HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Ordu’nun Fatsa ilçesinde yaşanan ağaç kıyımını meclis gündemine taşıdı
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Ordu’nun Fatsa ilçesinde yaşanan ağaç kıyımına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevaplaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi verdi. Doğayı ve yaşamı yok oluşa sürükleyen sermaye birikimi odaklı ekonomi politik yaklaşımlardan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini belirten Gülüm, “Altın maden şirketlerinin çıkarları değil, doğanın ve halkın yararı gözetilmelidir” dedi.
Ordu’nun Fatsa ilçesinde siyanürle altın ayrıştırma çalışması yapan Altıntepe Maden Şirketinin faaliyet süresinin 27.01.2021 tarihinde tamamlanmış olduğunu önergesinde belirten Gülüm, maden şirketinin iki kez süresi, bir kez de tanınan ek sürenin dolmasına rağmen sahasını genişlettiğini ve kapasitesini artırmak istediğini söyleyerek maden alanının genişletilmesi için başlatılan ancak geçtiğimiz ay bölge halkı ve ekoloji savunucularının mücadelesiyle engellenen ağaç kesimine yeniden başladığını ifade etti.
Fatsa’daki altın maden şirketlerinin tüm canlı yaşamına geri dönülmez zararlar verdiğini ve bunun bağımsız STK’ların raporlarıyla da sabit olduğunu ifade eden Gülüm, devamında şunları kaydetti:
Basında yer alan bilgilere göre Ünye Orman İşletme Müdürlüğü çalışma izni bulunmayan maden şirketi lehine usulsüz ihale ve ağaç kesimi yapmıştır. Maden şirketinin ikinci ÇED süreci tamamlanmadan, gerekli izin ve belgeler olmadan ağaçların işaretlenmesi, kesimi için ihale edilmesi yasalara ve yönetmeliklere göre suçtur. Müdürlüğün ihale ve ağaç kesimini Altıntepe Maden Şirketi’nin 11.02.2013 tarih ve 2872 karar nolu ‘ÇED olumlu’ kararına dayandırmış olması ise bu suçun itirafı niteliğindedir. Zira söz konusu ÇED Olumlu kararının süresi bitmiş, şu andaki ihale alanında herhangi bir geçerli ÇED raporu bulunmamaktadır.
Öte yandan Fatsa’daki altın maden şirketlerinin tüm canlı yaşamına geri dönülmez zararlar verdiği bağımsız STK’ların raporlarıyla sabittir. Söz konusu ağaç kıyımı ile ekolojik sistemdeki tahribatların ve sağlık tehdidinin büyüyeceği, iklim değişikliğinin tetikleneceği, bölge halkının su kaynaklarından, yeşil alanlardan, ekonomik gelir elde ettikleri bal ve kestane üretiminden mahrum kalacağı ortadır. Bu nedenle doğayı ve yaşamı yok oluşa sürükleyen sermaye birikimi odaklı ekonomi politik yaklaşımlardan bir an önce vazgeçilerek; altın maden şirketlerinin çıkarları değil, doğanın ve halkın yararı gözetilmelidir.
Gülüm’ün bakan Kurum’a yöneltiği sorular şöyle:
Sendika.Org