Sosyalist hareketten yapılan açıklamalarda emperyalist işgalin de şeriatçı Taliban iktidarının da Afgan halkının özgürlüğüne ya da bağımsızlığına hizmet etmediği, yeni işgal senaryolarına ya da Taliban'ın meşrulaştırılması hamlelerine karşı durulacağı ve yalnızca Afgan halkının özgürlük mücadelesinin desteklenebileceği vurgulandı
ABD’nin 20 yıllık işgalin ardından bir yıkıntı halinde kalan Afganistan’ı terk etmesi ve Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesinin ardından emperyalist devletler ve işbirlikçi bölge güçleri kendi çıkarları doğrultusunda Taliban’la anlaşmaya çalışıyor.
Daha önceki Taliban yönetiminde kadınlar başta olmak üzere tüm toplumun elindeki hak ve özgürlük kırıntılarının ortadan kaldırıldığını gören Afganlar ise uluslararası çatışmaların ve uyuşturucu ticaretinin büyüttüğü bu şeriatçı örgütün yeniden iktidara gelmesinin bir felaket olduğunu biliyor. Ne var ki Afgan halkının özgürlük talebi gerici çıkarlar arası çatışmalarda boğulmak isteniyor.
Sosyalist hareketten yapılan açıklamalarda emperyalist işgalin de şeriatçı Taliban iktidarının da Afgan halkının özgürlüğüne ya da bağımsızlığına hizmet etmediği, yeni işgal senaryolarına ya da Taliban’ın meşrulaştırılması hamlelerine karşı durulacağı ve yalnızca Afgan halkının özgürlük mücadelesinin desteklenebileceği vurgulandı.
Halkevleri, TİP, EMEP, SOL Parti, SMF ve HDP’den yapılan açıklamalar şöyle:
“Taliban rejimine de ABD emperyalizmine de hayır! Afganistan halkının özgürlüğünün yanındayız”
DSP-MHP-ANAP hükümetinden bu yana Türkiye’nin NATO çatısı altında dahil olduğu 20 yıllık işgal ile Taliban’ın ülkeyi yeniden teslim almasının Afganistan halkının hak ve özgürlükleri karşısında birbirini besleyen süreçler olduğuna dikkat çeken Halkevleri, AKP-MHP ittifakının işgal planlarının sürdürme ve Taliban’ı meşrulaştırma girişimlerine sessiz kalmayacaklarını vurguladı. Afganistan’da Taliban zulmüne karşı direnen halkların sesine ses olacağız diyen Halkevleri’nin açıklaması şöyle:
ABD, 2001’de “ya bizdensiniz ya onlardan” diyerek tüm dünyaya meydan okuyup “terörle savaş” adı altında giriştiği diz çöktürme hamlesine Afganistan’ı işgal ederek başlamıştı.
Dönemin DSP-MHP-ANAP iktidarı, NATO çatısı altında yürütülen işgal operasyonuna Türkiye’yi de dahil etmiş, 20 yıl boyunca ülkemizden sivil ve askeri görevliler Afganistan’da işgale hizmet etmişti.
İşgal katı bir şeriat düzenini savunan Taliban’ı iktidardan uzaklaştırdı ancak yerine getirdiği şey Afganistan halklarının kurtuluşu değil yüzbinlerin katledildiği harap bir ülke, işgal güçlerine bağımlı kukla bir iktidar ve kukla bir orduydu.
Afganistan’dan Irak’a, Suriye’den Yemen’e dünyaya diz çöktürme ve kukla yönetimler kurma girişiminde ülkeleri harabeye çeviren ancak yine de istediği sonucu alamayan ABD emperyalizmi bu savaş artık kârlı olmaktan çıktığı için Afganistan’dan çekildi.
ABD’nin utanç verici görüntüler eşliğinde çekilmesiyle kukla hükümet ve ordu da dağıldı ve ülke 20 yıl önce iktidardan uzaklaştırılan Taliban’a terk edildi. Şimdi kadınlar başta olmak üzere Taliban’ın şeriat düzenine karşı çıkanlar ölüme terk edildiklerini söylüyor ve işgalcileri bu manzaranın sorumlusu olarak gösteriyor. Ancak kaçıp giden işgalciler, yine kendi çıkarları doğrultusunda iktidarı teslim etmek üzere 2020’den bu yana masaya oturdukları Taliban’la anlaşmanın peşinde. Pakistan’dan Çin’e, İran’dan Rusya’ya bölge güçleri de kendi bölgesel çıkarları için bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışıyor.
Türkiye’yi yönetenler ise Tayyip Erdoğan’ın 14 Haziran’da ABD Başkanı Joe Biden’la yaptığı yarı-gizli görüşmede verdiği taahhütlere sonuna kadar bağlı kalmanın peşinde. NATO görevi kapsamında Kabil Havalimanı’nın güvenliğini sağlama görevine talip olan iktidar, Taliban’ın itirazlarına, diğer NATO güçlerinin apar topar çekilmesine ve ortada anlaşma yapacak bir hükümet bulunmamasına rağmen bu sefer de Taliban ve hamisi Pakistan’la anlaşarak Afganistan’da kalmaya çalışıyor.
İktidar medyasında Taliban sözcüleri çıkarılıp Türkiye-Taliban işbirliği propagandası yapılıyor, Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Taliban’ı güzelliyor.
Afganistan’da 20 yıllık yıkımın ve bugünkü utanç manzaralarının sorumlusu Türkiye’nin de dahil olduğu NATO işgalidir. Türkiye’nin askeri güçleri bu bataklıktan bir an önce çekilmeli, Taliban’ı meşrulaştıracak ilişkilerden kaçınılmalı, Afgan göçü sorunu “cihatçı ya da işbirlikçi milislerin Türkiye’ye transfer edilmesi” meselesi ile “insanca yaşam koşulları kalmadığı için Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçmek isteyen mülteciler” meselesi ayrı ayrı ele alınarak tartışılmalı ve ABD-Avrupa ile yapılan kirli pazarlıkların değil hem Türkiye halklarının kaygılarının dikkate alındığı hem de mültecilerin evrensel haklarının tanındığı adil, bağımsız ve dürüst bir mülteci politikası geliştirilmelidir.
Yeni işgal planlarına, AKP’nin ABD ile yürüttüğü gizli anlaşmalar ve iktidar hesapları ile ülkemizin bataklığa saplamasına, Taliban’ın meşrulaştırılmasına izin vermeyecek, Afganistan’daki zulme seyirci kalmayacak, başta Afgan kadınları olmak üzere Taliban zulmüne karşı direnen halkların sesine ses olacağız.
“Afgan kadınların işgalci ve şeriatçı güçlere karşı mücadelesinin yanındayız”
Afganistan’ın emperyalizm tarafından uzunca süredir sömürüldüğünü belirten Emek Partisi (EMEP) yaptığı açıklamada kadınların ve çocuklarının yaşadığı sorunlara dikkat çekti. “Ezilen Afganistan halkı bir kez daha egemenler tarafından insafsızca kaderine terk ediliyor!” diyen EMEP’in açıklaması şöyle:
20. yüzyılın ortalarından günümüze kadar İngiliz, Rus ve ABD emperyalizminin işgali altında sonuna kadar sömürülen ve ezilen Afganistan halkı bir kez daha egemenler tarafından insafsızca kaderine terk ediliyor! Cumhurbaşkanı Gani ve bir kısım hükümet yetkilileri nakitle doldurdukları çuvallarıyla, arkasında kırılacak, yok edilecek, köleleştirilecek kadın ve kız çocuklarını bir saniye bile düşünmeden halkı Taliban sultasına bırakarak kaçtılar. Şeriat ve işgal döngüsüne mahkûm edilmek istenen Afganistan’da bu döngü özellikle
Afgan kadınların ve çocukların yaşamını cehenneme çevirdi. Afganistanlı kadınlar; savaş baronları, gerici Taliban vahşileri ve emperyalist işgal güçleri arasındaki pazarlıkların ve iktidar savaşlarının kadınların yaşadığı cehenneme odun taşıdığını haykırdılar. On yıllardır, Afganistan kadınlar için yaşamının en zor olduğu ülkeler listesinin zirvesinde! Kadınlara özgürlük götüreceğini söyleyerek ülke topraklarını kendi emperyalist çıkarları için işgal eden ABD’nin Afgan kadınlarına götürdüğü tek şey bu gerçektir! Bu gerçek ortadayken pişkince açıklama yapan ABD başkanı Biden “Kadınların temel haklarını konuşmaya devam edeceğiz” diyor. Afganistan için yine “yeni bir dönemeç” analizleri yapılırken kadınların 40 yıldır mahkûm edildiği insanlık dışı koşullar tüm dünyanın gözleri önünde daha da ağırlaşıyor.
Afgan kadınların sesini duyuyor, tüm Türkiye halklarına ve kadınlara sesleniyoruz!
Afganistan’da yaşanacak her hak ihlalinin, her cinayetin, toplumsal ve siyasal alandaki her bir gerilemenin müsebbibi başta ABD olmak üzere emperyalist ülkeler ve yayılmacı dış politikasıyla komşu halkların kan kusmasının ve yaşamlarının tarumar olmasının parçası olan AKP iktidarıdır.
ABD emperyalizminin ve Taliban vahşetinin Afgan kadınların hayatlarını ellerinden almasına izin vermemek, Afgan kadınların dayanışma çağrılarına kulak vermek Türkiyeli kadınların sorumluluğudur. Bunun için ilk görevimiz, bölgedeki gerici güçlerin destekçiliğini yapmaktan hiçbir çekince duymayan AKP iktidarının bölge politikalarına karşı çıkmaktır.
EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan’ın kaleme aldığı açıklamada, talepler ise şöyle:
- Taliban tarafından yaşamı tehdit edilen tüm kadınlara, bölge, Avrupa ülkeleri ve ABD tarafından koşulsuz sığınma hakkı tanınmalıdır.
- Türkiye Cumhuriyeti başta olmak üzere, hiçbir ülke Taliban ile kurmak istediği şeriat rejimine uluslararası meşruiyet kazandıracak bir diplomasi ilişkisine girmemelidir.
- Erdoğan hükümeti TSK birliklerini Afganistan’dan derhal çekmeli, Türkiye NATO’dan çıkmalıdır.
- Kadınların demokratik haklarının emperyalist pazarlıklara konu edilmesine son verilmelidir.
- Afgan kadınların yaşamlarının güven altında olduğu, geleceklerinin işgalci ve şeriatçı güçler tarafından ipotek altına alınmadığı bir hayat sürmeleri için yükselttiğimiz talepler, bölgede ve ülkede barış, eşitlik ve özgürlük mücadelemizin bir parçasıdır. Bu mücadeleyi birlikte büyütelim.
“Afganistan’da demokrasi ve özgürlük isteyen kadınların ve halkların talepleri reel politik çıkarlara kurban edildi”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüleri Feleknas Uca ve Hişyar Özsoy’un yaptığı açıklamada ABD ve İngiltere’nin “Afganistan’ı özgürleştireceğiz” sloganlarıyla 2001’de başlattığı işgalin, arkasında 50 binden fazla sivil ölüm ve paramparça edilmiş bir toplum bıraktığını belirtti.
Taliban güçlerinin başkent Kabil’e girmesiyle “bu emperyalist işgali biz bitirdik” iddiasını, ABD yenilmiş olsa dahi Afganistan halklarını daha kaotik süreçlerin ve yeni vahşetlerin beklediğini vurgulayarak eleştiren HDP’nin açıklaması şöyle:
Amerika sahneden çekilirken Taliban baskıcı bir rejim kuracağının açık işaretlerini veriyor, Afganistan’a komşu olan Çin, İran, Pakistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Özbekistan ile Afganistan’la sınırdaş olmayan ama önemli çıkarları olan Rusya ve Hindistan oluşan boşlukta çıkarlarını korumak için yeni pozisyonlar alıyor. Binlerce kilometre ötedeki Türkiye hükümeti bile bu yeni durumda bir rol kapmak için tehlikeli sularda yüzüyor. Afganistan gelecekte de birçok vesayet savaşına zemin olacağa benziyor. Afganistan’da demokrasi, özgürlük ve adalet isteyen kadınlar, azınlıklar ve insan hakları savunucularının talepleri ise reel politik çıkarlara bir kez daha kurban ediliyor. 20 yıl önce “Kalıcı Özgürlük Operasyonu” adıyla başladıkları işgali bitiren ABD’de işgalin savunucuları “beyaz feministler” bile artık “Afgan kadınları kurtarmaktan” söz etmiyor.
ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Başından beri NATO üyesi olarak Afganistan işgalinde rol alan Türkiye’nin bu ülkedeki askeri varlığı ve özellikle son iki yılda Türkiye’ye sığınan Afganlar meselesi önemli başlıklar. Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD ile Kabil Havaalanının güvenliği için müzakereler yaparak rol kapmak istedi. Taliban’ın, NATO ile gelenin NATO ile gitmesi gerektiğini aksi halde Türkiye’yi “işgalci” olarak göreceğini açıklaması üzerine Erdoğan “Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok” demiş, yakında Taliban liderlerini kabul edebileceğini ifade etmişti. En son, Taliban sözcüsü de Türkiye’yi düşman değil müttefik olarak gördüklerini ifade etti. Anlaşılan o ki Türkiye ve Taliban arasındaki ilişkiler çıkarlar temelinde yapılandırılacak. Savaştan kaçıp Türkiye’ye gelen Afganlar konusunda ise hükûmetin ne yaptığını bilen yok. Bir şantaj ve tehdit unsuru olarak kullandıkları Suriyeli mültecilerin yanında Afganları bir koz olarak Avrupa’ya karşı kullanmaları muhtemeldir. Zaten Angela Merkel de Afganistan konusunda Türkiye ile çalışmak istediklerini ifade ederek Alman devletinin pozisyonunu şimdiden açıkladı.
Siyasal krizleri fırsata çevirme mantığıyla Libya’dan Afganistan’a kadar uzanan coğrafyada militarist politikalara hız veren AKP-MHP iktidarının bu coğrafyalardaki sorunlara evrensel insani değerler temelinde yaklaşmasını beklemek gerçekçi değil. İktidar birkaç ay içinde Afganistan, Irak, Suriye ve Libya’ya dair savaş tezkerelerini Meclis’e getirecek. Umuyoruz ki Meclis’teki muhalefet partileri bu kez savaş tezkereleri karşısında barışçıl bir siyasetin sahibi ve tarafı olur. Afganistan halklarını selamlıyor, özellikle de en karanlık zamanlarda bile onurlu mücadelelerinden taviz vermeyen Afgan kadınlar ile dayanışma duygularımızı ifade ediyoruz.
“Afgan halkıyla enternasyonal dayanışmayı yükseltelim”
Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) yaptığı açıklamada Afgan halkıyla enternasyonal dayanışmayı yükseltmeye çağrısı yaptı. “Başta, uluslararası işçi sınıfı olmak üzere tüm dünya halklarını Afganistan’da hüküm süren işgal, tecavüz, yıkım, her türden saldırganlık ve gericiliğe karşı mücadele etmeye ve Afgan halkıyla enternasyonal dayanışmayı yükseltmeye çağırıyoruz!” diyen SMF’nin açıklaması şöyle:
Afganistan’da Taliban’ın başkent Kabil’i ele geçirmesiyle birlikte kontrol ve iktidar tamamen Taliban’ın eline geçti. Yaşanan savaş, kriz, kaos ve korku sonucu binlerce, on binlerce Afgan ölüm pahasına ülkelerini terk etmek zorunda kalıyor. Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere halkta tam bir yıkım, korku, umutsuzluk ve geleceksizlik iklimi hakim durumda. Taliban’ın adım adım ilerleyerek iktidara gelmesi ABD emperyalizmi başta olmak üzere dünya gericiliğinden bağımsız olmamakla birlikte, bizzat kendilerinin çıkarları gereği; siyasal, ekonomik ve asgari olarak zemini yarattıkları bir durumdur. Aralarındaki farklılıkları bilmekle birlikte, meseleyi kaba bir ‘modernizm ve gericilik’ ikilemi ve paradigması üzerinden okumanın doğru olmadığını belirtmek isteriz.
Taliban, IŞID, ABD, Rusya, Çin, AB, TC … tümü işçi sınıfı, ezilen halklar ve mazlum dünyaya düşman, emperyalist ve kapitalist gerici dünyanın parçaları ve savunucularıdır. Bu bağlamda Afganistan’da hüküm süren işgal, savaş, talan, kriz, kaos, açlık, yoksulluk, tecavüz ve her türlü yıkımdan başta ABD olmak üzere emperyalist-kapitalist dünya gericiliği sorumludur.
“ABD’nin besleyip büyüttüğü gerici karanlık, Afganistan’ın üzerine karabasan gibi çöktü”
Türkiye İşçi Partisi (TİP) ‘in sosyal medya hesabında işgale dair yayımladığı açıklama şöyle:
ABD ile kirli pazarlıklara oturan iktidarın, şeriatçı #Taliban işgalindeki #Afganistan’a gönderdiği tüm askerler ve sivil personel derhal geri çekilmeli, ABD ve NATO ile yapılan anlaşmalar iptal edilmelidir.
Halkımız Saray’da sefa sürenlerin bekası için kullanılacak yem değildir.
ABD ile kirli pazarlıklara oturan iktidarın, şeriatçı #Taliban işgalindeki #Afganistan’a gönderdiği tüm askerler ve sivil personel derhal geri çekilmeli, ABD ve NATO ile yapılan anlaşmalar iptal edilmelidir.
Halkımız Saray’da sefa sürenlerin bekası için kullanılacak yem değildir. pic.twitter.com/cTrEWJLGoe
— Türkiye İşçi Partisi (@tipgenelmerkez) August 15, 2021
“İnsanlık bu karanlığı parçalayacaktır”
SOL Parti’nin sosyal medya hesabından yayınladığı açıklama ise şöyle:
ABD’nin besleyip büyüttüğü gerici karanlık, şimdi yine ABD ile anlaşıp Afganistan’ın üzerine karabasan gibi çöktü. Saray rejimi ise halen arabuluculuk derdinde. Türkiye’nin Taliban düzeniyle en ufak bir ortak noktası yoktur. İnsanlık bu karanlığı parçalayacaktır.
ABD’nin besleyip büyüttüğü gerici karanlık, şimdi yine ABD ile anlaşıp Afganistan’ın üzerine karabasan gibi çöktü. Saray rejimi ise halen arabuluculuk derdinde.
Türkiye’nin Taliban düzeniyle en ufak bir ortak noktası yoktur. İnsanlık bu karanlığı parçalayacaktır.
— SOL Parti (@solpartibilgi) August 15, 2021
Sendika.Org