Kasım Taşdoğan uzun süredir müzikle uğraşıyor ve aynı zamanda İzmir’de bir cafe işletmecisi. Ancak pandemi koşullarının özellikle eğlence sektöründe yarattığı sıkıntılardan o da etkilendi ve aylardır işletmesi kapalı halde. Taşdoğan, bu süreçte bir yandan sesini duyurmaya çalışıyor diğer bir yandan yoksul mahallelere gidip orada dayanışma şarkıları söylüyor
Türkiye’de pandemi koşullarının iyice ağırlaşmasının ardından eğlence sektörüne getirilen yasaklar uzun süredir devam ediyor. Pandemiden önce cafe işleten ve aynı zamanda bu işletmede sahne alan Kasım Taşdoğan, yasaklarla birlikte artık sadece sokakta müzik yapabiliyor. Ancak Taşdoğan ve bir arkadaşı bu süreçte sokak müziğini plazaların, çarşı merkezlerinin önünden İzmir’deki yoksul mahallelere taşımaya çalışıyor.
Pandemi koşullarında popüler kültüre hitap eden müzisyenlerin dışında bu işle geçimini sağlayan insanların zorladığını belirten Taşdoğan, “Bütün sanat emekçileri şuanda sokaklarda. Bir kısmı çıkmamayı tercih ediyor. Başka bir geliri olanlar yine oradan geçiniyor ama sadece müzikle ya da sanatın bir dalıyla geçimini sağlamaya çalışanlar çoğunlukla sokakta” diyor.
Yasaklar nedeniyle aylardır iş yapamayınca sokakta müzik yapamaya başlayan Taşdoğan, yaşadıkları süreci şu şekilde ifade etti: “Biz çarşı merkezlerinde sokak müziği yapmaya başladıktan bir iki hafta sonra çok yoğun bir ilgi gördük. Çünkü sokaktakinin dışında bir repertuvar kullanmaya çalışıyoruz. Şarkıların muhalif bir kimliği var. Kürtçe, Zazaca şarkılar söylüyoruz. Bildiğimiz diğer dillerde şarkılar söylüyoruz. İnsanlar sokakta alışkın değiller buna ve beklediğimizden çok daha güzel bir karşılama oldu.”
Taşdoğan, yoksul mahallelerde müzik yapma fikrinin nasıl geliştiğini ise şöyle aktarıyor: “Sanatın hep bir alıcısı vardır. Üst-orta sınıf sanatı satın alır. Ekonomik gücü olmayanlar sanatsız mı kalsın? Bizim yaptığımız şey “satıcı” adına bir öz eleştiriydi. Biz neden bunu sadece plazaların önünde, çarşı merkezlerinde ve hali hazırda dışarı çıkabilen insanlara sunalım? Evden hiç çıkamayan insanlar, pazar dışında bir yere gidemeyen kadınlar, bütün hayatı evin koridorunda geçen çocuklar… Elimizdekini buna sunamadıkça nasıl bir vicdan rahatlığı yaşayabiliriz ki?”
Her hafta farklı bir mahalleye gidip müzik yaptıklarını belirten Kasım Taşdoğan, pandemiden sonra da bu etkinliklere devam edeceklerini ve ekibin giderek büyüyeceğini belirtti.
Söyleşi: Ahmet Buğra Kalender
