Hatay Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla bugün saat 17:30’da Köprübaşı’nda basın açıklaması gerçekleştirildi. ‘”Faşizme karşı omuz omuza”, HDP halktır, halk susmaz”, Kadınları değil, katilleri engelle”, Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganlarının atıldığı açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. Hatay Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı Meryem Avcı okudu
Hatay Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla bugün saat 17:30’da Köprübaşı’nda basın açıklaması gerçekleştirildi. ‘”Faşizme karşı omuz omuza”, HDP halktır, halk susmaz”, Kadınları değil, katilleri engelle”, Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganlarının atıldığı açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. Hatay Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı Meryem Avcı okudu.
Avcı, sivil darbe uygulamalarına karşı; dayanışma içinde olup, mücadeleyi büyüteceklerini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
Ülkemiz birçok sorunun aynı anda yaşandığı bir süreçten geçiyor ve halkın sorunları giderek derinleşiyor. İşsizlik yolsuzluk, kadın cinayetleri, doğa yağması içinden çıkılamaz bir hale geliyor. Normal bir ülkede bütün bu sorunlara karşı atılması gereken adımlar sorunların çözümüne dair olması gerekirken iktidar tam tersine krizi derinleştirmeyi tercih ediyor. İktidar cephesi bütünlüklü bir saldırı programını hayata geçirmeye başladı. HDP’ye açılan kapatma davası ve Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi, bir gece yarısı kararnamesiyle İstanbul sözleşmesinden çıkılması, Gezi parkının İBB’den alınarak adı sanı duyulmamış bir vakıfa devredilmesi, Kanal İstanbul’a devlet garantisi verilmesi ve Merkez Bankası başkanının değiştirilmesi gösteriyor ki 12. Cumhurbaşkanı ve arkadaşları gerici ve faşistlere daraltılmış bir tabana seslenecek bir program hedefliyor.
HDP milletvekili ve insan hakları aktivisti Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun hukuk dışı bir yolla milletvekilliğini düşürüp yaka-paça gözaltına aldılar. Üzerini giyinmesine bile fırsat verilmeyen Gergerlioğlu’nu, saatler sonra serbest bırakarak aslında amaçlarının onu Meclis’ten çıkarmak olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koydular. Bunlar yetmezmiş gibi hafta sonu gece yarısı KHK’sı ile İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiklerini açıkladılar. Tüm bunlar 3-4 günlük bir süreç içerisinde oldu ve İnsan Hakları Eylem Planı’nın birer parçaları olarak sahneye sürüldü. Bundan sonraki aşamanın yeni bir Anayasa olması muhtemeldir. Zira bugüne değin yaptıklarının kendi iktidarlarını kurtarmak için yetmeyeceğini bilen AKP hükümeti, yeni Anayasa ile faşizmi kurumsallaştırmak, iktidarını bu şekilde kurtarmak istiyor.
Bir gece kararnamesiyle, Cumhurbaşkanının imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca çıkıldığının duyurulması ardından kadınların yaşamları bir kez daha tehdit altındadır. Bugüne değin uygulamamakta ısrarcı oldukları için her gün kaybettiğimiz kadınların ölümlerinde, kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik şiddette iktidarın doğrudan sorumluluğu bulunmaktadır. Kadına yönelik şiddeti bitirme sözü daha hafızalarda tazeyken İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı AKP iktidarının ve siyasal İslamcı gericiliğin kadına yönelik şiddeti bitirmeyi bırakalım ancak sorumlusu olabileceğini bir kez daha göstermiştir.
Milyonların artık sırtında istemediği iktidar köşeye sıkıştıkça saldırganlaşıyor ve her gün bir hakkımıza saldırıyor.Halkın iradesini yok sayarak seçme ve seçilme hakkına, bir arada yaşam iradesine ve demokrasi hakkımız elimizden alınmak isteniyor.Bizler demokrasiyi,temel hak ve özgürlükler,hukuğu,bir arada yaşamı ve eşitliği savunmaya devam edeceğiz.Sivil darbe uygulamalarına cevabımız daha fazla dayanışma ve birlikte mücadeleyi yükseltmek olacaktır.
Demokratik, eşit ve özgür bir ülke için; mücadele çağrısıyla açıklama sona erdi.
Sendika.Org