NATO zirvesinde Tayyip Erdoğan, ABD başta olmak üzere NATO üyesi ülkelerle ilişkileri onarmaya odaklanırken Türkiye’nin Suriye, Libya, Afganistan başta olmak üzere uluslararası alanda NATO açısından önemini vurgulayan ve daha fazla destek talep eden bir konuşma yaptı. NATO sonuç bildirgesinde de Türkiye’nin Suriyeli mülteciler konusunda politikası övülürken, “Türkiye için güvenlik tedbirlerine katkılarımızı artırdık” denildi ve Suriye’den Türkiye’ye yönelebilecek tehditler konusunda teyakkuzda olunacağı şeklindeki geleneksel söylem tekrarlandı. Ayrıca NATO Genel Sekreteri Stoltenberg yeni bir Soğuk Savaş peşinde olmadıklarını ancak Çin’in yükselişi ve Rusya’nın NATO için yarattığı zorlukların müttefik ülkeler tarafından birlikte ele alınması gerektiğini vurguladı
Belçika’nın başkenti Brüksel’deki NATO karargahında düzenlenen NATO Zirvesi tamamlandı. Türkiye’yi Tayyip Erdoğan’ın temsil ettiği zirveye 30 üye ülkenin liderleri katıldı. Zirvede ittifakın 2030’a kadarki 10 yıllık yol haritasının belirlenmesi, NATO’nun stratejik konseptinin güncellenmesi, Çin’in yükselişi, son yıllarda gerileyen Rusya ile ilişkilerin durumu ve Ukrayna, siber tehditler, “terörle mücadele”, yıkıcı teknolojiler, iklim değişikliğinin güvenliğe etkileri ve Afganistan’daki NATO misyonunun sonlandırılma kararı sonrası durum gibi konular ele alındı.
ABD Başkanı Joe Biden’ın Donald Trump döneminde hasar gören NATO ilişkilerini onarma ve Avrupa’yı Rusya ve Çin’e karşı birlikte hareket etmeye çağırma iddiasıyla katıldığı zirvede Tayyip Erdoğan da ABD başta olmak üzere NATO üyesi ülkelerle ilişkileri onarmaya yönelik bir programla hareket etti.
Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve ABD Başkanı Joe Biden ile bir araya geldi.
Macron, Erdoğan’la gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin “Erdoğan ile baş başa uzun bir görüşme gerçekleştirdik. Libya ve Suriye’de ortak ilerleme arzusunu dile getirdik. Erdoğan ile Libya konusunda konuştuk. Pek çok ortak nokta yakaladık. Çok önemli bir gelişme daha yabancı savaşçıların çekilmesi konusundaki arzusunu bana doğruladı. Kendisiyle önümüzdeki haftalarda bu konuda çalışacağız” dedi.
Zirvenin açılış açıklamasını yapan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya ve Çin’le ilişkiler konusuna dair “Çin bizim düşmanımız değil, rakibimiz değil. Çin’le yeni bir Soğuk Savaş olmayacak. Ancak Çin’in güvenliğimize getirdiği zorluklarla yüzleşmek zorundayız. İttifak olarak Çin’in yükselişinin güvenliğimize getirdiği zorlukları birlikte ele almamız gerekiyor” dedi.
NATO liderlerine hitaben, Türkiye’nin bölgesinde ve ötesinde güvenilir bir müttefik olarak üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiğini söyleyen Tayyip Erdoğan şöyle konuştu:
“Sahadaki sorunların çözümünde inisiyatif alan, insani boyutu öne çıkaran, yapıcı ve aktif bir siyaset uyguluyoruz. Irak’tan Afganistan’a, Kafkaslar’dan Balkanlar’a, Karadeniz’den Akdeniz’e, Afrika’ya kadar istikrarın tesisine yönelik tüm girişimlere öncülük ediyor, katkı sağlıyoruz. Komşularımızla ilişkilerimizde uluslararası hukuka, adalet ve hakkaniyete, karşılıklı hak ve çıkarlara saygıyı gözetiyoruz. Komşumuz ve müttefikimiz Yunanistan’la aramızdaki diyalog kanallarının canlandırılmasının, ikili meselelerin çözümünün yanında bölgemizin istikrar ve refahına da hizmet ettiğine inanıyorum.”
Türkiye’nin IŞİD’le mücadelede önemli rol oynadığını savunan Erdoğan, ABD’nin YPG ile ilişkilerine göndermeden bulunarak şunları söyledi:
“Sınır ötesi operasyonlarımızda 4 bine yakın DEAŞ’lı teröristi etkisiz hale getirdik. Terörün her türlüsüne karşı yürüttüğümüz mücadelede maalesef müttefik ve ortaklarımızdan beklediğimiz destek ve dayanışmayı göremedik. Suriye, Irak ve Türkiye’de eli masumların kanına bulaşmış terör örgütü elebaşlarının meşru bir aktör gibi en üst seviyede muhatap alındığına, desteklendiğine şahit olduk. Unutulmamalıdır ki Türkiye’nin sınırları aynı zamanda NATO’nun sınırlarıdır. Bu bakımdan, sadece kendi milli menfaatlerimiz için değil, transatlantik coğrafyasının güvenlik ve istikrarının temini için de önemli bir sorumluluk üstlendiğimizi biliyor, adımlarımızı bu bilinçle atıyoruz.”
Türkiye’nin, NATO harekat ve misyonlarına en çok katkı sağlayan ilk 5, ortak bütçeye en fazla katkı veren ilk 8 müttefik arasında yer aldığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Kuvveti’nin komutası da bu sene Türkiye’dedir. İttifakın en büyük ikinci ordusuna sahip olan Türkiye, NATO’nun güncel tehdit ve imtihanlara karşı adaptasyonu için aktif rol oynamaktadır. Hazırlıklı olabilmek bakımından müttefikler olarak atacağımız adımlar kadar, ortaklarımızın kapasite geliştirmelerine yapacağımız katkılar da önemlidir. Türkiye, dinamik ekonomisi, güçlü savunma sanayisi, ilkeli dış politikası ve müttefikleriyle iş birliği içinde, küresel barış, refah ve istikrarın tesisine yardımcı olmayı sürdürecektir. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, bu zorlu süreçte dayanışma ve iş birliği içerisinde hareket etmenin önemini tekrar vurgulamak istiyorum.”
Zirvenin ardından yayımlanan bildiride, “Türkiye için güvenlik tedbirlerine katkılarımızı artırdık. Bunun tam olarak uygulanmasına bağlılığımız sürmektedir” ifadesi yer aldı.
Bildiride, “Suriye’den Türkiye’yi bir kez daha vurabilecek veya tehdit edebilecek füze atışlarına karşı müteyakkız olmaya devam ediyoruz. Suriye’den balistik füze tehdidini izlemeye ve değerlendirmeye devam ediyoruz” denildi.
Suriye genelinde bir ateşkes ile BM’nin Suriye halkına insani yardımlarının en az 12 ay boyunca yapılmasını sağlayacak yeniden yetkilendirme yapılması çağrısında bulunulan bildiride, “Müttefikimiz Türkiye’ye milyonlarca Suriyeliye ev sahipliği yaptığı için takdirlerimizi yineliyoruz” ifadesine yer verildi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise NATO Zirvesi’nin ardından düzenlediği basın toplantısında, “Bugün ittifakımızda yeni bir sayfa açtık. Güvenliğimiz için kilit önemde konulara değindik ve geniş kapsamlı kararlar aldık” dedi.
NATO’nun Afganistan’dan çekilmesine değinen Stoltenberg, “NATO liderleri, Afgan güçleri ile kurumlarını eğiterek ve finansal destek sağlayarak Afganistan’ın yanında yer almaya olan bağlılıklarını teyit etti” ifadelerini kullandı.
Erdoğan iktidarı, diğer NATO ülkelerinin çekileceği Afganistan’da Türkiye’nin NATO misyonunu sürdürüp Kabil Havaalanı’nın güvenliğini sağlayabileceğini söylemiş ancak zirveye günler kala Taliban’ın bu öneriyi kabul etmediği açığa çıkmıştı.
Sendika.Org, Anadolu Ajansı, Amerika’nın Sesi