Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada 13 kişinin dosyası savunmaları alınamadığı için tefrik edildi. Toplamda 37 beraat, 26 mahkûmiyet çıktı. 4 sanığa müebbet, 2 sanığa ise ağırlaştırılmış müebbet verildi
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili yeniden görülen ve kamu görevlilerinin yargılandığı davada karar 131’inci duruşmada çıktı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 77 sanıklı davada 13 kişinin dosyası savunmaları alınamadığı için tefrik edildi (ayrıldı). Toplamda 37 beraat, 27 mahkûmiyet çıktı. 4 sanığa müebbet, 2 sanığa ise ağırlaştırılmış müebbet verildi.
Şeref Ateş yargılama sürerken öldüğü için hakkındaki tüm suçlamalar düştü. Tutuklu 6 sanığın tutukluluğunun devamına hükmeden mahkeme, 6 sanığın da hüküm gereği tutuklanmasına karar verdi.
Mahkeme Adem Sarıgöl, Adnan Acar, Atilla Güçlüoğlu, Muhammer Ay, Metehan Kadir Yıldırım, Niyazi Malkoç, Cevat Eser, Rahmi Özer, Resul Kütükoğlu, Tevfik Cantürk, Ünsal Gürel, Ecevit Emir, Emre Cingöz, Hacı Şefik Şimşek, Eyüp Temel Ahmet Çetiner, Birol Ustaoğlu, Sabri Uzun, Hüseyin Yılmaz, Ali Poyraz, Mikdat Özbek, Hamdi Egbatan, Mustafa Küçük, Ergün Yorulmaz, Musa Yıldırım, Hacı Ömer Ünalır, Reşat Altay, Ali Barış Sevindik, Murat Bayrak, Tamer Bülent Demirel, Yusuf Bozca, Yüksel Avan, Hamza Celepoğlu, Engin Dinç, Ercan Demir, Ahmet İlhan Güler, Muhittin Zenit ve Celalettin Cerrah’ın beraat verdi.
Fethullah Gülen, Zekeriya Öz, Ekrem Dumanlı, Metin Canbay, Yunus Yazar, Faruk Mercan, Adem Yavuz Arslan, Halil İbrahim Koca, Yılmaz Angın, Mehmet Akif Yılmaz, Ömer Faruk Kartın, Coşgun Çakar ve Serkan Şahan hakkında haklarındaki yakalama kararına karşın bulunamadıkları gerekçesiyle dosyalarının ayrılmasına karar verildi.
Hapis cezası alan isimler ve süreleri şöyle:
Bugün saat 10.23’te başlayan duruşmada hakim Akın Gürlek yargılanan sanıklara son sözlerini sordu. Ali Fuat Yılmazer “Benim açımdan bu mahkeme son söz söylenecek raddeye gelmemiştir. Mahkemenizin bağımsız ve adil olduğuna inanmıyorum” dedi.
Ercan Gün, cinayetin perde arkasını aralamaya çalıştığını söyleyerek, “Bu haberi yapmasaydım beş yıl tutuklu kalır mıydım? Nasıl Hrant Dink o yazı dizisini yaptığı için pişman değilse ben de değilim. Ben de Hrant Dink gibi bedel ödedim. Galileo’nun dediği gibi dünya yine de dönüyor. Gazetecilik suç değil” diye konuştu.
Ramazan Akyürek “2015 Şubat’ında tutuklandım ve Silivri’ye getirildim. 38 yıllık meslek hayatımda son buldu. Hayatım boyunca terörle mücadelede görev aldım. Ailece terörün ne demek olduğunu biliyoruz, geçmişte terör örgütlerinin hedefi oldum. Bu nedenle cinayeti nefretle kınıyorum. Bu davayla kasten ya da ihmali nedeniyle yargılananlar çok net açıklanmıştır. Görevini yapmayan kamu görevlileri anlaşılmıştır. Masumiyetimi her insanın anlayacağı şekilde açık olmasına rağmen tutuklu yargılanmam çok yanlıştır. Ben görevimi yaptım” dedi.
Okan Şimşek “İddianamede belirtilen suçların hepsi yalandır. Mütalaada savcı lehimize olan delilleri değerlendirmemiştir. Hiçbir terör örgütüyle bağlantımız yoktur. Benim anayasal düzeni bozmakla ilgili hiçbir tasarrufum yoktur. Beraatımı istiyorum” dedi.
Muharrem Demirkale “Savcısı, polisi bana çok haksızlık etti. Yargısız infaz etti. Çok şükür masumun. Son sözümü sonra söyleyeceğim” dedi.
Hamza Celepoğlu, üye hâkime geçmiş olsun dileğiyle başladı “Talebim ve temennim hakkımdaki bu kumpas davasını beraatle sonuçlandırmanızdır. Adalet terazisinin ayarını bozmayınız. Sebep olanlarla hesaplaşmanın kısmet olmasını diliyorum” dedi.
Mehmet Uçar “Hrant Dink’in öldürüleceği bilgisine çalıştığım süre boyunca C Büroda şahit olmadım. Beraatımı istemiyorum” dedi.
Yavuz Karakaya “Hrant Dink’in ölümüyle ilgisi olmayan bir kamu personeliyim. Darbeci olduğum iddiası üzerine hukuk ilkeleri yok sayılarak, iftirayla kirletildim. Adaletin er geç telakki edeceğine inanıyorum” diye konuştu.
Muhittin Zenit: “Hrant Dink’in öldürüleceğini haber veren istihbaratçıyım. Trabzon’dan tayin edildiğim halde Cinayetin çözülmesine de yardımcı oldum. Neden yargılandığımı anlamış değilim. Beraatımı istiyorum” dedi.
Veysel Şahin “Trabzon İstihbarat Şubede görev yapıyordum. Cinayetiyle ilgili yaşadıklarını adli makamlara kendi isteğiyle anlatan ilk kişiyim. Biz bu cinayet bilgisini cinayet sonrasında değil haberi ilk aldığımız anda amirlerimize bildirdik. Uzman çavuş olarak yapabileceğim her şeyi yaptım. Ben üstlerime bildirmekten başka bir şey yapamam. İddia makamının hakkımda gerçek olmayan suçlamalarından beraat talep ediyorum” diye konuştu.
Celalettin Cerrah ise “Bu dava ilk açıldığı zaman valiydim. Valiliğim göz önüne alınmadan yargılandım. Yargıtay’da yargılanmalıydım. Ben görevimi laikiyle yaptım. 47 yıl bu devlete hizmet ettim. Beraatımı talep ediyorum” dedi.
Haberin devamı için tıklayınız!
Kaynak: Bianet (Hikmet Adal)