“İşçilerin çalışması durmadıkça işçi sınıfının biricik ideolojisini savunucularının durmaya hakkı yoktur” diyen Devrimci Parti MYK üyesi Murat Pircan Yaratan, yasaklamalara karşısında kavgadan imtina edilmemesi gerektiğini söylüyor
1 Mayıs 2021’e işçi sınıfı açısından ağırlaşan yaşam ve çalışma koşulları, toplumsal muhalefetin geneli açısından da pandemi gerekçesiyle tırmanan baskılar eşliğinde yaklaşıyoruz. Ancak emek hareketi sermaye saldırıları karşısında güçlü bir direniş sergileyemiyor, toplumsal muhalefet parçalı ve dağınık.
Sosyalist hareketin temsilcileriyle 1 Mayıs 2021’e giderken genel manzara hakkındaki değerlendirmelerini ve ne yapılması gerektiğine dair önerilerini konuştuk. Ayrı ayrı yayımlayacağımız bu söyleşileri “1 Mayıs 2021” dosyasında bir araya getireceğiz.
“İşçilerin çalışması durmadıkça işçi sınıfının biricik ideolojisini savunucularının durmaya hakkı yoktur” diyen Devrimci Parti MYK üyesi Murat Pircan Yaratan, yasaklamalara karşısında kavgadan imtina edilmemesi gerektiğini söylüyor.
Sendika.Org: 1 Mayıs 2021’e giderken karşı karşıya olduğumuz manzaraya ilişkin değerlendirmeniz nedir? 1 Mayıs’ta ne yapacaksınız?
Murat Pircan Yaratan: Bu sene 1 Mayıs planlamaları, çalışmalar dahil her şeyin yasak olduğu bir süreç içerisinde örgütleniyor. Öncellikli hedefimiz 1 Mayıs’ın iradesinin hiçbir yasağı tanımayacak bir irade olduğunu açığa çıkartmaktır. Hafta sonları dahil partimiz ve partimizin bileşeni olduğu Birleşik Mücadele Güçleri çalışmalarına devam ediyor. Sokağa çıkma kısıtlamalarında dahi çalışma yapan bizler için 1 Mayıs yasağının yok hükmünde olduğunu söylemeye bile gerek yok. Partimiz başta Taksim olmak üzere sokakta olmak kaydıyla her direniş meydanının bir öznesi olacaktır. Devrimci bir odağın inşasında çok önemli gördüğümüz Birleşik Mücadele Güçleri’nin iradesini kuşanarak her yeri 1 Mayıs alanına, her yeri direniş meydanına çevirmek 1 Mayıs programımızın kendisidir.
2021 1 Mayıs süreci pandemi ve yasakların gölgesinde geçiyor. Bu durumu ve sosyalistlerin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sosyalist hareketin büyük kısmının pandemi bahanesiyle getirilen yasaklamaları ciddiye almamasını olumlu görsek de yasakçı zihniyet ile kavga etmekten imtina eden sendikaların ve sosyalist grupların olması üzücü bir durum. İşçiler yasak dinlemeden sokakta iken, kadınlar yasak dinlemeden sokakta iken, gençler yasak dinlemeden sokakta iken sokağın çağrısına uygun hareket edilmesi gerekmektedir. Sokak ve direniş, devrimcileri çağırmaktadır. Türkiye sosyalist hareketi için tarihi bir turnusol görevi görecek zamanlardan geçiyoruz. Bu saatten sonra bu yasaklamalara uymak veya yasaklamalara uymaya çağırmak iktidara payanda olmaktır. İşçilerin çalışması durmadıkça işçi sınıfının biricik ideolojisini savunucularının durmaya hakkı yoktur. Her gün ve her an yasak tanımadan çağrımızı büyütüyor ve herkesi bu çağrıyı büyütmeye davet ediyoruz.
İki yıldır 1 Mayıs süreçleri sönük geçiyor, eski birlik görüntüsü yok. Sizce bunun temel gerekçesi nedir?
2020 senesinde bir şok yaşandığını, pandemi ile yaşayarak nasıl 1 Mayıs yapılabilir tartışmalarının çok sağlıklı yürüyemediğini söyleyebiliriz. Geçen sene bu şoka rağmen Devrimci Parti, Taksim’de ve emekçi mahallerde 1 Mayıs’ın ruhuna uygun bir tavır sergilemişti. Bu sene sosyalist hareketin bu şoku bir düzey atlattığını ve önemli bir kısmın 1 Mayıs’ı kutlama iradesi gösterdiğini söylemek gerekiyor. Bir bütün sokağa çıkma yasağının olduğu bir günde belki toplanamayacağız, belki buluşamayacağız ama AKP-MHP faşizminin karşısında her yerde sosyalistlerin duracağını biliyoruz. Belki fiziken buluşamasak da bir irade beyanında sosyalist hareketin yan yana tutum sergilediğini düşünüyoruz. Bunun dışında kalanların ise bundan sonrasında da dışında kalacağı ve 1 Mayıs iradesinin üzerinden güçlü bir anti-faşist dinamik yakalayacağımız inancındayız.