Sağlık emekçileri artan iş yükü ve maaşların erimesine karşı “eşit işe eşit ücret” ve “performansa hayır” demek için 4 Haziran Cuma günü Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Heykel önünde açıklama yaptı. Açıklamada sağlık hizmetlerinin ekip işi olduğuna bir kez daha vurgu yapılarak, “Kırıntı değil emekliliğe esas yoksulluk sınırının üstünde temel ücret zammı istiyoruz, fiili hizmet yıpranma payımız ve ek gösterge haklarımızı istiyoruz” denildi
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi, Ankara Tabip Odası, Ankara Dişhekimleri Odası, Dev Sağlık-İş, Tüm Radyoloji Teknisyen ve Teknikerleri Derneği ve Türk Hemşireler Derneği artan iş yükü ve maaşların erimesine karşı “eşit işe eşit ücret” ve “performansa hayır” demek için 4 Haziran Cuma günü Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Heykel önünde açıklama yaptı.
SES Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin de katıldığı sağlık emek ve meslek örgütlerinin eyleminde ortak açıklamayı yapan SES Ankara Şube Eş Başkanı Nazan Karacabey şöyle konuştu:
Sözümüze sağlık emekçilerinin pandemi döneminde dahi görülmeyen emeği ve karşılanmayan talepleri ülkemizi yönetenlerin ayıbıdır diye başlıyoruz. Pandemi döneminde sağlık emekçilerinin pandemi yönetimine, halk sağlığına, işçi sağlığı ve güvenliğine yönelik, çalışma hayatı ve emekliliğe ilişkin özlük ve mali sorunlarının çözümü doğrultusunda talepleri olmuştur. Bu talepler bugüne kadar görülmediği gibi çalışma hayatı ve emekliliğe ilişkin talepleri çalışma barışını bozan, eşit işe eşit ücret hakkını görmeyerek sağlık hizmetlerine zarar veren tavandan ek ödeme ile karşılık bulmuştur. Sağlık emekçilerinin artan enflasyon karşısında derinleşen ücret kaybının geçici ve toplumun sağlık emekçilerinin fazlasıyla ücret aldığına yönelik algısını yönlendiren pandemi dönemi performansa yönelik ek ödeme bizim talebimiz değildir. Çeşitlenen istihdam modelleri sağlık emeğinin ücretlendirilmesini de çeşitlendirmiştir. Bu durum sağlık emekçilerinin ücretlerinde gözle görülür bir erimeye ve baskıya neden olmuştur. Bu baskı o kadar artmıştır ki bugün iktidar pandeminin tüm dönemlerinde ve tüm sağlık emekçilerine “sözde tavandan ödemeyi” veremeyecek durumdadır. Verilen tavandan ödeme sağlık emekçilerinin tamamını kapsamadığı gibi bazı aylarda hiçbir şekilde düzenlemeye gidilmemiştir.
Açıklamada pandemi dönemi tavandan ödeme düzenlemesinin kapsamı hakkında da değerlendirme yapıldı.
2020 Nisan-Mayıs-Haziran dönemi SB Hastaneleri ve Üniversite Hastanelerinin bir kısmını kapsayan, 2020 Ağustos-Eylül-Ekim dönemi Sağlık Bakanlığında görev yapan sağlık emekçilerinin bir kısmını Üniversite Hastanelerindeki sağlık emekçilerini ise kapsama almayan bir düzenlemeye gidildi. 2020 Kasım-Aralık dönemi Sağlık Bakanlığı Hastaneleri ve Üniversite Hastanelerinin bir kısmını kapsayan, 2021 Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz döneminde ise Sağlık Bakanlığında görev yapan sağlık emekçilerinin bir kısmını Üniversite Hastanelerini ise kapsama almayan bir düzenlemeye gidildi.
Pandemi döneminde, Ankara’daki üç kamu üniversite hastanesinde 16 binin üzerinde sağlık emekçisinin çalıştığı belirtildi. Ankara’daki sağlık emekçilerinin yüzde 28’inin üniversite hastanelerinde çalıştıklarının ve hiçbir ödemeden yararlanamadıklarının altı çizildi.
Yükseköğretim Kurumu (YÖK) ve Sağlık Bakanlığı’nın üniversite hastanelerinin uzun dönemdir yaşadığı soruna daha fazla sessiz kalmaması gerektiğine dikkat çekilen açıklama şöyle devam etti:
Sağlık emekçisine bu şekilde ödemeyi reva gören iktidar, pandemi dönemi tercihini bir kez daha sermayeden yana yapmıştır. Şehir hastaneleri müteahhitlerine 2020 yılında 8,739 milyonluk kira ve hizmet bedeli ödenirken, ödeme 2021 bütçesinde 16,391 milyon liraya çıkarılmış. Pandemi sürecinde “hastanelerini hizmete kapatacakları” restini çeken özel sektör ödemelerinde 2020 yılında yüzde 15’lik artış yaşanırken, 2021 Mayıs ayında ise yüzde 20’lik zam yapılmıştır. Sağlık Bakanlığı hastanelerinde tavandan ek ödeme ile aylık net 400-450 milyon TL ödeme yapılması sağlık emekçilerine lütuf olarak sunulurken, 2021 yılında şehir hastanelerine aylık en az 1,366 milyon TL ödeme yapılacak olup, özel sağlık sektörüne ise SGK tarafından aylık 1,031 milyon TL ödeme yapılmaktadır.
2021 Nisan, Mayıs, Haziran Temmuz aylarına ait, hakkaniyetsiz ek ödemelerin yol açtığı sorunlar ise şu şekilde sıralandı:
- Sağlık hizmetlerinin bütünlüğüne zarar vermiştir,
- Sağlık hizmetlerinin ekip anlayışına zarar vermiştir,
- Kanunlara aykırı olan emeğimizin hakkının belirlenmesinde iktidarı tek yetkili kılmıştır,
- Sağlık hizmetlerinin yozlaşmasına neden olmuştur,
- Sağlık emekçilerinin izin hakları gasp edilmektedir,
- Bu ödeme 4/D sağlık işçilerini, genel idari hizmetler/teknik hizmetler/yardımcı hizmetler gibi hizmet sınıflarını sağlık emekçisi olarak görmemektedir,
- Bu ödeme üniversite hastanelerinin sağlık emeğini yok saymaktadır.
Açıklamanın sonunda sağlık hizmetlerinin ekip işi olduğuna bir kez daha vurgu yapılarak, “Kırıntı değil emekliliğe esas yoksulluk sınırının üstünde temel ücret zammı istiyoruz, fiili hizmet yıpranma payımız ve ek gösterge haklarımızı istiyoruz. Halkın sağlık hakkını ve sağlık emeğini gören, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin meslek tanımlarının kendi mesleki talepleri doğrultusunda yapıldığı, sosyal devlet ilkesine uygun sağlık politikalarının bir an önce hayata geçirilmesini talep ediyoruz” denildi.
Sendika.Org