Dersim’de 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamayan Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü ikinci sınıf öğrencisi, 21 yaşındaki Gülistan Doku’nun kaybolması üzerinden 500 gün geçti. Gülistan Doku’nun 500 gündür bulunamamasına tepki gösteren ve sürecin başından beri takipçisi olan Gülistan Doku için Adalet Komisyonları’ndan Sinem Çelebi, Sendika.Org’a konuştu
Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun kayboluşunun üzerinden 500 gün geçti.
Geçen sürede Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma “intihar” olasılığı üzerine yoğunlaştırıldı. 7 Ocak’ta baraj gölünde başlatılan arama kesintilerle beraber 23 Kasım’a kadar devam etti ve bir sonuç elde edilemedi. Ulusal Kriminal Bürosu Dinar Köprüsü’nde herhangi bir nesnenin suya atlamadığını rapor etti. Doku’nun en son görüştüğü ve tartıştığı baş şüpheli olarak gösterilen Zaynal Abakarov halen serbest olurken, Abakarov’un polis olan üvey babası Engin Yücel’e soruşturmanın gizliliğini ihlalden Kasım ayının sonunda açığa alındı ve hakkında Doku’ya ait bilgileri “Hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek ve bu suçu kamu görevlisi sıfatıyla yapmak”tan kamu davası açıldı.
Gülistan Doku’nun 500 gündür bulunamamasına tepki gösteren ve sürecin başından beri takipçisi olan Gülistan Doku için Adalet Komisyonları’ndan Sinem Çelebi, Sendika.Org’a konuştu. Çelebi, “500 gündür kayıp olan Gülistan Doku bilinçli olarak bulunmuyor. Çünkü Gülistan ile ilişkisi olduğu bilinen, ve bir polis çocuğu olan Zaynal Abakarov’un Gülistan’ın yanındayken ve onunla tartışırken görülen son kişiyken erkek devletin yargılamamakta ısrar ettiğini çok açık görüyoruz” dedi.
Çelebi, “Dersim’de devletin özel politikası olarak askerlerin, polislerin genç kadınlarla ilişki kurması, Gülistan’ın bir polis çocuğu olan Zaynal’la ilişkisini açıklamaya yetiyor. Başta Dersim’de yaşayan kadınlar olmak üzere birçok şehirden genç kadınların Gülistan’ın kaybolması ardından sokaklara dökülmesi de devletin bu kirli politikasına hiç kuşkusuz bir cevap niteliğindeydi” vurgusu yaptı.
Çelebi, konuşmasına şöyle devam etti:
Dolayısıyla Gülistan’ın kaybolduğu günden beri baş şüpheli Zaynal Abakarov hiçbir şekilde yargılanmıyorsa, hatta onun yerine Gülistan’ın akıbetini soran biz kadınlar gözaltı ve baskılara maruz bırakılıyor, haklarımızda soruşturmalar başlatılıyor, tehditlerle öğrenci yurtlarından atılıyorsak çok açıktır ki erkek devlet tarafından Gülistan’ın kaybolmasındaki şüpheliler korunuyordur.
Çelebi, Gülistan Doku için Adalet Komisyonları’nın 26 Nisan 2020 tarihinde yaptığı sosyal medya eylemine dikkat çekti:
Eski Dersim Valisi Tuncay Sonel, Gülistan’ın ailesine ‘kızınızın kemiklerini vereceğiz’ diyerek intihar ettiğine dair algı yaratarak Gülistan’ı önce sadece suda aradılar. Bu algıyı baş şüpheli Zaynal’ın polis olan üvey babası Engin Yücer yaratmıştı. Suda arama çalışması sadece göstermelik yürütüldü. Baraj biz kadınların çabasıyla boşaltılmadan önce barajı gören mobese kaydındaki videoyu devlet baskılara rağmen çözümlemedi. Bizler komisyon olarak, videonun çözülmesi için başlattığımız ‘VideoÇözülsün GülistanBulunsun’ sosyal medya eyleminde bize ulaşan gönüllü bilir kişilerle videoyu belli boyutlarla çözümlemiş, raporları kamuoyuna sunmuş olduk.
Barajın minimum seviyeye indirilmesi için uğraştıklarını söyleyen Çelebi şöyle devam etti:
Aile Süleyman Soylu ile görüştükten sonra, Soylu’nun emri ile 7 ay sonra 15 günde minimum seviyeye indirildi. Barajın boşaltılması için 7 ay neyi beklediğini hâlâ açıklamadı Soylu. Aile son olarak Erdoğan ile de görüşme yaptı, Cumhurbaşkanı aileye ‘kızınızı bulacağız’ diye umutlar verdi. Ancak 500 gün oldu Gülistan hâlâ ortada yok.
Etkin bir soruşturmanın yapılmadığına dikkat çeken Çelebi, “Barajdaki arama çalışmaları bitmesine rağmen karada etkin bir soruşturma ve araştırma hâlâ yürütülmüyor. Süreçlerin ısrarla uzatılması, Gülistan’ın ısrarla bulunmaması bizlere Gülistan’ın kaybolmasında sorumluluğun sadece bir erkekte olmadığını gösteriyor” dedi.
Kamuoyuna çok yansımayan, gündem olmayan bir konuyu tekrar hatırlatan Çelebi şunları söyledi:
Belli bir süre önce Zaynal’ın polis olan babası Engin Yücer; Gülistan’ın kullandığı mide ilaçlarını gösteren rapor, reçete gibi bir görseli Twitter hesabından paylaşarak Gülistan’ın ilaç kullandığını, psikolojisinin iyi olmadığı algısını yaratmaya çalıştığını düşünüyoruz. Birçok taciz, tecavüz ve şiddet faili, yalan dolan karalamalara başvurur kendini aklamak için. Bu çaba, bizlere bunu düşündürdü. Gülistan’ın ablası Aygül Doku, Engin Yücer’e bu tweetleri için dava açmıştı, Aygül’ü ve Komisyondaki kadınları alanen tehdit ile taciz etmişti.
Engin Yücer’in soruşturma dosyasına erişimi olduğunu ifade eden Çelebi, “Engin Yücer o davaya gelmedi. Dava ertelendi. Polis memuru olan Engin Yücer mahkeme öncesi ihraç edilmişti. Soruşturma dosyasına erişimi vardı, Gülistan’ın arkadaşlarının ifadeleri de değiştirilmişti ilk zamanlarda. Zaynal’ı başından beri tek başına şüpheli görmüyoruz bu nedenle. Bu koşullarda kendisine yardım eden polis babası Engin Yücer de yargılansın istiyoruz” dedi.
Çelebi, Zaynal Abakarov’un ailesinin evlerinde adli inceleme yapılmadan taşınma girişimini Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku’nun engellediğini ve bir elektrik süpürgesinin kırıldığı için Aygül Doku’ya 50 bin TL ceza kesildiğini şu sözlerle anlattı:
Kamuoyunda yeterince gündemleşmeyen bir başka olay da Zaynal’ın ailesinin evlerinde henüz adli inceleme dahi yapılmadan taşınacakları sırada Aygül’ün taşınmalarını engellemeye çalışırken nakliye arabasındaki elektrik süpürgesini kırdığı için 50 bin TL ceza kesilmesiydi. Şüpheliler elini kolunu sallayarak şehir değiştirebiliyor ama 500 gündür kayıp olan Gülistan için hesap sorulmuyor.
Çelebi konuşmasında, üzerinde durulması gereken noktanın, Engin Yücer’in bu sahte raporları düzenleyerek baş şüpheli oğlunu aklamaya çalışırken sırtını kime yasladığına dikkat çekmek gerektiğini söyledi:
Gülistan’ın kaybolmasının ve bulunmamasının tek sorumlusu yalnızca baş şüpheli Zaynal ve onun polis babası değil elbette. Polis olmasının sağladığı statü ve avantajları kullanarak sahte notlar, sahte belgeler, sözde delillerle Gülistan’ın intihar ettiği algısını yaratan Engin Yücer’di. Aksini raporlarla ispatlamıştık ancak asıl üzerinde durulması gereken nokta, Zaynal’ın babasının bu sahte raporları düzenleyerek baş şüpheli oğlunu aklamaya çalışırken sırtını kime yasladığı, bu gücü bu cüreti kimden aldığıydı.
Çelebi “Gülistan’ı 500 gündür bulmayan, Zaynal’ı ve babasını yargılamayan erkek devlet de en az şüpheliler kadar sorumludur bu kayıptan” diyerek şunları söyledi:
Biz kadınlar Gülistan’ın akıbetinden sorumlu olan erkek devleti de onun kurumlarını da çok iyi tanıyoruz. Yıllardır erkek devlete karşı mücadele veriyoruz. Erkek devlet, her tarafı kameralarla çevrili bir kentte gencecik bir kadını 500 gündür bulamıyorsa, baş şüpheli yerine Gülistan’ın akıbetini soran kadınlar yargılanıyorsa, kız kardeşimizin akıbetinden Zaynal kadar bu devlet de suçludur. 500 gündür erkek devletin tüm engellemelerine, baskılarına rağmen Gülistan’ı aramaktan hiç vazgeçmedik. Kadın dayanışmasıyla, dirençle, inançla bulunduğumuz her alanda en gür sesimizle “Gülistan Doku Nerede?” diye sorduk ve kız kardeşimizi bulana kadar sormaya devam edeceğiz. 500. günde ve sonrasında da çeşitli kentlerden sokaklarda, meydanlarda, sosyal medyada Gülistan’ın sesi olmaya devam edeceğiz. Gülistan Doku için Adalet Komisyonları olarak 500. gününde bir kez daha adalet talebimizi yeniliyoruz ve buradan bütün kadınlara Gülistan Doku’yu bulmak için birlikte mücadele etme çağrımızı yapıyoruz.
Gülistan Doku’nun duruşması 1 Temmuz’da Dersim’de görülecek.
Sendika.Org (Derya Saadet)