Ankara’da dün (18 Şubat) 3 üniversitelinin polis tarafından kaçırılması ile ilgili üniversiteliler, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yaptı. Üniversiteliler, “Gücümüz yerinde, yüreğimiz yetiyor! Melih’i de hepinizi de göndereceğiz” dedi
Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum olarak atanmasına yönelik itiraz tüm memlekette karşılık bulurken, AKP polis şiddeti ve tutuklamalar ile eylemlerin önünü almaya çalışıyor.
Direnişin başından beri yüzlerce kişiyi gözaltına alan, işlence eden polis dün de Ankara’da 3 üniversiteliyi kaçırarak tehdit ve işkence etti. Kaçırmaların ardından kentin çeşitli noktalarına bırakılan üniversiteliler için bugün (19 Şubat) İHD İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yapıldı. Polis açıklama boyunca sokağı abluka altına aldı.
Üniversite öğrencilerinin yaptığı açıklamayı, Öğrenci Kolektifleri’nden Cihan Çiçek okudu.
4 Ocak günü Boğaziçi önünde başlayan ve ardından İzmir’e, Ankara’ya, Bursa’ya Çukurova’ya, Karadeniz’e ve ülkenin dört bir yanına yayılan üniversite öğrencilerinin direnişinin günden güne büyüyerek devam ettiğinin altını çizen Çiçek, “Direnişin başladığı ilk günden bu yana devlet, polisiyle mahkemeleriyle, bakanları, diyanet işleriyle çeteleriyle her yandan öğrencilere yönelik saldırılarını devam ettiriyor. Havuz medyası eliyle her gün basında hedef göstererek sapkın, marjinal ve direnen herkese söylenen ‘Terörist’ söylemleriyle saldırı boyutları şekillendirerek büyütüyor. Boğaziçi direnişi taleplerinin diğer üniversitelilerinde talepleriyle ortaklaşması ile birlikte direniş büyüyor ve yaygınlaşıyor” dedi.
Direnişin yaygınlaşmasının önüne geçemeyen devletin, saldırılarını 30 Ocak’ta başlayan tutuklamalarla başka bir evreye taşıdığını belirten Çiçek, sözlerine şöyle devam etti:
1 Şubat günü güney kapı önünde buluşmak isteyen öğrencilere saldırıp 108 arkadaşımızı gözaltına alıp, devamında devlet Boğaziçi Güney meydanı işgal ederek 51 arkadaşımızı gözaltına aldı. 159 gözaltı ile başlayan 1 şubat süreci devamında yapılan destek eylemleriyle ülkenin dört bir yanına yayılmış, destek açıklamalarına yapılan saldırılarla gözaltı sayısı 300’ü geçmiştir. Artan saldırılarla birlikte katılım artmaya direniş büyümeye devam etti.
2 Şubat Kadıköy’de toplanan binlere pandemi bahane edilerek saldırılmış, onlarca arkadaşımız gözaltına alınmış, Kadıköy’de yürüyen yüzlerce insanın üzerine polis son hızla araba sürmüştür. Gözü dönmüş saldırganlık ev baskınları, tutuklamalarla devam etmiştir. Soruyoruz; direniş baskılarınızla biter mi? Cevabımız; öfkemizi örgütlediğimiz bir araya gelişlerimizdedir. Kampüs içerisinde yapılan eylemlerde, meydanlarda atılan sloganlarda, Boğaziçi Güney kampüsünde süren direnişimizdedir.
Bu süreç boyunca tabiri caizse saçma sapan gerekçelerle 11 arkadaşımız tutuklanmış, 30’a yakın arkadaşımız ev hapsiyle hapsedilmiştir. Devamında meydanlar tutulmuş, kent merkezleri abluka altına alınmış, şehirlerde öğrenci avına çıkılmıştır.
Bu saldırılarla gündemimizi kaydırmaya çalışanlara taleplerimiz açık ve nettir diyerek yineleyelim; Melih başta bütün kayyumlar istifa etsin. Üniversite yönetiminde söz yetki karar bileşenleri tarafından belirlensin. Kampüslerde polis ablukası dağıtılsın. Tutuklu arkadaşlarımız serbest bırakılsın.
Karşımızda aciz bir durumda olan devlet yönetimi vardır. İlk günden bu yana bulundukları her yandan tehdit ve bağırmalarını işitiyoruz. Sokakta polisiyle karşımızda görüyoruz. Bu acizlik Melih’in istifasına bağlı çatlaklarını derinleştireceklerinin farkındalar. Değil mi ki Erdoğan ‘ Yürekleri yetse bana istifa et diyecekler’ söylemiyle açık açık Melih Bulu’nun kendisinin komutasında olduğunu ilan etmiştir. Melih’e ne zaman dokunulsa Saray’ın sinir uçlarına vurulmuşçasına tepkiler alıyoruz.
18 Şubat Salı günü Ankara’da güpegündüz 3 sıra arkadaşımız, 3 üniversite öğrencisi polisler tarafından kaçırıldı. Bu yöntemler bu devletin tarihinde var. Öğrencileri kaçırıp ajanlaştırma teklifleri, öğrencileri kaçırıp işkence yapma, öğrencileri kaçırıp faili meşhur cinayetler işlemelerinden biliyoruz. İnsan öldürmenin kodlarına işlendiği bu devletin yapısını bugün bütün aymazlığı ile hepimiz görüyoruz. Bir tek sıra arkadaşımızın dahi başına gelecek her hangi bir şeyden başta EGM olmak üzere, içişleri bakanlığı sorumludur.
Taleplerimizi ve sözümüzü buradan tekrarlıyoruz. Başta Melih Bulu olmak üzere kayyum rektörler gidecek, tutuklu arkadaşlarımızı ellerinizden alacağız.
Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek!
Yök, Polis, Medya bu abluka dağıtılacak!
Sendika.Org