O topraklarda yıllarca yaşamış ve araştırma yapmış, insan hakları mücadelelerine destek vermiş araştırmacı-yazarlar ve bağımsız gazetecilerin yorumları, uluslararası sermayenin yeni bir savaş stratejisi dönemine girdiği ve Afganistan’ı bir sıçrama tahtası olarak belirlediği yönünde
Almanya 26 Ağustos sabahı, Afganistan’da “kurtaracağız” diyerek kanallara istiflediği insanları “kurtarma” faaliyetini sonlandırdığını açıkladı.
27 Ağustos itibariyle de Afganistan’da kilometrelerce uzunluktaki kurumuş su kanallarına istiflenen, daha önce Alman ordusuna lojistik destek sağlayan insanlara ve ailelerine yönelik “kurtarma” faaliyetine son verildi.
Bu kanallara istiflenen insanlara günlerdir sadece su ve ekmek dağıtılabildi. Kucaktaki bebeklerin ağızlarından köpükler fışkırdığı sahneler yaşandı. Bu insanlar günlerdir tuvalete dahi gruplar halinde ve askerlerin refakatinde gidebildi. Sonunda da, haftalardır “kurtaracağız” denilen bu insanlar, o kurumuş su kanalları içerisinde öylece bırakıldılar.
Afganistan tamamen tarumar edilmiş ve artık resmi olarak da terk edilmiş durumda.
Almanya’nın “kurtarma” faaliyetini sonlandırmasıyla birlikte, yıllardır orada gönüllü olarak faaliyet yürüten tüm yardım kurumlarının üyeleri, bağımsız gazeteciler ve tüm basın mensupları da Afganistan’dan çıkarılıyor. Yani önümüzdeki günlerde, bu kurumların dışarıya yansıttıkları haber ve görüntüleri de alamayacağız.
ABD, kendi topraklarında bulunan ve iltica başvurusu mevcut olan yaklaşık on bin Afgan’ın resmi işlemlerini durdurdu. Bu insanları Afganistan’a geri gönderecek.
Tüm Avrupa ülkeleri bu geri gönderme faaliyetlerine hız verdi. Gönderilenlerin sayısını basın mensupları takip edemez hale geldi.
Son haftalarda, özellikle Almanya’da binlerce insanın sokaklara dökülüp, “Bu ülkeyi siz yerle bir ettiniz. Silah ticaretleri ekmek tekneniz. Savaşları durdurmuyorsanız, en azından şu anda kendi ülkelerinizdeki insanları bir eşya gibi transfer etmeyi durdurun. Silah transferini durdurun” çağrılarına cevap, bu kez Afganistan’a değil, Pakistan’a gönderilen milyonlarca dolar değerindeki silah oldu. Önceki gün sadece insan hakları savunucularının kamuoyunu bilgilendirmeye çaba sarf ettiği, milyonlarca dolar değerindeki silahlar Pakistan’a aktarıldı.
O topraklarda yıllarca yaşamış ve araştırma yapmış, insan hakları mücadelelerine destek vermiş araştırmacı-yazarlar ve bağımsız gazetecilerin yorumları, uluslararası sermayenin yeni bir savaş stratejisi dönemine girdiği ve Afganistan’ı bir sıçrama tahtası olarak belirlediği yönünde.
Bu, Afganistan’dan Türkiye’ye dek o coğrafyadaki tüm toprakları etkileyecek bir strateji. Eylül ayının sonu için belirlenen, hatta Almanya gibi bazı Avrupa ülkelerinde geçici bir yasa olarak da kararlaştırılan “pandemi gerekçeli kapanma” dönemine girildiğinde, bu stratejiyi uygulamakta daha hızlı ve sessiz manevralar gerçekleştirileceği öngörülüyor.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.