Metal, Maden, Enerji, Sağlık gibi stratejik işkollarında son 5 yılda gözlenen eğilimler neler? İşveren-iktidar destekli sendikaların büyüme oranı ne? Hangi sendikal çizgi sınıf mücadelesinde nasıl karşılık buldu?
31 Ocak 2021’de yayınlanan güncel işkolları ve sendika üye sayıları istatistiği geçmiş dönem verileri ile kıyaslandığında sendikal mücadele ve emek hareketi açısından da niceliğe dayalı bazı değerlendirmeler yapılmasına olanak sağlıyor.
Son 5 yıl işkolları düzeyinde ele alındığında kişi sayısı bakımından en kitlesel büyümenin Büro-Ticaret işkolunda olduğu görülüyor. Bu iş kolunda çalışan sayısı 5 yılda 853.919 kişi artmış durumda. Büyümenin 2018 Ocak itibariyle hızlandığı fakat sendikal örgütlülüğün de bu büyümeye paralel olarak arttığı görülüyor. Yine de işkolu 2016 yılına oranla %29’dan fazla büyürken sendikalı oranındaki artış yüzde 6’da kaldı.
Oransal bakımdan en fazla genişlemenin yaşandığı kişi sayısı bakımından da 2’inci en fazla büyümenin olduğu işkolu ise Sağlık ve Sosyal Hizmetler. Bu işkolundaki artış taşeron çalıştırmanın yaygın olduğu 2005-2017 yılları boyunca bu alanda sendikalaşan taşeron sağlık işçilerinin iradesinin hukuk ve sendikal mevzuata dair ayak oyunları ile pasifize edilmesinin de öyküsü.
Sağlık işkolunda son 5 yılda çalışan işçi sayısı 343.685 kişi artarak 653 bini geçti. Bu yüzde yüzlük büyümenin nedeni 2017’de taşeron işçilere yönelik düzenleme sonrası sağlık işçilerinin parçalanması operasyonunun yeni aşamasına geçilmiş olması. Önce taşeron sağlık işçilerinin sendikal mücadele dinamizmi hastanelerde onlarca farklı işkolu icat edilerek söndürüldü. Yasada belirtilen bir işyerinde, “yardımcı hizmetler de asıl işkolundan sayılır” ilkesi bir kenara atılarak hastanelerde çalışan emekçiler genel işler, büro, turizm işkolları şeklinde onlarca parçaya bölündü. 2020 Kasım ayı itibariyle bu madde yeniden işletilerek hastanelerde çalışan emekçiler sağlık işçisi statüsüne kavuştu. Ama aradan geçen 3 yılda iktidar kamu hastanelerinde yandaş sendika Hak İş Öz-Sağlık İş’in örgütlenmesi için baskı, kağıt üstünde oyun gibi onlarca yol devreye sokarak bu sendikayı rekor düzeyde üye ile büyüttü. Öz-Sağlık iş 6 yıl önce yalnızca 10 bin kadar üyeye sahipken bugün 185 bin üyeye ulaştı.
Büyüyenler kadar daralanlara da bakmak gerekebilir. En büyük daralma işkolu düzeyinde inşaat işkolunda yaşanırken sendikal anlamda işkolunda örgütlülük oranında en fazla kayıbı Teksif sendikası yaşamış görünüyor. Zira 2016’da 55.551 üyesi bulunan ve işkolunda %5,54 düzeyinde örgütlü olan sendika 2021’de 47.611 üye ve%3,91 oranında işkolu düzeyi örgütlülüğüne sahip görünüyor. Enerji İş sendikası da 3800’den fazla üye kaybeden ve bu nedenle 5 yılın sonunda baraj altında kalan bir başka sendika.
5 yılda 25 binden fazla üye kazanarak kitlesel büyüme yaşayan 8 sendika var. Bu 8 sendikanın 3’ü yerel yönetimleri örgütleyen üç büyük konfederasyona bağlı genel işler sendikaları. Bu hizmet kolunda örgütlenmenin yerel yönetimdeki iktidarlarla ilişkisi önemli. Konfederasyonlar içinde bu sendikaların sayısal olarak ağırlığının artması ve eşzamanlı olarak üretime dayalı işkollarında ve örgütlü sermayenin bulunduğu işkollarında sendikalaşmanın aynı oranda büyümemesi uzun vadede sendikal harekete etki edecektir.
Son 5 yılda toplam işçi sayısı ve sendikalı işçi sayısı oranları da pek iç açıcı değil. 2016’da %11, 96 olan sendikalı işçi sayısı %14.40’a çıkabilmiş durumda. Üstelik bu oranın bir kısmı da halen toplu sözleşme imkanına sahip değil. 5 yılda çalışan işçi sayısı %13 oranında artarken sendikalı işçi oranı yalnızca % 2,44 artabilmiş durumda.
Konfederasyonların 5 yıl içindeki büyüme oranları ise sendikalaşmadaki büyümenin önemli bir kısmının işveren ve iktidar güdümlü sendikalarda yaşanan artış olduğunu gösteriyor. Devletten ve sermayeden bağımsız konfederasyon çizgisiyle DİSK’in de önemli ölçüde büyüdüğü; bu büyümede en büyük payın da yine yerel yönetimlerdeki örgütlenme olduğunun altı çizilmeli.
Stratejik işkolları olarak nitelenebilecek ve emek sermaye çatışmasında belirgin konumu olan iş kollarında genel durum ve sendikalaşma oranlarına dair veriler ise şöyle:
Türkiye’de sendikal hayata dair yazı dizimiz bu uzun dönemli kıyaslarla sona erdi. Bu dinamiklerin, daralma ve büyüme trendlerinin sendikal harekete olası etkileri önümüzdeki günlerde belirgin sonuçlara yol açacaktır. Bunları izlemeye ve sayfalarımızda değerlendirmeye devam edeceğiz.
Sendika.Org (Özge Yurttaş)