Türkiye tarihinin en büyük iş cinayeti olan Soma Katliamı dava dosyası, üyeleri değiştirilen Yargıtay 3.Ceza Dairesi’nin bozma kararı üzerine Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülecek. Davanın takipçisi olan Halkevleri Hukuk Dairesi bir açıklama ile kamuoyunu duruşmaya çağırdı
13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen ve 301 işçinin ölümüyle sonuçlanan Türkiye’nin en büyük işçi katliamının davası yeniden başlıyor. İktidarın önce yerel mahkemeye müdahale ederek heyeti değiştirmesi, ardından ise “asıl patron benim” diyen Alp Gürkan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda sanığın beraat ettirilmesinin ardından Yargıtay 3. Ceza Dairesi sanıkların bir kısmının olası kastla öldürme suçundan cezalandırılması gerekçesiyle kararı bozmuştu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bozma kararına itiraz etmesinin ardından ise bu kez Yargıtay ilgili Dairesi’nin 3 üyesi değiştirilmiş ve bu üç üyenin oylarıyla dairenin daha önce vermiş olduğu karar kaldırılmıştı.
Yargıtay’ın yeni vermiş olduğu bozma kararı üzerine patron Alp Gürkan’ın oğlu Can Gürkan, şirketin yönetim kurulu üyesi Haluk Evinç ve daha önce haklarında beraat kararı verilen TKİ Mühendisleri Adem Ormanoğlu ve Efkan Kurt’un yeniden yargılanmasına yarın (13 Nisan) Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden başlanacak. Davayı ilk başladığı günden beri takip eden Halkevleri Hukuk Dairesi, “katliama sebebiyet verenlerin hak ettikleri cezaları almalarını sağlamak adına mücadeleye devam edeceklerini” belirterek kamuoyunu davanın takipçisi olmaya çağırdı.
Dava 13 Nisan 2021 tarihinde, saat 9.00’da Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde (Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezi) görülecek.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük işçi kıyımının yaşandığı Soma Maden Katliamı’nın üzerinden 6 yıl 11 ay geçtikten sonra Ceza Davası yeniden başlıyor.
Ceza Davası sona yaklaşırken; iktidar önce mahkeme heyetine müdahale etmiş, Elbistan’daki maden cinayetinde sanıkları ödüllendiren karara imza atan mahkeme başkanı Soma Davası heyetinin başına getirilmiş, darbe sonrası Soma’nın FETÖ kumpası olduğu iddiaları ile yargılama uzatılmıştı.
Öyle ki karar duruşması, Erdoğan’ın Meclis’teki yemin törenine denk geldiği için heyetten bir üye sağlık raporuyla duruşmaya katılmamış ve fakat raporlu hâkimin hastanedeki odasında olmadığı, sabah gelip bir çay içip gittiği yerel basının haberi ile ortaya çıkarmıştı.
Tüm bunların ardından bu heyet ile bu koşullarda yapılan yargılamadan adil ve hakkaniyetli bir kararın çıkmayacağı aşikârdı ve nitekim öyle de oldu: “Asıl patron benim” diyen Alp Gürkan’ın da aralarında bulunduğu birçok sanık beraat ettirilirken, geri kalanları ise göstermelik cezalarla ödüllendirildi, hayatını kaybedenlerin acısı yüreklerde tazeyken “sözde cezalar”şartlı tahliye hükümleri ile infaz edip kalan son birkaç tutuklu sanık da tahliye edildi.
Soma Davası’nda ise tek tutuklu kaldı: Davanın takibini birlikte yaptığımız ve yine bu sebeple de yargılanan meslektaşımız Av. Selçuk Kozağaçlı…
Ailelerin ve davanın takipçisi olan bizlerin hukuken son beklenti yeri olan Yargıtay, sanıkların bir kısmının Olası Kastla Öldürme ve Yaralama suçundan cezalandırılması kanaatiyle kararın bozulmasına karar vermişti ki; Siyasal İktidar yine çıkarlarını koruduğu sermayenin yanında olmayı Yargıtay aşamasında da sürdürerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının ardından, bozma kararı veren Yargıtay Ceza Dairesi üyelerinin 3’ünü değiştirip yerine atadığı bürokrat kökenli üç üyenin oy çokluğu ile olası kastla öldürmeden cezalandırılması gereken sanıklara ilişkin karar aynı daire tarafından kaldırıldı!
Gelinen aşamada Yargıtay sadece dört sanık yönünden dosyayı bozmuş oldu.
Bu bozma kararı ile; sanıklardan Soma Kömürleri A.Ş. CEO’su Can Gürkan’ın 15 yıl değil 22,5 yıl ceza alması, şirketin yönetim kurulu üyesi Haluk Evinç’in beraat etmesi gerektiği; haklarında beraat kararı verilen TKİ Mühendisleri Adem Ormanoğlu ve Efkan Kurt’un 15 yıl ceza almaları gerekebileceği ve sorumluluklarının araştırılması gerektiği belirtiliyor.
Diğer sanıklar yönünden verilen ceza ve beraat kararları ise böylece onanmış oldu.
Haklarında verilen kararlar onanan sanıklar yönünden, Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk.
Bu hukuksuz, insan yaşamını hiçe sayan yargılama sürecinin bütünü, sınıfsal bir meseledir.
Devlet yine çıkarlarını koruduğu sınıfın: Sermayenin yanında yer almıştır.
Soma Katliamı’nda sanık sandalyesinde oturan işverenler, işçileri kâr hırsları uğruna katletmişler, Devlet ise bu katliamın önlenmesi adına hiçbir denetim yükümlülüğün yerine getirmemiştir.
Gerçek olan budur!
Bizler her daim işçi sınıfının, hakları yok sayılanların, görmezden gelinenlerin avukatları olarak, Soma Katliamının takipçisi olmaya, katliamın asıl failleri en ağır şekilde cezalandırılıncaya değin mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu yüzden de Yargıtay’ın bozma ilamının ardından dört sanığın sözde yargılamasının yapılacağı ilk duruşmaya halkın, hakkın ve gerçeğin yanında olan herkesi davet ediyoruz.
Soma’da adalet hayatını kaybeden madencilerle birlikte göçük altında kaldı.
Bizler geride kalanlar olarak o göçüğün altından işçileri sağ olarak çıkaramadık ama o göçüğün altında kalan adaleti yeryüzüne çıkarmak, katliama sebebiyet verenlerin hak ettikleri cezaları almalarını sağlamak adına mücadeleye devam edeceğiz…
Sendika.Org