Trakya Üniversiteli Kadın Kolektifi, “İstanbul Sözleşmesi bizim” diyerek bir kez daha Edirne sokaklarına çıktı. Üniversiteliler, Edirne Merkez’de yaptıkları basın açıklamasında “Ne tehdit ne abluka” dedi
Trakya Üniversiteli Kadın Kolektifi, İstanbul Sözleşmesi için bir kez daha Edirne sokaklarına çıktı. Saraçlar Caddesi’nde bulunan PTT önünde akşam saatlerinde bir araya gelen üniversiteli kadınlar ellerinde “Ne tehdit ne abluka, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz!” yazılı pankart taşıdı.
Üniversiteli kadınlar, 27 Mart Cumartesi günü aynı yerde bir araya gelerek “İstanbul Sözleşmesi bizim” demiş, burada polis tarafından tacize uğrayınca yaşadıklarını “Edirne Emniyeti’nde taciz var” diyerek sosyal medyada dile getirmişlerdi. Üniversiteliler basın açıklaması için PTT önüne yürürken polis kadınlar engellemeye çalışmış ancak başarılı olmamış bunun üzerine kadınlara fiziksel temasla tacizde bulunmuştu.
Yürüyüşümüzü engelleyemeye çalışan polisler kadınları fiziksel ve sözlü olarak taciz etti ve kadınları abluka altında tutarak engellemeye çalıştı.
Katillere değil, kadınlara abluka sloganlarımızla ablukadan çıkıp yürüyüşümüzü bitirdik. pic.twitter.com/DCazD0fque
— Trakya Üniversiteli Kadın Kolektifi (@trakyaukk) March 27, 2021
Kadınlar bugün (9 Nisan) aynı yerde tekrar bir araya geldiler. Trakya Üniversiteli Kadın Kolektifi adına basın metnini okuyan Pınar Fidan şunları söyledi:
İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasının üzerinden 21 gün geçti ve bu 21 gün içinde yüzlerce kadın şiddete maruz kaldı, taciz edildi ve öldürüldü. AKP iktidarı, salgını bahane ederek kadınların ‘yaşamak istiyoruz’ sloganlarına kulak tıkamaya devam ediyor. Bir gece vakti İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıran iktidarın kadın düşmanı zihniyetine sahip kayyumlar şimdi de Boğaziçi Üniversitesi’ndeki Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu’nu (CİTÖK) fiilen kapattı. Evde, sokakta, işyerlerinde kadınlar ve LGBTİ+’lar şiddete, tacize maruz kalıyor hatta failler bu şiddet ve taciz görüntülerini sosyal medyada açıkça paylaşmaktan çekinmiyorlar. Beş gün önce Alihan Şimşek isimli şahıs sosyal medya uygulamaları üzerinden Özgecan Aslan’a, kadınlara ve çocuklara cinsel hakarette bulundu ve hatta üç yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğunu itiraf etti.
Daha birkaç gün önce sırf İstanbul Sözleşmesi eylemine katıldıkları gerekçesiyle dört İranlı mülteci kadın gözaltına alındı ve anayasal haklarını kullanmış olan bu kadınlar hakkında sınır dışı kararı çıktı. Kadınların geri gönderilmeleri halinde işkence ve hapisle karşı karşıya kalacakları açıkken bu kararın verilmesi yürürlükte olan ve uygulanmak zorunda olunan İstanbul Sözleşmesi’nin 61. maddesine aykırıdır.
Adana’da 5 ve 6 yaşlarındaki çocuklarına cinsel istismarda bulunan babaya verilen 35 yıl hapis cezası istinaf mahkemesinde bozuldu. Kadınların mücadelesi sayesinde dava tekrar Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açıldı. Ancak erkekleri koruyan devlet zihniyeti ile istismarcı babanın tutukluluk talebi yeniden reddedildi.
Bu durum erkek devlet zihniyetinin bir sonucudur. Cezasızlık, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması, kadınlara, LGBTİ+’lara karşı polis şiddeti ve nefret söylemi şiddeti uygulayanlara cesaret veriyor.
Fidan 27 Mart’ta yapılan eylemden de bahsetti:
Erkek devlet zihniyetinin cesaret verici politikaları şiddetin, nefretin, tacizin, tecavüzün, istismarın ve homofobinin her gün katbekat artmasına sebep oluyor. Kadın katilleri sokaklarda kollarını sallaya sallaya gezerken, sosyal medyada açık açık boy gösterirken devletin baskı aygıtları yaşam mücadelesi veren kadınları ezmeye çalışıyor. İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasından Boğaziçi direnişine kadar kadınlar sokakları isyanlarıyla dolduruyor. Kadınların sesinden rahatsız olan iktidar eylemlerde orantısız şiddetle gözaltına, eylemde-karakolda-gözaltı aracında tacizle, cezalarla, soruşturmalarla ve çıplak aramayla kadın mücadelesine tüm öfkesini kusuyor. Edirne’de geçtiğimiz haftalarda İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak için sokağa çıkan kadınlara polis abluka koydu ve kadınlara psikolojik ve fiziksel tacizde bulundu. Ancak bizler tüm engellemelere rağmen ablukayı kırdık, yürüyüşümüzü gerçekleştirdik ve basın açıklamamızı yaptık.
Dün ve bugün sokaktaydık. Yarın da meydanları boş bırakmayacağız. Bizim olanı bugünden alacağız ve İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız. Yeni bir dünya milyonlarca kadının ve LGBTİ+’nın ellerinde şekillenecek. Tekrarlıyoruz, polisin ve devletin tehdit ve ablukalarına rağmen sokakları da meydanları da terk etmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.
Kadınlar açıklamayı “Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmiyoruz” ve “Yaşasın feminist mücadelemiz” sloganlarıyla sonlandırdı.
Sendika.Org