Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri “Maskeler Konuşuyor” kampanyası kapsamında aşı başta olmak üzere halkın sağlık ve sosyal hizmet hakkı için şube ve temsilciliklerde 29 Ocak Cuma günü eylemler ve basın toplantıları gerçekleştirdi. Ankara, Antalya, Diyarbakır, Hatay, Manisa’da gerçekleştirilen açıklamalarda çeşitli talepler dile getirildi
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri “Maskeler Konuşuyor” kampanyası kapsamında aşı başta olmak üzere halkın sağlık ve sosyal hizmet hakkı için şube ve temsilciliklerde 29 Ocak Cuma günü eylemler ve basın toplantıları gerçekleştirdi. Ankara, Antalya, Diyarbakır, Hatay, Manisa’da gerçekleştirilen açıklamalarda çeşitli talepler dile getirildi.
Ankara’da Hastanemi Açın Platformu’nun açıklamasıyla birleştirilen eyleme Eş Genel Başkanlarımız Selma Atabey ve Hüsnü Yıldırım, Genel Sekreterimiz Pınar İçel ile Genel TİS ve Hukuk Sekreterimiz Eylem Kaya Eroğlu da katıldı.
“Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin de bu toplumun bir parçası olmasından hareketle, ekonomik özlük ve demokratik haklarımız için mücadele kadar; halkın sağlık ve sosyal hizmet hakkı mücadelesini de yürütmekteyiz. Bu mücadelede toplumun tüm örgütlü kesimleri ile birlikte hareket ettiğimiz, mücadeleyi ortaklaştırabildiğimiz oranda “herkese sağlık, güvenli gelecek” olarak sloganlaştırdığımız talepleri kazanabileceğimizi biliyoruz. Bu nedenle tüm halkımızı, halkın örgütlü yapılarını sağlık ve sosyal hizmet hakkı mücadelesinde birlikte davranmaya davet ediyoruz” denilen açıklamalarda aşağıdaki talepler sıralandı:
- Herkese yetecek kadar ücretsiz, etkili ve güvenli aşı temini bir an önce sağlanmalıdır. Aşının uygulanması, tedarik edilmesi, kontrolü gibi tüm süreçlerde sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri ile ortak hareket edilmelidir.
- Genel bütçe gelirleri içinde gelir vergisi payı artırılmalıdır. Bu artış, gelir vergisi içinde kurumlar vergisi payı artırılarak sağlanmalıdır. Yoksullardan, emekçilerden, ücretlilerden alınan direk ve dolaylı vergi payları azaltılmalı, sermaye sahiplerinin vergi sorumluluğu arttırılmalıdır.
- Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi bütçenin payı arttırılmalıdır. SGK prim gelirleri içinde çalışanların ve kendi hesabına çalışanların payı azaltılmalı, patronların payı artırılmalıdır. SGK’ya genel bütçeden aktarılan pay artırılmalıdır. Hane halkları harcamalarının payı azaltılmalıdır.
- Katkı-katılım, ilave ücret gibi hiçbir ad altında halktan sağlık hizmetleri için ücret alınmamalıdır. Sağlık hizmetleri herkes için (göçmenler, mülteciler vb. dahil) ücretsiz olmalıdır.
- Özel sağlık kurumlarına aktarılan her türlü pay kaldırılmalıdır. Kamu sağlık kurumları ve sağlık eğitimleri için bütçeden ayrılan pay yükseltilmelidir. SGK’nin özel hastanelerden hizmet satın alması hizmet başına (fee-for-services) ve vaka başına (case payment) ödeme ile değil, toptan bütçeleme (global butgetting) ile olmalıdır.
- Covid-19 pandemisinde gördüğümüz gibi sağlık sistemleri çökme aşamasına gelmiştir. Mevcut kapitalist sistemin doğaya olan tahakkümü nedeniyle yeni pandemilerin olacağı da öngörülmektedir. Bu nedenle toplum sağlığı için Sağlık Bakanlığı’nın kentleşmeden tarım politikalarına, çevre politikalarına ve üretim ilişkilerine kadar müdahil olacak bir yapıya büründürülmesi gerekmektedir. Ayrıca yaşanması muhtemel yeni salgınlara karşı da bütçe kalemi oluşturulmalıdır.
- Sağlıklı bir toplum için tedavi edici hizmetler yeterli değildir. Koruyucu sağlık hizmetlerinin yeniden ele alınması ve güçlendirilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda açlık, işsizlik, yoksulluk ve savaş politikaları halk sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle istihdamın arttırılması, ülke içinde ve dışında savaşa karşı barış politikalarının geliştirilmesinde sağlık alanın söz sahibi olması gerekmektedir.
- Sağlık ve sosyal hizmetlere erişimin daha sağlıklı olması ve verilen hizmetin niteliğini yükseltmek açısından anadilinde sunumu için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
- Sağlık ve sosyal hizmetlerinin üretilmesi planlanması ve sunulmasının tüm aşamalarında sağlık ve sosyal hizmet emekçileri örgütleri aracılığıyla, halkın da siyasi partileri aracılığıyla karar alma süreçlerine dahil olacak mekanizmalar oluşturulmalıdır.
- Ayrı bir Kadın Bakanlığı ve Çocuk Bakanlığı kurulmalı; ayrı ve ihtiyacı karşılayacak bütçeleri olmalıdır.
- Sosyal hizmet alanlarındaki politikalar sorunları önlemeye odaklı, iktidarın siyasi ihtiyaçlarından arındırılmış, kapsamlı politikalar olmalıdır. Bu alanda yapılacak planlarda ekonomik tasarruf ya da kesinti düşünülmemeli, ihtiyaç neyse gerekli bütçe ayrılmalıdır.
Sendika.Org