10 Ekim Ankara Katliamı’nın firari sanıklarının yargılandığı dava sürüyor. Tanıkların dinlendiği duruşmada, tanıklar katliam mağdurlarının avukatlarının sorularını cevapsız bıraktı. Mahkeme başkanının duruşmada tanıkları soruları cevapsız bırakmaya teşvik etti. Tanıkların ifadeleri, İHH’nın Suriye’ye giden yardımlarını IŞİD militanlarının dağıttığını gösterdi
10 Ekim Ankara Katliamı’ndaki firari sanıkların yargılandığı davanın duruşması bugün Ankara Adliyesi’nde, 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu’nun bildiridiğine göre sanıklardan bazılarının eşlerinin tanık olarak dinleneceği duruşma, müştekilerin yoklamasının alınması ve mahkeme başkanının katılanlara yönelik tanık beyanlarına müdahale edilmemesi yönündeki uyarısıyla başladı.
#10EkimAnkaraKatliamı davası, müştekilerin yoklamasının alınması ve mahkeme başkanının, katılanlara yönelik tanık beyanlarına müdahale edilmemesi yönündeki uyarısıyla başlıyor. Katliamın tüm sorumluları yargılanana kadar burada “#Adaletİstiyoruz” demeyi sürdüreceğiz!
— 10 Ekim Ankara Katliamı Davası (@10EkimDavasi) June 9, 2021
Katliam sanıklarından Savaş Yıldız’ın eşi Hülya Yıldız tanık olarak dinlendi. Yıldız, eşiyle 6 yıldır görüşmediğini, eşinin hala Suriye’de olduğunu bildiğini söyledi. Hülya Yıldız, 2015 yazında eşiyle kaçak olarak Suriye’ye geçtiklerini anlattı.
Mahkeme başkanı, avukatın sorusuna karşı tanığa cevap vermeyebileceği yönünde müdahale ederken, dosyaya ulaşan emniyet tutanağından Hülya Yıldız’ın kayınbiraderi olan sanık Bayram Yıldız’ın tespit edilen mesajlaşması okunarak Savaş ailesiyle iletişimde olduğu iddia edildi. Yıldız, katliam mağdurlarının avukatlarından Av. Murat Kemal Gündüz’ün sorularını sürekli “Hatırlamıyorum”, “Tanımıyorum” gibi ifadelerle cevapsız bıraktı. Soruların ardından Yıldız’a teşhis fotoğrafları gösterildi. Yıldız, soruları cevaplamadığı gibi fotoğrafları gösterilen kişileri de tanımadığını ifade etti.
Mahkeme hakimi sorgunun ardından tanığa teşekkür etti. Aileler, “Tanık ne söyledi de bu katliamı aydınlatacak, teşekkür ediyorsunuz. Biz davayı aydınlatmaya çalışıyoruz, siz tanığa sürekli ‘Ona cevap vermek zorunda değilsiniz’ diyorsunuz.” diyerek tepki gösterdi.
Tanık Hülya Yıldız’ın ardından sanıklardan Kasım Dere’nin eşi Serpil Dere’nin ifadesine geçildi. Avukatların sorgusu sırasında tanık Serpil Dere’nin ifadelerinde çelişkiler ortaya çıktı. 2015 Mayıs – 2020 Mart arasında Suriye’de olduklarını söylemesine rağmen 10 Ekim 2015’te Adıyaman’da olduğunu kabul ederken kadınlara yönelik eğitim faaliyetleri gerçekleştirdiğini reddetti. Sanık Walentina’yı Rus Ayşe, tanık Demet Taşer’i Ümmü Süfyan olarak tanıdığını belirten Dere, nikah kıymasından eğitim vermesine kadar hiyerarşik konumuna yönelik tüm soruları reddetti. Dere’nin kendisi ve eşinin kod isimleri olmadığını söylemesinin ardından sorgu sonlandırıldı.
Firari sanıklardan Ömer Deniz Dündar’ın kardeşi IŞİD militanı Mahmut Gazi Dündar’ın eşi olan tanık Merve Dündar, sanık Walentina, Ömer Deniz Dündar ve Muhammed Zana Alkan’ı tanıdığını, 2018’den beri kendilerinden haber almadığını, yaşayıp yaşamadıklarını bilmediğini söyledi. 10 Ekim 2015’te Suriye’de olduğunu söyleyen Dündar, Suriye’de bulunduğu sürece İHH üzerinden gelen yardımları kocasıyla birlikte dağıttıklarını ve 2020 yılında kaçakçılara 12 bin dolar ödeyerek Türkiye’ye döndüğünü anlattı.
Merve Dündar, 2014 yılında Türkiye’de tedavi olduğunu, tedavi masraflarını IŞİD’in karşıladığını, Adıyaman’da kendi kimliğiyle, Elazığ’da ise başkasının kimliğiyle tedavi olduğunu belirtti. Dündar, Suriye’de iken parayı IŞİD’den alıp tedavi için Türkiye’ye geldiklerini ekledi. Dündar, ayrıca Bahoz bölgesinde kendilerine keleş dağıtıldığını ve kendisinin de aldığını söylerken, bir kısım kadının almadığını, kendilerine “Çatışmak isteyen çatışsın” dendiğini belirtti.
Av. Senem Doğanoğlu, Dündar’a Almanya’ya neden dönmediğini sordu. Dündar, ailesinin evine gidildiğini ve gelirse ceza alacağını söylendiğini belirtti. “Türkiye vatandaşıyım gitmek istemiyorum” diye ekledi. Dündar’ın cevabı üzerine Av. Doğanoğlu da “İstemezsiniz tabii çünkü burada ceza almıyorsun” dedi. Dündar Türkiye’de yargılanmış ve serbest bırakılmıştı.
Tanık beyanlarının dinlenmesinin ardından duruşmaya ara verildi. Aranın ardından konuşan Av. Senem Doğanoğlu dinlenen tanıkların dosyada daha fazla tanığın dinlenmesi gerektiğini gösterdiğini ifade etti. Doğanoğlu, “IŞİD’çilerin eşlerinin dinlenmeye devam edilmesi gerekiyor. Bazılarının katliamla ilgili bilgisi olduğunu düşünüyoruz.” dedi.
10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukatları, 9 klasörden oluşan mülkiye müfettişleri raporuna göre 10 Ekim 2015 öncesi ve miting günü gerekli önlemleri almayan, canlı bombaların isim ve resimleri ellerinde olmasına rağmen istihbaratlarını iletmeyen emniyet ve terörle mücadele amirlerine ilişkin beyanlarını sundu. Av. İlke Işık, Anayasa Mahkemesi’nin tazminat davalarıyla ilgili kararında İçişleri Bakanlığı’nın müfettiş raporuna değinilerek emniyet yetkililerinin kusuruna işaret edildiğini ifade etti. Işık, Mülkiye Müfettişleri rarpu hakkında da şu ifadeleri kullandı:
Raporda 14 Eylül 2015 tarihli istihbaratın istihbarat listesine Tem Şube Müdürü’nün inisiyatifiyle alınmadığı anlaşılıyor. Bu istihbarat, miting gibi kalabalık yerlerde saldırı olabileceği bilgisini içeriyor. Ancak emniyet yetkilileri bunu sümen altı ediyor. İstihbaratlar ne emniyetin diğer birimleriyle ne de mitingin tertip komitesiyle paylaşılıyor. Müfettiş bununla birlikte miting çevresinde hiçbir önlem alınmamasının da hatalı olduğunu tespit ediyor. Ancak soruşturma izni verilmiyor. Bu detaylı raporu hazırlayan iki mülkiye müfettişinin tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz.
Mahkeme heyeti, Yunus Durmaz’ın tapeleri ve dosyanın tutuklu sanığı Erman Ekici’nin dijital materyalleri için yeniden müzekkere yazılması ile IŞİD içerisinde uluslararası düzeyde ajan olarak bilinen Kuteybe Hammet’in tanık olarak dinlenmesi dışında, avukatların tüm taleplerini reddederek duruşmayı 3 Eylül 2021 tarihine erteledi.
Sendika.Org