Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meltem Kayıran’ın üniversiteyle ilişiğini sonlandırması nedeniyle Mülkiye Dayanışması’nın çağrısıyla üniversiteliler “Bu kez cübbeleri çiğnetmeyeceğiz” dedi
Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meltem Kayıran’ın üniversiteyle ilişiğini sonlandırmasına karşı Mülkiye Dayanışması’nın çağrısıyla üniversiteliler bugün (15 Nisan) saat 14.00’te Siyasal Bilgiler Fakültesi önünde bir araya geldi. Üniversiteliler ellerinde “Bu kez cübbeleri çiğnetmeyeceğiz” yazılı pankart taşıdı.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Barış İçin Akademisyenlerin “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildirisini imzaladıkları için 2016 ve 2017 yıllarında yaklaşık 40 akademisyen fakülteden hukuksuz bir biçimde atılmıştı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi-Mülkiye Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meltem Kayıran, sözleşmesi yenilenmeyerek birkaç gün önce işten atıldı. Doçent olduğu halde alt kadro kriterlerine göre kendisinden dosya istenen Kayıran, talebin hukuksuz olması nedeniyle dosyayı vermemişti. Geçen dönem Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi başkanlığı ve Mülkiyeliler Birliği tarafından çıkarılan Mülkiye Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmenliğini de yapan Maliye Bölümü öğretim Üyesi Meltem Kayıran 2017 yılında doçentlik unvanını almış ancak ataması yapılmamıştı.
Üniversiteliler, Siyasal Bilgiler Fakültesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada şunlar söylendi:
Bugün burada Mülkiyeye ve biz öğrencilerine yıllardır emek veren fakat hukuksuzca okulundan ve bizlerden koparılan Meltem Hocamız ve onun şahsında, akademiye yöneltilen tüm saldırılara karşı durmak, mücadele etmek ve demokratik üniversite talebimizi yinelemek için toplanmış bulunmaktayız.
Üniversitesinden şehrine, şehrinden mahallesine kendisinden olmayana baskı ve cezadan başka bir şey sunmayan, insanca yaşam alanı bırakmayan zihniyet iktidara geldiği ilk günden itibaren akademiye saldırılarını hız kesmeden sürdürmektedir. Bizler bu zihniyeti hocalarımızın ezilen cübbelerinden, üniversite kapılarına vurulan kelepçelerden ve hocalarımızın yıllardır emek verdikleri üniversitelerinden hukuksuz bir biçimde, tek kişinin kararı doğrultusunda ihraç edilmelerinden tanıyoruz. İstanbul’dan Ankara’ya, Ankara’dan Eskişehir’e, Eskişehir’den İzmir’e ülkenin dört bir yanında istibdata ve kayyum düzenine karşı çıkan öğrencilerin kafasına inen coplardan, açılan soruşturmalardan; geçinemiyoruz diyen yurttaşların terörist ilan edilmesinden tanıyoruz.
Tanıyoruz ve karşı çıkıyoruz. Öğrenci dayanışmalarında bir araya gelerek mücadele ediyoruz.
Bizler Meltem Hoca’mızın 12 Nisan sabahı 30 yıldır emek verdiği fakültesinden hukuksuz bir biçimde atılması kararının altındaki imzaların hangi zihniyetin iradesini temsil ettiğini ve o imzaları atanların o görevlere nasıl atandığını da iyi biliyoruz. Bu bağlamda tekrarlıyoruz; ne Melih Bulu, ne Verşan Kök, Ne Necdet Ünüvar ne de rektörlük ve dekanlık koltuğunu işgal eden diğerleri sadece kayyumu olduğu üniversitelerin ya da fakültelerin sorunu değildir. Bu sorun ülkenin tamamını korku hegemonyası ile kuşatmaya çalışan zihniyete karşı çıkan, ülkesini karanlığa terk etmek istemeyen her yurttaşın sorunudur. Bizler bu sorunun çözülmesinin Meltem Hocamız gibi fedakar ve cesur insanların tek başlarına direnmesi ve mücadele etmesi ile mümkün olmadığını bilmekteyiz, işte bu yüzden bugün hep birlikte burada toplanmış, hocamıza, akademiye ve en temelde memlekete sahip çıkmaya çalışmaktayız. Elbette bunun da yeterli olmadığının farkındayız, bu yüzden ülkesini karanlığa terk etmek istemeyen, mücadele eden; her meslekten, her renkten, her etnik kökenden, her cinsiyetten ve cinsel yönelime sahip yurttaşlar ile omuz omuzayız, omuz omuza olacağız.
Meltem Hocamız Mülkiye’ye ve öğrencilerine 30 yıl boyunca emek vermiş, hizmet etmiş, akademiye karşı girişilen sistematik saldırıların ve tasfiyenin karşısında dirençle ve dimdik durmuş bir akademisyen ve yurttaştır. Bu dik duruşunun ve emsalsiz emeğinin karşılığında ise 2017 yılında doçentlik unvanını ve yetkisini almasına rağmen dört yıl boyunca hak ettiği kadroya atanmamış ve dönem ortasında 300’den fazla lisans ve çok sayıda tez öğrencisi varken üniversite ile ilişiği kesilmiştir.
Bizler bir hocamızı daha bu kayyumcu istibdat zihniyetine kurban vermeyeceğiz, kararlıyız. Başta Barış Akademisyenleri ve Meltem Hocamız olmak üzere mağdur edilen tüm eğitim emekçileri görevlerine dönene, üniversitelerimizde demokratik bir düzen kurulana kadar mücadelemiz sürecektir.
Mülkiye Dayanışması olarak Ferman ekiplerimiz ve topluluklarımızla birlikte gerçekleştirdiğimiz açıklamamızda “cübbeleri bir kez daha çiğnetmeyeceğiz” diyorduk, evet, cübbeler bir daha yerlere düşmesin diye buradayız, o cübbeleri yerden kaldırmak için buradayız.
Açıklama “Yaşasın Mülkiye Dayanışması” ve “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” sloganlarıyla sona erdi.
Sendika.Org