Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine karşı tüm yurtta alanlara çıkan kadınların direnişi sürüyor. Kadıköy’ün ara sokaklarında toplanan kadınlar Rıhtım’a yürüdü. Kadıköy İskele Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar sloganlarla bekledi. Yapılan basın açıklamasının ardından eylemi sonlandırdılar
Erdoğan’ın gece yarısı kararnamesi ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine karşı kadınların ve LGBTİ+’ların direnişi sürüyor.
Tüm yurtta sokağa çıkan kadınlar ve LGBTİ+’lar, İstanbul’da Kadıköy Rıhtım’da toplandı.
Kadıköy’ün ara sokaklarında toplanarak Rıhtım’a yürüyen kadınlar, polis engeli ile karşılaştı. Polis barikatlarını aşan kadınlar Rıhtım’ı doldurdu.
#Kadıköy | Kadınlar dört bir yandan alkışlar, zılgıtlar ve sloganlarla Rıhtım'a yürüyor. #İstanbulSözleşmesiYaşatırhttps://t.co/EcRYuO0Nmg pic.twitter.com/BgyRg0ERIz
— sendika.org (@sendika_org) March 27, 2021
#Kadıköy | Rıhtım’da toplanma sürüyor. #İstanbulSözleşmesiYaşatırhttps://t.co/EcRYuO0Nmg pic.twitter.com/TC4CVhmDgj
— sendika.org (@sendika_org) March 27, 2021
İktidarın LGBTİ+ düşmanlığının göstergesi olarak eylemlerde gökkuşağı bayraklarına izin vermeyen polise karşı kadınlar bayrakları olmadan alana girmeyi reddediyor.
Polis alana LGBTİ+ bayraklarının almıyor. Kadınlar bayraklar olmadan alana girmeyi reddediyorhttps://t.co/EcRYuO0Nmg#İstanbulSözleşmesiYaşatır pic.twitter.com/U9UM8ywpOY
— sendika.org (@sendika_org) March 27, 2021
#Kadıköy | “Biz tüm renklerimizle alanlarda olmaya devam edeceğiz. Bu bayraklarla alana gireceğiz.” #GökkuşağımaDokunma #İstanbulSözleşmesiYaşatır https://t.co/EcRYuO0Nmg pic.twitter.com/wmRiW7Smgd
— sendika.org (@sendika_org) March 27, 2021
Polis eylem alanına ses sistemini almadı, kadınlara biber gazı ile saldırdı. Polis ile kadınlar arasında çıkan arbedede kadınlar barikatları yıkarak alana girdi. Kadınlara koridor açan polis barikatı kaldırmak zorunda kaldı.
#Kadıköy | Polis, bariyerlerle çevrilen alanın dışındaki kadınlara biber gazı sıktı. Bunun üzerine alandaki kadınlar bariyerlere yüklenerek polis şiddetine tepki gösterdi. #İstanbulSözleşmesiYaşatırhttps://t.co/EcRYuO0Nmg pic.twitter.com/ZClg1zhmpR
— sendika.org (@sendika_org) March 27, 2021
Ses sistemi kadınların ısrarı sonucu alana alındı. Kadınlar eylem alanına sloganlar giriş yaptı. Alanda “İstanbul Sözleşmesi bizim. Vazgeçmiyoruz” yazılı “İstanbul Sözleşmesi’ni uygula kampanya grubu” imzalı pankart açıldı. Ayrıca kadınlar el emeği pankartlarıyla da alandaydı. Hafta boyunca İstanbul’un çeşitli yerlerinde taşınan pankartlar da alana getirildi. Kadınlar ayrıca yatay olarak “İstanbul Sözleşmesi bizim! Vazgeçmiyoruz” yazılı büyük bir pankart açtı.
Alana girişler devam ederken kadınlar İskele’deki merdivenlerden seslendi:
Tek bir adamın kararıyla, Meclis’e sormadan, kimseye sormadan, kadınlara sormadan gecenin bir yarısı hayatlarımızı koruyan İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmeye çalışmaları yetmedi, bir de buna “eşcinselliği normalleştiriyor” diye homofobik bir açıklama bulmaya kalktılar. Buna sessiz kalmıyoruz!
Ardından “Gökkuşağıma dokunma” diyen kadınlar, “İki gün önce arkadaşlarımız gökkuşağı bayrağı taşıdı diye gözaltına alındı. Onlarla dayanışanlar da gözaltına alındı. Koruması gereken hakları ihlal eden bir devletle karşı karşıyayız. Gökkuşağı bayrağını suç sayanlara, arkadaşlarımızı gözaltına alanlara, bize sözleşmeyi “manipüle ettiniz” diyenlere, homofobiyi, transfobiyi, nefret suçunu devlet politikası yapanlara, biz devlet olarak kimi vatandaşlarımıza cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği üzerinden ayrımcılık yapacağız, şiddet uygulayacağız diye açıkça ilan edenlere cevabımız varoluşumuz, cevabımız mücadelemiz: Gökkuşağıma dokunma” dedi. Sonrasında “Gözaltıları, arkadaşlarımızı serbest bırakın” sloganları atıldı.
Kadınlar, “Her gün bunca kadın cinayeti işlenirken, LGBTİ+lara yönelik şiddet haberleri artarken İstanbul Sözleşmesi’nden çekildim, ben karar verdim, bitti demek kadınların, çocukların, LGBTİ+ların, hepimizin yaşama hakkını yok saymak demek. Yaşadığımız her türlü şiddetten, cinayetten sorumlusunuz” diyerek “İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmeye kalkanlar suçlusunuz”, “Eşit değilsiniz diyenler suçlusunuz”, “LGBTİ+ları hedef gösterenler suçlusunuz!”, “Ayrımcılık yapanlar suçlusunuz!”, “Kadın cinayetlerini önlemeyenler suçlusunuz!”, “Aileyi korumak için kadınları harcayanlar suçlusunuz!”, “Haklarımıza göz dikenler suçlusunuz!” ve “Şiddet faillerini koruyanlar suçlusunuz” dediler. “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganı atıldı.
Burada erkek egemenliğe, şiddete, tacize, tecavüze, homofobiye, transfobiye ve eşit değilsiniz diyenlere karşı ses çıkartan kadınlar, “Sesimiz bugün Kadıköy’de yankılanıyor. 20 Mart’tan bu yana İstanbul’da sesimizin ulaşmadığı sokak kalmadı. Sadece İstanbul mu? Hayır! Sesimiz İzmir’de, Ankara’da, Adana’da; Türkiye’nin her köşesinde yankıladı” dediler.
Sonrasında da “Kendi iktidarları için, kadınlara, LGBTİ+’lara ‘eşit yaşamaya hakkınız yok’ diyerek feshettikleri İstanbul Sözleşmesi uygulansa bugün aramızda olabilecek kadınlar için hep birlikte en yüksek sesimizle burada diyoruz” denilerek katledilen kadınların isimlerine “Burada” diyerek cevap verdiler.
“Hayatlarımıza müdahale etmeye çalışan erkeğe de devlete de itaat etmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ne, haklarımıza müdahale edenlere itaat etmiyoruz. Her sokağı renklerimize boyayacağız, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız. Bizi yok sayan ve ayrıştırmaya çalışan bu düzene itaat etmiyoruz” diyen kadınlar basın açıklamasının ardından eylemi sonlandırdı. Basın metnini Esril Bayrak ve İrem Kayıkçı okudu. Yapılan açıklamada şunlar söylendi:
İstanbul Sözleşmesi’ni böylece feshedebileceğini sananlara kötü bir haberimiz var.
Tek başına tüm kadınlar adına karar almaya cüret edenlere kötü bir haberimiz var.
“İstanbul Sözleşmesi’ni geri çektirmeyi başardık, sıra 6284 sayılı kanunda” diye sevinenlere kötü bir haberimiz var.
Kadınlara ikinci sınıf muamelesi yapma, kendilerine köle etme arzusuyla yanıp tutuşanlara, şiddet uygulayıp çocuk yaşta evlendirmek isteyenlere, çocukları istismar etme özgürlüğü isteyenlere, LGBTİ+’lara şiddeti kendine hak sayanlara kötü bir haberimiz var.
“İstanbul Sözleşmesi yetmez, kadına karşı ayrımcılığı önleyen CEDAW’dan da, çocukları istismardan koruyan Lanzarote Sözleşmesi’nden de, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden tek adamın imzasıyla çıkıveririz; Anayasa’dan eşitlik ilkesini kaldırırız; kadınları nafakadan mal paylaşımına tüm ekonomik haklarından eder böylece kendimize mecbur ederiz” diye umutlananlara kötü bir haberimiz var.
Devlet kadınları ve çocukları erkek şiddetinden koruma, kadınları güçlendirecek destek mekanizmalarını oluşturma, failleri etkin biçimde yargılayıp cezalandırma, erkek şiddetini önleme ve bütünlüklü politikalar oluşturma yükümlülüklerini reddettiğini ilan ettiği için memnun olan şiddet faillerine kötü bir haberimiz var.
“Gece o saatte orada ne işi vardı”, “yemeğin tuzu eksikti”, “beni terk etmeye kalktı” gibi gerekçelerle erkeklerin değil de kadınların öldürülmesinin tek nedeni toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyken, eşitliği temel almayan düzenlemelerle şiddetle mücadeleye devam ettiği yalanına kanacağımızı sananlara kötü bir haberimiz var.
Kadın düşmanlığının, katillerin sırtını sıvazlamanın, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim temelli ayrımcılığın resmi devlet politikası haline gelmesine alkış tutanlara kötü bir haberimiz var.
Devlet bugün sizin yanınızda, kadınların karşısında olabilir; ama siz çoktan kaybettiniz. Biz var olduğumuz için, birbirimizin yanında olduğumuz için, cesaretimizi bugün tek kalemde üstünü çizmeye kalktığınız hakları yüzyılların mücadelesiyle elde etmiş kadınlardan aldığımız için kaybettiniz. Kendi adımıza karar vermekten, eşitlikten, özgürlükten ne olursa olsun vazgeçmeyeceğimiz için kaybettiniz. Biz “hayır” dediğimiz andan itibaren kaybettiniz. Çünkü tüm bunların geri dönüşü yok.
Biz buradayız. Her yerdeyiz. İsyandayız. Daha bu hafta içi, bir gün içinde en az 4 kadın öldürüldü. İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmeye harcana çaba, uygulamak için harcansaydı hayatta olabilirlerdi. İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamakla yükümlü olduğu halde uygulamayanlar, şiddeti önlemeyenler, cezasız bırakanlar, eşitliği sağlamayanlar bu cinayetlerin suç ortağı. Açıkça söylüyoruz: Ya görevinizi yapın ya da istifa edin, çünkü bizim bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok. Yaşama hakkımızın güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi’nden de, tek bir hakkımızdan da vazgeçmiyoruz. Herkesi toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanana kadar mücadelemizi birlikte büyütmeye çağırıyoruz.
Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!
Sendika.Org