Cumhuriyet’in eski yönetim kadrosu ve yazarlarının yanı sıra demokratik kamuoyundan geniş tepki çeken “başyazı”sının ardından Özge Mumcu Aybars ve Erinç Yeldan tepki olarak, Cumhuriyet’teki yazılarına son verdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sedat Peker’in iddiaları karşısında kendisini savunmak için katıldığı TRT Haber yayınında Cumhuriyet gazetesinin bazı haberlerini “terör manşetleri” diyerek kameraya göstermişti.
Cumhuriyet dün (21 Mayıs) Soylu’ya yanıt verdiği başyazıda “Soylu, TRT Haber’deki programda, Cumhuriyet gazetesini suçlarken verdiği örneklerin çoğunluğu, Can Dündar’ın başında bulunduğu İkinci Cumhuriyetçi bir ekibin Cumhuriyet gazetesini yönettiği döneme denk gelmektedir” diyerek, neredeyse Soylu’ya hak verip 31 Ekim 2016’da operasyona uğrayana eski Cumhuriyet kadrosunu suçlayan ifadelere yer verdi.
Cumhuriyet’in eski yönetim kadrosu ve yazarlarının yanı sıra demokratik kamuoyundan geniş tepki çeken bu açıklamanın ardından Özge Mumcu Aybars ve Erinç Yeldan tepki olarak, Cumhuriyet’teki yazılarına son verdi.
Cumhuriyet Gazetesi’ne duyduğum ‘manevi bağlılık’ nedeniyle başladığım ve bir yılı aşkın süredir yazdığım Pazar Eki’ndeki yazılarıma son verme kararı aldım. Cumhuriyet’in tüm emekçilerine derin saygılarımla…
— Özge Mumcu Aybars (@ozge_mumcu) May 22, 2021
Cumhuriyet’de dün yer alan “açıklama” yazısının içeriği ne gazetenin ilkeleriyle ne de demokrasi mücadelesinin gerekleriyle bağdaşmaktadır.Cumhuriyet’teki köşe yazılarıma son veriyorum. Değerli okurlarıma ve Cumhuriyet’in emekçilerine yakın ilgi ve destekleri için teşekkür ederim
— A Erinc Yeldan (@ErincYeldan) May 22, 2021
Cumhuriyet’in 21 Mayıs tarihli başyazısı:
“Bilindiği üzere, Türkiye’de, aralarında iktidar ortakları tarafından da kimi açıklamalarla doğrudan desteklenen mafya liderlerinin de bulunduğu kimi suç örgütü elebaşıları; hem birbirleri, hem kirli ilişkiler içinde oldukları siyasetçiler, hem de kimi devlet bürokratları ile çatışma halindedirler.
Bu çatışmada adı en çok anılanların başında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gelmektedir.
Mafya örgütleri ile bağlantıları olan gazetecilerle yakın dostluklar kurduğu, yeraltı dünyasının liderlerine sözler verdiği, onlara devlet memuru koruma ve dinlenmemeleri için ses bozucu araç tahsis ettiği vb. savlarla suçlanan Süleyman Soylu, bu savlara açıklık ve içtenlikle yanıt vermek yerine, siyasi konumunu korumak amacıyla kendisini eleştiren muhalefetin yanı sıra, görevi gelişmeleri kamuoyuna duyurmak olan Cumhuriyet gazetesini hedef almaktadır.
Süleyman Soylu, bir yandan olayları karıştırıyor, bir yandan da kurgu yapıyor.
Soylu, TRT Haber’deki programda, Cumhuriyet gazetesini suçlarken verdiği örneklerin çoğunluğu, Can Dündar’ın başında bulunduğu İkinci Cumhuriyetçi bir ekibin Cumhuriyet gazetesini yönettiği döneme denk gelmektedir. Oysa, bugün Cumhuriyet gazetesi, bu ekibin yayın çizgisi ve tutumlarına karşı Cumhuriyet okur ve emekçileri ile birlikte dört yıl yürüttüğü hukuksal mücadele ve Yargıtay’ın da onadığı bir mahkeme kararı sonucu yönetime gelen Cumhuriyetçi kadro tarafından yayımlanmaktadır.
Cumhuriyet gazetesi, 2018 Eylül ayı başında, Atatürk’ün adını verdiği ve Yunus Nadi’nin kurduğu Cumhuriyetçi çizgisine oturduğunu kamuoyuna duyurmuştur.
Bu çizginin herhangi bir suç ya da terör örgütü ile ilişkilendirilmesi bir kasıtlı çarpıtmadan öteye gidemez.
Cumhuriyet’in çizgisi, apaçık bellidir; demokrasiden, laiklikten, özgürlüklerden, bağımsızlıktan ve ulusal bütünlükten yanadır.
Okurlarının desteğiyle dimdik ayakta duran Cumhuriyet gazetesi, demokrasinin ve özgürlüklerin düşmanı olan her türlü karanlık güce, mafyaya, suç örgütüne ve onlarla işbirliği yapan siyasete ve siyasetçiye karşı, haberleri, yazarları ve kalemiyle mücadeleyi görev bilir.”
Sendika.Org