Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, kayyum rektör Melih Bulu’ya karşı nöbetin 124. gününde bir kez daha “Kayyumluk” binasına sırtlarını döndü. Akademisyenler Güney Kampüs kapısında açıklamalarda bulundu. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden sergi ekibine açılan davanın ikinci duruşması ise Çağlayan Adliyesi’nde görülmeye başlandı
Boğaziçi Üniversitesi’nin tüm bileşenlerinin kayyum rektör Melih Bulu’ya yönelik protesto eylemleri sürüyor. Boğaziçili akademisyenler, bugün (5 Temmuz) üniversitede Rektörlük binasına sırtlarını dönerek Bulu’yu protesto etti.
Akademisyenler nöbetlerinin 124. gününde de “Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” dedi.
— Can Candan (@yunusunbabasi) July 5, 2021
Akademisyenler nöbetin ardından Güney Kampüs kapısında basın açıklaması yaptı.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, sırt dönme eylemlerinin ardından Güney Kapı'da basın açıklaması gerçekleştirdiler.
Yayın kaydına YouTube ve Twitter hesaplarımızdan ulaşabilirsiniz. pic.twitter.com/PZd670JndV
— Boğaziçi TV (@bogazicitv) July 5, 2021
Açıklamada akademisyenler şunları söyledi:
Boğaziçi Üniversitesi’nin atanmış yönetimi 3 Temmuz 2021 Cumartesi sabahı ani ve herhangi bir somut gerekçeye dayanmayan bir karar ile kampüslere girişleri 5 Temmuz sabahına kadar yasakladı. Bu, yani üniversiteyi asıl sahipleri olan öğrenci ve öğretim üyelerine kapattı. Boğaziçi Üniversitesi tarihinde ilk defa kampüse girmek isteyen hocalarımız bu keyfi karar gerekçe gösterilerek engellendi. Kapıdan içeri alınmadı. Aynı günün akşamında şu anda bulunduğumuz noktada açıklama yapmaya çalışan öğrencilerimiz güvenlik görevlileri tarafından şiddete maruz bırakıldı. Dövülerek kampüs dışına atıldı. Burayı büyük emeklerle ve üstün başarı göstererek akılları ve çalışmalarıyla hakkıyla kazanan öğrencilerimiz üniversitelerinde yani kendi evlerinde darp edildi. Yerlerde sürüklendi ve tekme tokat kampüs dışına fırlatıldı. Şiddete maruz kalan öğrenciler hastaneden darp raporu aldı. Bir öğrencimiz beyin kanaması şüphesiyle gözetim altına alındı.
Boğaziçili akademisyenlerden Güney Kapı'da açıklama: Burayı büyük emeklerle ve üstün başarı göstererek akılları ve çalışmalarıyla hakkıyla kazanan öğrencilerimiz üniversitelerinde yani kendi evlerinde darp edildi." v/@yunusunbabasi https://t.co/ZwNLAPxCxe pic.twitter.com/Vd4Mrb5TX5
— sendika.org (@sendika_org) July 5, 2021
Akademisyenler açıklamanın sonrasında öğrencilerin sergi davasını takip etmek için Çağlayan Adliyesi’ne doğru yola çıktı.
Çağlayan Adliyesi’nde Boğaziçi Üniversitesi’nde kurdukları sergi nedeniyle gözaltına alınanların ikinci duruşması görülüyor.
Doğu ve Selo'nun tutuklandığı Boğaziçi sergi davasının ikinci duruşması için Çaglayan'dayız. Çağlayan, bildiğiniz gibi. pic.twitter.com/y4EBqrGDLc
— ÇHD İstanbul Şube (@CHDistanbul) July 5, 2021
15.45: Saat 14.00’te başlaması planlanan duruşma gecikmeli olarak başladı. Mahkeme salonu önünde kalkanlı polisler bekliyor.
15.47: Sırayla tanıkların dinlenmesi başladı. Beyanları öğrencilerin tutuklanmasına gerekçe olarak gösterilen güvenlik görevlilerinden ilki Alparslan Çepni, tanık olarak dinleniyor. Tanık güvenlik görevlisi kendilerine asılan resim hakkında kimi mezunlar tarafından “Dinimize hakaret ediyor” gibi şikayetler geldiğini, kendisinin resmin asılışına şahit olmadığını, resmi kendilerinin almadığını ve resme müdahale etmediklerini daha sonra eserin kaybolduğunu öğrendiklerinde birlikte tutanak tuttuklarını aktardı. Bu resmi daha önce Yeni Şafak Gazetesi’nde de resmin hedef gösterildiğini ve kendilerine şikayet edenlerin “Siz müdahale etmezsiniz biz ederiz” gibi sözler söylediğini ifade etti.
15.52: İlk tanığa sorulan sorular sona erdi ve ikinci tanık olan güvenlik görevlisi Faruk Kardoğan salona alındı.
16.04: Aynı sorular güvenlik görevlisi Faruk Kardoğan’a da soruldu. Kardoğan, asılı olan resmi gördüğünü, İslam dinine aykırı olması nedeniyle üstlerine bildirdiğini, resmi Selahattin ve Doğu’nun astığını gördüğünü, daha sonra resmin kaldırılması istendiğinde Hazar ve Sena’nın buna izin vermediğini söyledi. Resmin dini değerlere yönelik tehdit, hakaret, aşağılama barındırmadığını söylediklerini söyledi. Sanıkları kendisinin teşhis ettiğini söyledi. Hakimin duruşma esnasında önde oturan sanıkları göstererek “Sanıklara bak, hangileriydi hatırlıyor musun” diyerek tanığa teşhis işlemi yaptırmasına avukatlar itiraz etti. Avukatlar halihazırda dava dosyasına eklenen teşhis tutanağının da usulsüzce eklendiğini belirtti. Faruk Kardoğan “İslam dinine uygun olmadığı gerekçesiyle müdahale ettiği” açıklamasını hangi görev tanımına göre yaptığını açıklayamadı. Faruk Kardoğan tutanak tutarken yazdığı “LGBT imzalı eser” tanımını da açıklayamadı.
16.13: Yöneltilen “Eserin İslam dinine aykırı olduğu kanısına nasıl vardınız, hangi kanuna göre bunu suç olarak gördünüz ve indirilmesini istediniz?” şeklinde soruya tanık kendisinin Müslüman olduğu ve bu resmin kendisine göre yanlış olduğunu, bu nedenle indirilmesini istediğini söyledi. Avukatların dosyaya sunmuş olduğu fotoğraflarda görülen, eserin yanında elinde bantla bekleyen ve öğrencilerin resmin asılışına yardım ettiğini söylediği güvenlik görevlisinin kim olduğu soruldu; tanık bu güvenlik görevlisinin adını bilmediğini söyledi.
16.31: Kardoğan, avukatların “Öğrencilerin isimlerini tespit etmek, fotoğraflarını çekmek, resmi indirmelerini istemek şeklindeki işlemleri kimden talimat alarak yaptınız” sorusuna “Suç teşkil eden bir durum varsa kimseden emir almama gerek yoktur zaten” dedi.
16.36: Öğrencilerin avukatları reddi hakim talebinde bulundu. Duruşmaya 5 dakika ara verildi.
17.00: Aranın ardından duruşma devam etti. Avukatların reddi hakim talebi reddedildi. Duruşma 17 Kasım saat 13.30’a ertelendi.
Sendika.Org