Boğaziçi TV, Sürmanşet isimli programında İkizdere’yi konu aldı. Programa katılan İkizdereliler, doğasına sahip çıkmak isteyen herkesi İkizdere’ye çağırdı. Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, kayyum rektör Melih Bulu’ya karşı nöbetlerini bu hafta da çevrimiçi ortamda “Kayyumluk” binasına sırtlarını dönerek sürdürdü. Akademisyenler bahar tatilinde nöbete ara vereceğini duyurdu
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve mezunlarının inisiyatif alarak oluşturdukları, 19 Şubat’ta yayın hayatına başlayan Boğaziçi TV, “tam kapanma”da da özel programlarıyla yayınını sürdürüyor. Bugün (7 Mayıs) kanalın Sürmanşet isimli programına Rize’nin İkizdere ilçesi İşkencedere Vadisi’nde direnişini sürdüren Funda Okyar ve Zeynep Baş katıldı. İkizdere’deki direnişi konu alan programın bir diğer konuğu da Eren Dağıstanlı oldu. Eren Dağıstanlı da direnişi görüntüleyerek orada direnenlerin sesini kamuoyu ile paylaştığını anlattı.
“Projede durdurma kararı oldu mu?” diye soran sunucuya, kadınlar “Cengiz İnşaat katletmeye devam ediyor” dedi. “Kökümüzü, çocukluğumuzu, doğamızı vermek istemiyoruz” diyen kadınlar “Ağaçları ağaçların üzerinde savunabilmek için ağaçlara çıktık” dedi. Çalışmaya devam edildiğini söyleyen kadınlar sürecin başında herhangi bir bilgilendirmenin çevrede yaşayanlara yapılmadığını aktardı. Kadınlar şu anda da yetkili birinin alanda olmadığını belirtti. Kadınlar doğa savunusuna destek çağrısında bulundu:
Burada taş ocağı yapılmamalı. Burası taş ocağına uygun bir yer değil. Bu kararın durdurulması için biz direnmeye devam edeceğiz. Sosyal medya ile birçok insana ulaşmış olduğumuzun farkındayız. Şu anda yasaklar olduğu için de burada olamadığınızı çok iyi biliyoruz. Hepinizi bayramdan sonra buraya bekliyoruz. Bir elin nesi var iki elin sesi var demişler. Tüm doğaseverleri buraya bekliyoruz. Bu mesele sadece bizim meselemiz değildir. Bu mesele tüm Türkiye’nin meselesidir.
Kadınlar, “Bizim vadimizi bize bıraksınlar. Burası herkesin davası. Siz de bizim yanımızda olursanız daha güçlü oluruz. Daha çok yol alırız” dedi.
Eren Dağıstanlı’nın katıldığı programda İkizdere’de yaşananları anlattı. İyidere liman projesinin deniz doldurularak yapılacağını belirten Dağıstanlı bu liman projesi için gereken dolguyu İkizdere ilçesinin İşkencedere (Eskencidere) Vadisi’ndeki köyden çıkarılmak istendiğini söyledi. Dağıstanlı burada bu projeyle birlikte toplam 4 projenin olduğunu söyledi. Dağıstanlı şöyle devam etti:
İyidere’de liman dolgusu için İkizdere’de taş ocağı yapılmak isteniyor. Toplamda 400-450 futbol sahası büyüklüğünde bir alandan bahsediyoruz, 4 projeyle birlikte. Bu bir felaket anlamına geliyor. Köylüler de bunun için direniyor. Bizler de orada dayanışma için bulunduğumuzda çektiğimiz videolarla ve fotoğraflarla bu insanların seslerini duyurmaya çalıştık. Orada yaşayan insanların direngenliklerini, dertlerini, kaygılarını kamuoyuna aktarmaya çalıştık. Geldiğimiz noktada da bu insanların sesini herkes duydu da bir Bakanlık duymadı. Herkes duydu ama bir idare duymadı. Herkes duydu ama ne yazık ki Cengiz İnşaat duymadı.
Dağıstanlı, konuşmasına Boğaziçi direnişinde ses veren öğrencilerin ve akademisyenlerin İkizdere’yi konu almasına, İkizdere’ye ses olmasına mutlu olduğunu ifade ederek devam etti. Dağıstanlı sonrasında şunları söyledi:
Ne doğamızdan ne yaşam alanlarımızdan ne üniversitelerimizden ne hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz ve birlikte direnmeye devam ediyoruz.
Ardından Dağıstanlı fotoğraf, videoları paylaşarak ses olmaya çalıştığını ve görüntülemek için direnişin olduğu alana gittiğinde şahit olduklarını anlattı.
Akademisyenler “tam kapanma”da da nöbet yerlerini terk etmeyerek çevrimiçi olarak kayyum rektör Melih Bulu’ya karşı nöbetlerini sürdürdü. Akademisyenler ilk çevrimiçi nöbetlerini Boğaziçi TV’nin Twitch kanalı üzerinden yapmıştı. 3 Mayıs Pazartesi gününden beri de çevrimiçi ortamda bir araya gelen akademisyenler bu hafta da “Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” dedi.
Akademisyenler bugün (7 Ocak) nöbetlerini her hafta olduğu gibi cuma günü okudukları bülteni okuyarak bitirdi. Akademisyenler bahar tatili boyunca nöbetlerine ara vereceklerini duyurdu.
https://twitter.com/yunusunbabasi/status/1390609685368168449?s=20
Akademisyenler 6 Ocak günü nöbetlerinde önceki gün yayımladıkları “Boğaziçi hasar raporu”ndaki görselleri kullandı.
https://twitter.com/yunusunbabasi/status/1390289097583890435?s=20
Akademisyenler 5 Ocak günü “tam kapanma”dan önceki 29 Nisan günü tuttukları nöbette ellerinde tuttukları Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum rektör atanması sonrası yaşananları yazdıkları, ismine “Boğaziçi hasar raporu” dedikleri raporu yayımladı.
5 Mayıs 2021 Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri Nöbeti no.87 (Direnişin 18. haftası/122.günü) – May 5th, 2021: Bogazici University Faculty Vigil #87/18th week/122nd day of the resistance @UniBogazici #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz @unibogazici_en #WeDoNotAcceptWeDoNotGiveUp pic.twitter.com/f1bY4cvugt
— Can Candan (@yunusunbabasi) May 5, 2021
121. gününde akademisyenler tekrar “Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” dedi.
86. nöbetimizde de #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz, 121 gündür… pic.twitter.com/t41IDHi5AX
— Can Candan (@yunusunbabasi) May 4, 2021
Pazartesi günü haftanın ilk nöbetinde çok sayıda akademisyen nöbete katıldı.
— Can Candan (@yunusunbabasi) May 3, 2021
İlgili haber:
Sendika.Org