Milletvekili Murat Çepni, geri dönüşüm tesislerinde çıkan yangınların artışına dikkat çekerek nedenlerinin araştırılması için Meclis’e önerge verdi
HDP İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Murat Çepni, Türkiye’nin, 2004 yılından bugüne Avrupa ülkelerinden ithal ettiği plastik atıkların miktarının 173 kat artarak Avrupa’dan en çok plastik atık alan ülke olduğunu söyledi. Çepni, TÜİK verilerine göre 2009 yılında, 7 bin 169 ton olan plastik atık ithalatı, 2019 yılı ekim ayı itibarıyla yıllık 524 bin 580 tona çıkarılan atıkların geri dönüşüm tesislerinde çıkan yangınlardaki artışın nedenlerinin araştırılmasını isteyerek Meclis’e önerge verdi.
2017 yılından itibaren, ithal edilen atıkları geri dönüştürmek için pek çok firma ve plastik organize sanayi bölgeleri kurulduğunu söyleyen Çepni, Devletin bu firmalara ithal ettikleri plastik atık başına teşvik verdiğini ve vergi muafiyeti getirdiğini hatırlatarak, Atık ithalatının çok büyük bir rant oluşturduğunu vurguladı.
Çepni, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a artan yangınların nedenlerini de sorarak şunlara değindi:
Yüzlerce firma da kayıt dışı olarak, yönetmeliklere aykırı faaliyet yürütmektedir. Firmalar, Avrupa’nın değerlendirilebilir atıklarının yanı sıra bertaraf edilmesi gereken çöplerini de ithal etmektedir. İthal edilen atıkların sadece yüzde 30-40’ı değerlendirilebilmektedir.
Son yıllarda geri dönüşüm fabrikalarında çıkan yangınlardaki artış dikkat çekmektedir. Demokratik kitle örgütlerinin derlediği verilere göre; 2020 yılında 65 geri dönüşüm tesisinde, 2021 yılının ilk 7 ayında, İstanbul, Tekirdağ, Osmaniye, İzmir, Kocaeli, Adana, Ankara, Mardin, Antalya, Gaziantep gibi pek çok ilde bulunan 76 geri dönüşüm tesisinde yangın çıkmıştır. Bu tesislerin bazıları yılda 3-4 defa yanmıştır. Bilim insanları, yangınların sebebini; geri dönüştürülmesi maliyet gerektiren atıkların firmalar tarafından yakılarak bertaraf edilmesi ve firmaların herhangi bir önlem almadan atıkları depolanması olarak belirtmektedir.
Plastik atıkların yanması sonucunda, tonlarca karbondioksit, dioxin, ağır metal, furan, PCB gibi kanserojen, zehirli kimyasallar ortaya çıkmaktadır. Bu kalıcı organik kirleticiler, havaya, su varlıklarına, toprağa karışarak, telafisi olmayan çevre kirliliğine ve kanser gibi halk sağlığı sorunlarına yol açmaktadır. Ayrıca, tarımsal ürünlere bulaşarak zehirlenmelere de sebebiyet vermektedir. Söndürme çalışmaları bazen günlerce sürebilmektedir. Ortaya çıkan külde zehirli maddeler bulunmaktadır.
Firmaların denetimsizliğinden ve kar hırsından kaynaklanan bu yangınlarla halkın anayasal hakkı olan sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkı gasp edilmektedir. Dünyanın pek çok ülkesinde ağır suçlar arasında sayılan bu yangınları önlemeye yönelik acil kalıcı önlemler alınması ve ilgili kurumların bu yangınların neden olduğu tehlikelere karşı halkı bilgilendirmesi gerekmektedir.
Çepni, Kurum’a şu soruları yönelti:
Sendika.Org