Denizli’de İstanbul Sözleşmesi eylemine katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 4 İranlı mülteci için sınır dışı kararı çıkmıştı. Mülteciler İran’a gönderilmeleri halinde işkence ve hapisle karşı karşıya kalacaklarını belirtmişti. Milletvekili Züleyha Gülüm de konuyu meclis gündemine taşıdı
İranlı 4 mülteci 20 Mart’ta Delikliçınar Meydanı’nda düzenlenen İstanbul Sözleşmesi eylemine katıldıkları için gözaltına alınmıştı. Kadın hareketi ve avukatlar ise mültecilerin serbest bırakılmasını istemişti.
Eyleme katıldıkları gerekçesiyle haklarında sınır dışı edilme kararı verilen mültecilerin durumunu HDP istanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a sordu.
Denizli’de “İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz” eylemine katıldıkları gerekçesiyle İranlı dört mülteci, Esmail Fattahi, Leili Faraji, Zeinab Sahafi ve Pourakbari Kermani gözaltına alınmış ve haklarında sınır dışı kararı verilmişti.
Denizli Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğü’nde “kamu düzenini bozmak” ve kanuna aykırı eyleme katılmak iddiasıyla tutulan İranlı mülteciler gözaltına alındıkları sırada işkence gördüklerini söylemişti.
HDP istanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, siyasi iktidarın kadınların kazanılmış haklarına yönelik politikalarına ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle hukuka aykırı bir şekilde verilen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı Türkiye’nin her yerinden kadınlar tepkilerini ortaya koyduğunu belirterek şunlara değindi:
Anayasanın 34. Maddesinde de belirtildiği gibi herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Bu hak mülteciler veya başkaca bir grup ayırt edilmeksizin herkese tanınmış anayasal bir haktır. Ancak buna rağmen mülteci kadınlar keyfi ve hukuka aykırı olarak gözaltında tutulmaya devam edilmektedir.
Öte yandan Türkiye’nin tarafı olduğu Cenevre Sözleşmesiyle taahhüt altına alınan ve Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 4. Maddesinde hiç kimsenin insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilmeyeceği düzenlenmesi açıktır. İran Devleti’nin kadınlara yönelik uyguladığı ayrımcı ve zorba hukuk sistemi göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’ye iltica etmiş söz konusu kadınların sınır dışı edilmeleri halinde işkence ve hapis cezasıyla karşı karşıya kalacakları ve can güvenliklerinin tehlikeye atılacağı açıkken sınır dışı edilmeleri hem uluslararası sözleşmelere hem de yasalara açıkça aykırıdır.
Ayrıca yürürlükte olan ve uygulanmak zorunda olunan İstanbul Sözleşmesi’nin 61. Maddesi gereğince uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülükler uyarınca ‘geri göndermeme’ ilkesinin tanınarak statüsü ve ikamet durumuna bakılmaksızın korumaya muhtaç, kadınlara yönelik şiddet mağdurlarının hayatlarının risk altında olabileceği veya işkenceye veya insanlık dışı muameleye ve cezalandırmaya maruz kalabilecekleri hiçbir ülkeye hiçbir durum altında iade edilmeyecekleri güvence altına alınmıştır.
Gülüm, Fuat Oktay’ın cevaplaması istemiyle kendisine şu soruları yöneltti:
Sendika.Org