Dersim Katliamı’nda yaşamını yitirenler 84. yılında siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve Dersim Belediyesi tarafından yapılan açıklamalarla anıldı. Açıklamalarda devletin gerçekleri açıklaması ve katliamın aydınlatılması talepleri bir kez daha dile getirildi
Üzerinden 84 yıl geçen Dersim Katliamı’nda yaşamını yitirenler siyasi parti ve kurumlar aracılığı ile yazılı açıklamalarla anıldı. Açıklamalarda öne çıkan ortak talep ise katliamın kabul edilmesi ve aydınlatılması oldu.
EMEP Dersim ilçe örgütünün katliama dair açıklamasında Tayyip Erdoğan’ın 2011 yılında sarf ettiği “Gerekirse özür dilenir” sözü hatırlatıldı. Katliamın kabulü ve aydınlatılmasına dair bazı talepler sıralandı. Talepler şu şekilde:
Katliama dair bir açıklama da HDP’den geldi. Devletin baskı ve katliamlarla var olan sorunları çözemediklerini dile getiren HDP’nin açıklamasında şöyle denildi:
Bugüne kadar denenen tüm baskı ve katletme politikaları ile çözülemeyen Dersim sorunu, halen kan ile çözülmek isteniyor. Dilimiz, inancımız ve coğrafyamız üzerindeki yasaklar hala devam etmektedir. 84 yıl önce yaşanmış bu kanlı tarihle yüzleşilebilmesi için resmi özür dilenmesi, 15 Kasım 1937 tarihinde idam edilen Seyid Rıza ve yol arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması, 1937-38 yıllarında ne kadar insanın katledildiğine dair arşivlerin açılması, kamuoyunda “Dersimin kayıp kızları” olarak bilinen, evlatlık verilmiş çocuklarla ilgili belgelerin açılması, sürgüne gönderilen insanlarımızın akıbetine dair belgelerin açıklanması ve Dersim isminin resmi olarak tekrar iade edilmesi ile ancak mümkün olabilir.
Demokratik kitle örgütlerinden de çeşitli katliamı kınayan açıklamalar geldi. Dersim Barosu yönetim kurulu tarafından yapılan açıklamada “Dersim 1937-38-39 süreci ve sonrasında meydana gelen ihlâllerin doğru bir anlatımının uluslararası insan hakları hukuku ve uluslararası insancıl hukuk çalışmalarına yönelik dokümanlara dâhil edilmesini Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 95. maddeleri hükümleri çerçevesinde talep ediyoruz” denildi.
Dersim Dernekleri Federasyonu’nun (DEDEF) ve Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu’nun (ADEF) ortak yaptığı açıklamada şöyle denildi:
Türkiye toplumu Dersim travmasından kurtulmalıdır. Dünya devletleri ve insanlık ailesi de Dersimlilerin bu çığlığına kulak vermelidir. Dersim Tertelesi nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti devleti evvela hiçbir günahı ve suçu olmadığı halde buna maruz kalan Dersimlilerden, sonra Türkiye toplumundan ve insanlık ailesinden resmi olarak özür dilemelidir. Dünyada pek çok örneği vardır; bu sebeple kurumsal olarak TBMM geçmişte yaptığı bu büyük hatayı bir kanunla düzeltmeli ve çıkarılacak bu yeni kanunla taleplerimizi yerine getirmelidir.
Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM) de “Mevcut sistem dünün referansları üzerinden hala yol alıyor. Kürt halkının talepleri söz konusu olduğunda, Ankara partileri anında ‘ulusal’ zırha bürünüyorlar. Dilimize, inancımıza ve coğrafyamıza saygı gösterilmiyor hala. Halkımızın en temel yurttaşlık hakları dahi söz konusu olunca ‘devletin bekası’ gibi soyut bir kavram ile çıkılıyor karşımıza. Dün insanlarımıza suç sayılan değerler bu günde bizlere suç sayılmaktadır” dedi.
Dersim Belediyesi de katliamı anmak için temsili bir anma programı gerçekleştirdi. Belediye Başkanı Mehmet Maçoğlu şöyle konuştu:
Dersim halkı için yine bir kara gün. 4 Mayıs 1938’de katledilen dedelerimiz, annelerimiz, büyüklerimizin anısına buradayız. Dersim halkı bu kara günü hiç unutmadı. Pandemi süreci içerisindeyiz. İnsanlarımızın anmalarını yapamadıkları bir dönemde Dersim Belediyesi olarak, Dersim Belediye Başkanı olarak Dersim halkı ve tüm dostları adına burada bu anmayı yapmak bizim için çok duygusal bir durum. Pandemiden kaynaklı dostlarımız burada değil. Bu yıl bütün Dersim halkı adına, dostlarımız adına burada olduğumuzu kabul etmesini istiyoruz. Dersim halkının, Dersimdeki demokratik kitle örgütlerinin, siyasi partilerin, kadının, yaşlısının herkesin talebi konusunda devletin bu meseleyi açıklamasını istiyoruz.
Sendika.Org