Sedat Peker’in dile getirdiği iddialarla ilgili olarak Sözcü’den Saygı Öztürk’e konuşan Mehmet Ağar, her adımının devlet tarafından bilindiğini vurgulayıp “Devlet benimle ilgili istediği araştırmayı istediği zaman yapar” diyor
Kontrgerilla ilişkilerinden tasfiyesi kesinleştikten sonra videolar yayımlayan Sedat Peker’in Mehmet Ağar ve Pelikan grubunu hedef alan ithamları ile ilgili herhangi bir soruşturma başlatılmış değil.
Peker, Mehmet Ağar’ı Azeri oligark Mübariz Mansirov’u önce Fethullah Gülen’le tanıştırıp sonra FETÖ’cü diyerek hapse attırmakla ve Bodrum Yalıkavak’taki marinasına çökmekle suçlamıştı.
Kolombiya’dan Türkiye’ye yola çıkmak üzereyken yakalanan 4 ton 900 kilogramlık kokainin asıl pay sahibinin de Ağar olduğunu öne süren Peker, devletin konunun üstüne gitmemesini de buna bağlamıştı.
Peker ayrıca gazeteci Yeldana Kaharman’ın şüpheli ölümünü hatırlatarak, Kaharman’ın Mehmet Ağar’ın oğlu Tolga Ağar’ın cinsel saldırısına uğradıktan sonra evinde ölü bulunduğunu, olayda hakkında şikayet bulunan oğlunu kurtarmak Mehmet Ağar’ın müdahalesinin bulunduğunu söylemişti.
Sözcü’den Saygı Öztürk, bugünkü köşesinde Mehmet Ağar’ın konuyla ilgili kendisine yaptığı açıklamaları aktardı. Kaharman olayına değinmeyen Ağar, ağırlıkla Yalıkavak Marina ile ilgili konuşurken, burada profesyonel yönetici olduğunu ve marinayı mafyaya karşı koruduğunu, attığı bütün adımların devlet tarafından bilindiğini söylüyor.
Öztürk’ün köşesinde Mehmet Ağar’dan aktarılanlar şöyle: “Devlet hizmetinden ayrılalı 25 yıl, siyaseti bırakalı da 15 yıl oldu. Dokunulmazlığım yok. Devlet benimle ilgili istediği araştırmayı istediği zaman yapar. Bunun için herhangi bir engel yok. İnsan yaptığından korkar, yapmadığından değil. Benim çok şükür korkacak hiçbir şeyim yok.
Ben alnı açık gezerim. Böyle olduğumu devlet de, millet de bilir. Benden, ehli namus olan, ehli vatan olan kimse şikayetçi olmaz. Ama son dönemlerde Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve PKK siteleri marina ve benimle ilgili yalan haberler üretiyor. Bunlar karşılık bulmuyordu. Şimdi farklı taktikler uygulanıyor. Beni gündeme getirmelerinin asıl nedeni de bizi buradan uzaklaştırmak.
Bizi buradan uzaklaştırınca yapılacak olan da belli: Buraya mafya çökecek. Bugün eğer mafya buraya giremiyorsa bizim burada olmamızdandır.
Burası, dünyanın, Akdeniz’in en önemli marinasıdır. Bu marina döviz makinesidir. Buraya gelen yatlarda prensler, devlet başkanları, dünyanın bilinen iş insanları var. Dünyanın sayılı milyarderleri gelip Türkiye’de bir ay kalıyorlar. İngiltere’nin ünlü yat dergisi, en iyi mega yat marinası olarak burayı seçti.
Buraya gemi değil, yatlar geliyor. Prensler, dünyanın sayılı zenginleri mi uyuşturucu taşıyor? Roman Abramoviç mi, Katar prensi mi, Suudi yetkililer mi kaçakçılık yapacak, uyuşturucu sokacak. Kimin geldiği belli. Devletin polisi, sahil güvenliği var.
Bunları yayanlar da FETÖ ve PKK siteleridir. Bunu görmeyecek kadar gözleri körleşmiş kişiler var. Bu söylentilerin üzerine atlayan siyasetçiler, gazetecilerin yaptığı Türkiye’nin aleyhine düşmanlık yapmaktan başka nedir? Bu düşmanlığı yapan, dedikodunun üzerine atlayanlara yazıklar olsun. Beni tanıyan bazı gazeteci ve siyasetçilerin tutumuna üzüldüm. Yazıklar olsun onlara.”
Mehmet Ağar’a, Azerbaycan kökenli Türk vatandaşı Mübariz Gurbanoğlu’na ait Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı’na tehditle el koyduğu iddiasını soruyorum. Şunları söylüyor:
“Madem tehditle el koydumsa, bu kişinin tehdit davası açması gerekirdi. Madem tehdit, zorlama varmış niye dava açılmamış. Bu marinanın biz bir tarafında yokuz. Rica üzerine profesyonel yönetici olarak buradayım. Devletin bütün kayıtlarında buradaki konumum bellidir.
Utanç verici, saçma sapan iddia ve isnatlarla suçlama konusu yapmak utanç vericidir. Yıllarca terörle mücadele etmiş, bütün terör örgütlerinin hedefinde olan, her adımı devlet tarafından bilinen, 24 saat korunan kişiyim. Bu kadar kör gözle bakan insanlarda mantık diye de bir şey yok.”
Gurbanoğlu, kendisini Fethullah Gülen’e Mehmet Ağar’ın götürdüğünü öne sürdü. Arkadaşımız İsmail Saymaz da bu iddiayı gündeme getirdi. Mehmet Ağar’a, Gurbanoğlu’nun bu iddiasını sordum. Şunları söyledi:
“Mübariz Gurbanoğlu, Fethullah Gülen’e bir kez değil, devamlı gidiyordu. En az 10 sefer gittiğini ben biliyorum. Benim uçağım yok. Fethullah Gülen’le bağlantım yok. Onun Fethullah Gülen’e yakınlığı biliniyordu.”
Kuşkusuz başka sorularım da oldu. Ancak, şu aşamada önemsediği konu marina olduğu için diğer sorulara cevap vermedi.
İlgili haber:
Sendika.Org