Saros Körfezi’nde yapılması planlanan FSRU limanı için Sazlıdere Köyü’nün kıyıları 3 bilirkişi heyetinin raporuna rağmen BOTAŞ tarafından tahrip edilmeye devam ediyor. Keşan Kent Konseyi ve Saros Gönülleri, Saros bölgesindeki kıyıma karşı “Saros’uma dokunma” diyerek Sazlıdere’de basın açıklaması yaptı
Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Sazlıdere ve Gökçetepe köyleri arasında Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş (BOTAŞ) tarafından yapımına başlanan Saros Yüzer LNG Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Ünitesi (FSRU) Gemi Limanı ve Boru Hatları Projesi’nde 3’üncü bilirkişi heyeti raporunda da “yapılamaz” kararının çıkmasına rağmen bölgede proje inşaatı devam ediliyor.
Keşan Kent Konseyi ve Saros Gönülleri tarafından yapılan açıklamaya odalar, dernekler, sendikalar ve siyasi partiler de destek verdi.
Projenin yakın çevresinde birçok duyarlı yörenin bulunduğu, bu alanların projeden dolayı olumsuz yönde etkileneceği ve sonuçlarının telafisinin bölge açısından mümkün olmadığının belirtildiği bilirkişi raporuna rağmen yapımına başlanan proje için tepkilerini dile getiren yaşam savunucuları şöyle konuştu:
BOTAŞ şirketi hukuksuzluğunu bildiği halde Saros Körfezi’nde FSRU Doğalgaz Limanı ve Kara Boru Hattı İnşaatına halka rağmen inatla devam etmektedir. BOTAŞ, Trakya’nın incisi Türkiye’nin Özel Çevre Koruma Bölgesi olan Saros Körfezi’n, gaz ticaretine kurban ediyor. Üç ayrı bilirkişi heyetinin bilimsel mahkeme raporuna göre T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının BOTAŞ’a verdiği ÇED olumlu Kararı ile T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığının onayladığı BOTAŞ imar planları ÇED mevzuatına ve İmar Kanunu’na açıkça aykırıdır. Saros Körfezi’mize liman ve boru hattı yapımı bilime, hukuka ve uluslararası sözleşmelere göre uygun değildir.
2018 yılı Haziran ayından bu yana bu projeye karşı mücadele eden bölge halkının iradesini tanımayan BOTAŞ kamu kurumu olduğu halde Mahkeme Bilirkişi Heyetlerinin resmi raporlarına da saygı göstermeyerek hukuk tanımaz bir şekilde denizimizi doldurmaya, ağaçlarımızı keserek talana devam ediyor. BOTAŞ dört ay içinde tarım alanlarına, denize ve ormanlara telafisi imkânsız büyük zararlar vermiştir. Eğer bu ülkede bilime ve hukuka saygı var ise BOTAŞ’ın bilim ve hukuk tanımaz tavrına dur denilmelidir. Saros ile ilişkisi olan halkın yüzde 99’u FSRU Limanı ve Kara Boru Hattını istemiyor. Bu proje 45 bini ıslak, 115 bini ‘change.org’da olmak üzere 165 bin imza le hayır dedi ve hayır demeye devam ediyor. Her fırsatta ‘milli iradeye’ vurgu yapan, ‘Halkım istemiyorsa izin vermem’ diyen Sayın Cumhurbaşkanı halkın bu feryadını, bu isyanını duymalıdır. BOTAŞ’ın hukuk tanımazlığına dur demelidir.
Edirne CHP Milletvekili Okan Gaytancıoğlu ise duruma tepki göstererek olayın peşini bırakmayacaklarını söyledi.
Bölgeye giden sanatçı Haluk Levent Saros’un tahrip edilmesine tepki göstererek, “Yaklaşık 20 kadar önce buraların yok olmaması için, 12 saat 5 dakikalık rekor konserim vardı. Saros aşığı olarak yeniden Saros’un tahrip edilmesi, canımı çok sıkıyor çok üzüyor beni. Sadece küçücük bir şey söylemek istiyorum. Çevre Bakanlığı’na seslenmek istiyorum, Saros Özel Koruma Alanı tahrip ediliyor, Çevre Bakanlığı’nın koyduğu kurallar bizzat şirketler tarafından hukuksuz bir şekilde ihlal ediliyor ve yağmalanıyor. En azından hukuka uyulsun. Bu kadar bilirkişi raporuna rağmen yok efendim biz yolları da yaparız limanı da yaparız diyorsanız o zaman hukuksuzluk vardır. Ben sadece şarkı söyleyen bir adam olarak geldim. Şarkılarım Saros’a armağan olsun diye geldim. Lütfen Sayın Çevre Bakanımız bu konuya el atın. Rica ediyoruz” dedi.
“Şarkılarım Saros’a armağan olsun” diyen Haluk Levent Saros için söyledi:
Ayrıca bölgede açıklamadan ve tüm tepkilerden sonra projenin inşaatına devam edildi.
Saros Gönüllüleri Dayanışmasının Edirne İdare Mahkemesi’nde ilk açtığı davanın bilirkişi raporunu hazırlayan ve 10 bilim insanından oluşan heyet, projenin bölgede yapılamayacağına karar vermişti. Rapora rağmen yeniden ÇED süreci başlatılan projeye karşı Saros Gönüllüleri Dayanışması, Çevresel Etki Değerlendirme raporunun iptali ve imar planlarının iptali için Edirne İdari Mahkemesi’nde dava açmıştı. 9 ve 11 Kasım 2020’de 2 ayrı bilirkişi heyetinin bölgede incelemelerde bulunmasının ardından raporlar açıklanırken; her 2 bilirkişi heyeti de projeye ‘yapılamaz’ kararı vermişti. Dosyayı takip eden avukatlardan Bülent Kaçar da projenin inşaatına devam edilmesine dair inşaatın durdurulmasına ilişkin başvuruda bulunmuştu.
Sendika.Org