Marmaris'teki orman yangınlarını söndürme çalışmalarına katılan Mahalle Afet Gönüllüsü Nilüfer Kurt, "Yangın bölgesine bireysel olarak değil de ekip kurarak gitmek daha doğru olur" diyor ve bu gibi durumlarda yardımcı olmak isteyenleri öncesinde eğitim almaya, örgütlü hareket etmeye ve Mahalle Afet Gönüllüsü olmaya çağırıyor
Kocaeli depreminde afetzedeydi ancak mağdur rolüne sıkışmak istemedi. Nilüfer Kurt, felaket anlarında halkın örgütlü ve bilinçli müdahalesini harekete geçirmek için kurulan Mahalle Afet Gönüllüleri’nden bir gönüllü. Son orman yangınlarında da Marmaris’teki söndürme çalışmalarına katıldı. Kurt’la Mahalle Afet Gönüllüsü olmayı ve yangın söndürme sürecinde yaşadıkları, tanık oldukları, gönüllü katkıların nasıl olması gerektiği üzerine konuştuk.
Yangın bölgelerine MAG gönüllüsü olarak gittiniz. Hem kendinizden hem de MAG’dan bahseder misiniz? Ne zamandır bu oluşumun içerisindesiniz?
Ben Nilüfer Kurt, 1969 doğumlu ve iki çocuk annesiyim. 1999 Kocaeli depremini yaşayıp afetzede olunca ne yapılması gerekiyor diye kafayı yormaya başladım. Yıllar sonra Bakırköy’de 2010’da oğlumun okulunda MAG (Mahalle Afet Gönüllüleri) ile tanıştım ve eğitim aldım. O gün bu gündür çalışmaları yürütüyoruz. MAG projesiyle herkese ulaşabilmek ve daha ileri düzeyde yardımda bulunabilmek amacıyla MAG AME (Acil Müdahale Ekibi) kuruldu. Profesyonel, ileri düzey eğitim alarak, mahallelerde MAG oluşturmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Gönüllüler eğitim almalı ve koordineli hareket etmeli
Yangınlara müdahale etmek için hangi bölgeye gittiniz? İmkanları nasıl yarattınız?
Şişli Belediyesi ile MAG oluşumu için bu yıl ortak çalışma içine girdiğimizde onlardan araç talep ettik ve hemen bu konuda bize destek çıktılar. Cuma günü (30 Temmuz) akşam üzeri yola çıkıp Marmaris İçmeler’e gittik.
Datça MAG AME ekibimiz alanda olduğu için hemen yangın soğutma çalışmalarına başladık, itfaiye erleri ile beraber İçmeler’de orman içinde yangını söndürmeye katkı sağladık. Sonra Hisarönü’ne geçtik. Orada da İstanbul İtfaiyesi’nin organizasyonu ile itfaiyecilerin gözetiminde yanlarında yangın söndürmeyi sürdürdük. Sonrasında Turgut bölgesi ve Menteşe’de İstanbul İtfaiyesi’yle çalışmamızı sürdürdük.
Bölgeye giden gönüllülerin izlediği süreç farklılık arz ediyor. Yangın çok tehlikelidir, eğitim almamış kişilerin bu konuda kontrolsüz çalışma yapması büyük bir risk. Gönüllülerin kendi başlarına yangına müdahale etmeleri hayatlarını riske atmaları demek. Bu şekilde, iş yapmakta olan kuruluşlara da destek sağlayamazlar. Yangınla mücadele ederken eğitimsiz gönüllülerle uğraşmak işlerini zorlaştırır. Gönüllülere görev verildiğinde, ihtiyaç olduğunda, yardım sağladıklarında işler daha kontrollü yürüyor. Bizim ekibimiz eğitimli olduğundan İstanbul İtfaiyesi’nin kontrolünde iyi bir çalışma yaparak söndürme çalışmalarına yardımcı olduk.
“İnsanların çaresiz, endişeli bakışları, isyanları…”
Bize biraz gittiğiniz yerlerdeki gözlemlerinizden bahseder misiniz, nelere şahit oldunuz?
Yıllardır arama kurtarma faaliyetlerinin içinde olmama rağmen kalbim acıyor. İnsanların çaresiz, endişeli bakışları, isyanları, “uzaklaşın” komutuna direnmeleri, eleştirileri, ne yapmaları konusunda kafa karışıklıkları, her türlü tutum sergiliyor insanlar. Onlara bizim yapabildiğimiz; yanlarında olmak, ellerini tutmak, omuzuna dokunmak. Bazen konuşarak bazen sadece dinleyerek “yanınızdayız, yalnız değilsiniz” diyerek yardımcı olduk.
Ormanın asıl sahipleri hayvanlar. İşte bu konuda yardım etmeye çalıştık. Ancak yetersiziz. Hayvan koruma dernekleri oradaydı ve onlara da yardım ettik. Toplanmaları konusunda. Ancak ormanın derinlerindeki hayvanlar için bir şey yapılamadı. Çok üzgünüm. Ormanlarımızın yanması, biri sönmeden diğer taraftan alevlerin yükselmesi çok üzülüyorsunuz ve gözleriniz nemleniyor. Ancak hemen toparlanıyorsun ve orada yaşayan halka destek olmaya devam ediyorsun.
“Yangın bölgesine bireysel olarak değil de ekip halinde gidilmeli”
Yangınlara müdahale etmek isteyen herkes bölgeye gidebilir mi? Yardım etmek için ne yapmak gerekir?
Yangın bölgesine bireysel olarak değil de ekip kurarak gitmek daha doğru olur. Örgütlü olmak gerek bu konularda, yoksa yardımdan çok işlerin yürümesine engel olunur. Yangın konusunda eğitim almış olmak ve komuta zincirine uymak gerekir. Yoksa hayati tehlike içine girilir ve görevli kurum-kuruluşların iş yapmaları yavaşlatılır.
İhtiyaçlar için yardıma gelen, yardım getiren kişiler için de işler oldukça karışık. Nerede ne lazım? Neye ihtiyaç var? Çok fazla malzeme geliyor ve ziyan oluyor. Bu koordineli yapılmalı. Hatta yangınlar söndürüldükten sonra da halkın çok fazla ihtiyacı olacaktır. Onları belirleyip o zaman destek sağlamak daha doğru. Yardımların koordineli bir şekilde ve herkese ulaşarak yapılması gerekiyor.
Risk belli, hazırlıklar önden yapılmalı
Yangınlara müdahalede yetkililerin sorumluluklarını yerine getirdiğini düşünüyor musunuz? Halkın yalnız olduğu, kendi çabalarıyla yangınlara müdahale ettiği yönündeki söylemler ne kadar doğru?
Yeterlilik konusunda, ülkemizin afet risk haritası çıkarılmıştır. Bunun hesaplamaları yapılmıştır. Yani riskler belirlenmiştir veya belirleme çalışmaları yapılmaktadır. Bu hesaplamalar sonucunda olası afetlerde ihtiyaç olan söndürme araç-gerek, personel önceden belirlenmelidir veya belirlenmiştir.
Kapasitemiz yoksa afetler olmadan bu konuda çalışma yürüterek tamamlamamız gerekiyor. Orman yangınlarına gelince, her yıl yaşanıyor ve buna göre eksiğimizi belirleyip bunları gidermemiz için yatırım yapmalıyız. Yani söndürme çalışmaları için ihtiyaç olan araç gerece sahip olmamız gerekirdi çoktan. Yangınlar olmadan hazırlığımız olmalı ki kurum ve kuruluşlar yangını bastırsınlar. Ülkenin yatırımlarını bu doğrultuda yapmaları dileğiyle.
“Gelin siz de MAG olun”
Son olarak yardıma gittiğiniz yerlerdeki yurttaşlar sizleri nasıl karşıladı?
Yangın bölgesindeki halka gelince, tabii ki canını, ailesini, hayvanını, tarlasını, ormanını korumak isteyecektir. Bizlerin görevi hayatlarını riske sokmadan onlara bu konuda yardım etmek. Her yerde MAG olmalı bence yani eğitim almış yerel halk olmalı.
Yerel halk gönüllüleri görmekten yanlarında olduğumuzdan çok memnundular. Bize temel ihtiyaçlarımızı gidermemiz için kapılarını açtılar. Var olduğumuzdan, yanlarında olduğumuzdan, onlara destek için gelmemizin yanlış olmadığını hissettirmeye çalıştık. Umuyoruz katkımız olmuştur.
Daha çok örgütlenmeliyiz. Yaşadığımız yeri tanımalıyız. Olası riskleri önceden belirlemeli ve olmadan önce önlemleri almalıyız. İhtiyaçları karşılamalıyız ki herhangi bir afet anında hızlı bir şekilde müdahale edip zararımızı en aza indirgeyebilelim.
Gelin siz de MAG olun. Köyünüzü, mahallenizi ve yaşam alanınızı koruyun gözetin.
Söyleşi: Ceylan Bulut