Söz içeriden, lağımın dibinden gelince etkisi yüksek oluyor. Koku her yanı sarıyor. Sarsın da… Buraya kadar tamam ama o lağımdan ‘DİRENİŞ’ çıkmaz!
Uzun zamandır reytingi düşük siyaset bir anda hareketlendi. Taze kan geldi ve açık ara bir numaraya yükseldi. Evet haftalardır gözler Sedat Peker’e çevrilmiş durumda. Mafyanın siyasallaştığı, siyasetin mafyalaştığının kanlı canlı örneği duruyor karşımızda. İsimler, silahlar, paralar havada uçuşuyor. Bize aşikâr, adrese teslim ifşalar. Ama söz içeriden, lağımın dibinden gelince etkisi yüksek oluyor. Koku her yanı sarıyor. Sarsın da… Buraya kadar tamam ama o lağımdan ‘DİRENİŞ’ çıkmaz!
***
Peker videolarında sıkça sol literatürü kullanıyor. Sol temizdir çünkü… doğrunun, vicdanın, haklının adresidir, o da biliyor bunu. Rezilliklerini anlatırken bu yolla üzerinden kir atmaya çalışıyor bir yandan. Her geçen gün sola biraz daha meylediyor, öyle ki son videoda başlığa kadar taşıdı işi:
“Yaşadıkça ve yaşlandıkça değil, direndikçe büyürüz”
Direnerek büyüyecekmiş!
Belli ki pek sevmiş sözü ama ‘direnen kim, direniş nedir’ belli ki bihaber. İyisi mi doğrudan ben anlatayım kendisine.
Hani Soma’da, Zonguldak’ta madenler var ya… hani ortaklarınla birlikte türlü entrikalarla işçilere mezar ettiğiniz madenler. İşte o madenlerde kolunu-bacağını bırakanların, korkusuzca sokakta verdiği mücadeledir, direniş.
Silahlarınızın gölgesinde yükselen “ÖYLE Mİ ALAY KOMUTANI” itirazıdır, direniş.
Kanında duş almaya niyetlendiğin akademisyenlerin yaşam mücadelesidir, direniş.
İşimi geri istiyorum diyerek aylarca her gün meydanlara çıkma çabasıdır, direniş.
15-16 Haziran’dır, Gezi’dir, Boğaziçi’dir direniş.
Dünya devi Cargill’e kafa tutan 14 baba, üniversite kapısında Bimeks işçisi, Soma’da Ermenek’te madenci, Boğaziçi’nde öğrenci, İkizdere’de köylü, inşaatlarda köle değiliz diyenlerdir direnişçi.
Sen kimsin, hadi ordan!
***
Hazır kalemi elime almışken aklıma takılan bir soruyu da sorayım: Bu değirmenin suyu nereden geliyor?
Hani dağıttığın paralardan bahsediyorsun ya… doyurduğun milletvekilleri, Suriye’ye giden TIR’lar, hesabı görülen arsalar… hasılı milyonlarca dolar. Sahi bu paralar nereden geliyor, nasıl kazanıyorsun? Hangi fabrika ya da holding senin? Kaç para vergi veriyorsun? ‘Emrinde’ kaç kişi çalışıyor? Hangi iş kolunda faaliyet gösteriyorsun?
Hani diyorsun ya, patron sizsiniz diye bize yani halka. Hatta gidin hakkınızı isteyin diye… İşte ondan soruyorum, savurduğun para kimin ve nasıl kazandın? İçinde benim param var mı mesela. Ya da intihar eden 102 müzisyenin… açlıkla sınanan KHK’lilerin… 3. Havalimanında ölen işçilerin… ya da asgari ücretle yaşam mücadelesi veren milyonların parası da var mı? Nereden ve kimden kazandın onca parayı?
***
Özet; mafyalaşan siyasetin irini sokağa akmaya başladı. Belli ki devamı gelecek, gelsin de. Ama sakın temizlenmek için sola dayanmayın, sakın!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.