Kolin İnşaat, Edirne’nin Havsa ilçesinde yapımı devam eden Halkalı-Kapıkule tren yolunda kullanılmak üzere dolgu malzemesi çıkarmak için köyün meralarını talan edecek
Kolin İnşaat, şimdi de Edirne’nin Havsa ilçesine bağlı Necatiye Köyü’nün meralarına göz dikti. Kolin tarafından yapımı devam eden Halkalı-Kapıkule Demiryolu Hattı Hızlı Tren Projesi’nde kullanılmak üzere dolgu malzemesi çıkarmak için köyün meraları talan edilecek. Proje kapsamında ihtiyaç duyulan dolgu malzemesi için köye gelen şirket yetkilileri, meranın 150 hektar büyüklüğündeki alanından numuneler aldı.
BirGün’ün haberine göre; rant uğruna gözden çıkarılan meranın hayvanların otladığı ve sulama göletinin olduğu bir yaşam alanı olduğunu vurgulayan köylüler, tepkili. Aynı zamanda projenin yapılmak istendiği Necatiye Köyü’nden olan Trakya Platformu Dönem Sözcüsü Göksal Çidem, bölgenin önemine dikkat çekti. Çidem, “Bu bölge kadimden beri mera. İçerisindeki gölet ise hayvanlar için çok önemli bir alan. Çevresinde tarım arazisi, yerleşim olmayan bu gölet, hayvanlar için temiz su anlamına geliyor” diye konuştu.
Şirket yetkililerinin iki kez köye gelerek numune aldıklarını aktaran Çidem, “Kepçeyle gelerek topraktan numune alıp çuvallara dolduruyorlar. Geçtiğimiz günlerde de muhtar konuya ilişkin köylülere gayri resmi bir bilgilendirme yaptı. Bölgeden dolgu malzemesi alındıktan sonra ıslah edilecek dedi. Böyle şey mi olur. Orası bir daha ıslah edilemez” ifadelerini kullandı. Köyün geçim kaynağının tarım ve hayvancılık olduğunun altını çizen Çidem, bölgenin önemine dikkat çekerek konuyu CİMER’e taşıdı. CİMER’den gelen yanıtta da konuya ilişkin incelemelerin yapılacağı belirtildi.
Edirne Yenigün Gazetesi’nin haberine göre, köy halkının hayvanlarını otlattığı ve dolayısıyla geçim kaynağı olan köy merasının tepesinde bulunan ahlat ağacı ise, geçmiş ile günümüz arasındaki köprünün en büyük simgesi oldu. Aile büyükleri tarafından ekildiğini ve çocukluğu boyunca ahlatın gölgesinde hayvanlarla ilgilendiğini dile getiren 83 yaşındaki Kadriye Çidem, meranın bozulmasına karşı durduklarını vurguladı. Kadriye Çidem, şirket yetkililerine dönerek, “Köylüyü dinlesinler. Köylüye sorsunlar. Razı geliyor musunuz? Gelmiyor musunuz?” ifadelerini kullandı.
Kadriye Çidem, ahlatın babası tarafından ekildiğini ve kendilerine miras kaldığını hatırlatarak, “Katiyen toprağımızı vermeyiz. Ben hayvan bakmıyorum ama konu komşu zarar çeker yavrum. Komşularımızla olan işler bunlar. Biz köylüyüz. Köylülerimizle birlik içindeyiz. Biz ona eskiden boz ahlat derdik. Rahmetli babam onu baya çalılardı hayvanlar yıkmasın diye. Biz de hep oralarda hayvan güttük, kuzu güttük. Hep onun gölgesinde yattık oturduk. O bizim babamızdan bize hatıra, miras. O ahlatı kimseye vermeyiz, yıktırmayız. O ahlat bizim geçmişimiz. Bu yaşa gelmişiz o ahlat hep duruyor. Hatıra bize. Gideriz dozerin önüne otururuz. Geçsinler, çiğnesinler bizi bakalım. Çiğneyebilecekler mi?” şeklinde konuştu.
Meradan alınmak istenen toprağın sonrasında verimin düşeceğine işaret eden 72 yaşındaki Şefika Gelme ise, “Ben bu toprağın alınmasına karşıyım. Bizim köyümüzün hayvancılıkla, koyunculukla geliri var. Orada kekik kokuları mis gibi meraları sarıyor. Oradan toprak alındığında o toprak bize verim vermez. Otlak yemiz olmaz. Hayvanımız, koyunumuz aç kalır kardeşim. O sebeple biz buna karşıyız” dedi.
Numune alınmasına dair köy muhtarlığı tarafından yapılan bilgilendirme toplantısında kadınların çağrılmadığını söyleyen Gelme, duruma tepki göstererek, şunları kaydetti:
Bilgilendirme toplantısında hep erkekleri topluyorlar. Erkekler oy atıyor da kadınlar oy atmıyor mu? Bu köyde sadece erkekler mi yaşıyor? Kadınlar yaşamıyor mu? Kadınların konuşmaya hakkı var mı, yok mu? Bize hiç sormadılar. Toplantıya çağırılmadık, sorulmadı. Ben muhtara dedim. İhtiyarları, gençleri, kadınları topla her kişinin fikrini al, ona göre hareket et. Bize hiç sormuyorlar. Bir oy vakti geliyorlar bizden oy almak için
Bir asırdır meranın tepesinde bulunan ahlat ağacının kendileri için öneminin büyük olduğuna dikkat çeken Gelme, “O ağaç bizim babamızın hatırası. Onun gölgesinde çok koyun güderdik. Kuzularımız gölgelenirdi. Biz onu kimseye vermek istemeyiz. Karşıyız. Dozerler gelirse çıkacağım önüne. Ben bu köylüyüm benim buna hakkım var. Önüne çıkarım” diye konuştu.
Sendika.Org