katına çıkacak olan orman yangınları, üç katına çıkacak olan seller, üç katına çıkacak olan tarım ürünleri kaybı ve hava sıcaklığı değişimlerinden dolayı yedi kat fazlalaşacak yangınlar düzeyine fırlayacağı rapor edildi.
Fridays For Future Organizasyon Kurulu, “Taleplerimizi ve emeklerimizi boş vaatlerinize ve yalanlarınıza teslim etmeyeceğiz. Katıldığımız seçimleriniz bize başka bir seçenek bırakmadı. İklim politikası olmayan bir hükümeti, vaatlerini yerine getirene kadar sıkıştırmaya devam edeceğiz” diyerek, 22 Ekim’de merkezi olarak Berlin Parlamentosu önünde yapılacak bir eylem için örgütlenme çalışmalarına başladı.
24 Eylül’de gerçekleştirilen Dünya İklim Protestoları’nın Berlin’deki ayağına uluslararası düzeyde de katılım sağlanmıştı.
Ekim ayında Berlin Parlamentosu önünde gerçekleştirilecek bu eylem de “Globaler Klimastreik” (Dünya İklim Grevi) olarak adlandırıldı ve bu eyleme de uluslararası düzeyde destek verilecek.
Sendika.Org/Almanya (Ganime Gülmez)