Birkaç gün önce müzisyen Mehmet Mert El’in yaşadığı geçim sıkıntısı nedeniyle yaşamına son vermesinin ardından İzmir’de düzenlenen eylemde “tedbirler alınsın, işyerleri açılsın ve yasaklar kalksın” denildi
Birkaç gün önce müzisyen Mehmet Mert El’in yaşadığı geçim sıkıntısı nedeniyle yaşamına son vermesinin ardından İzmir’de bugün bir araya gelindi. İzmir Müzisyenler Derneği, Turizm İşçileri Dayanışması, Tüm Otel ve Turizm İşçileri Sendikası, Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası, Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması ile Kent Emekçileri Dayanışması’nın çağrıcılığında Alsancak’ta Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelenler, “tedbirler alınsın, işyerleri açılsın ve yasaklar kalksın” dediler.
Pandemi tedbirleri nedeniyle uzunca süredir çalıştıkları işyerleri kapalı olan kafe, lokanta, bar ve turizm çalışanların yaşadığı geçim sıkıntısı her geçen gün derinleşiyor. Kısa Çalışma Ödeneği adı altında sağlanan desteklerin yetersiz kalması ve neredeyse pandeminin faturasının bu iş kollarında çalışan emekçilere çıkarılmasıyla geçim sıkıntısı iyice derinleşiyor. Geçtiğimiz aylarda müzisyenler Duran Ay ve Erdem Topuz’un yaşamlarına son vermesinin ardından geçtiğimiz cuma da İzmir Müzisyenler Derneği üyesi Mehmet Mert El yaşamına son verdi.
Eylemde söz alan konuşmacılar hükümeti adım atmaya, geçim ve yaşam koşulları üzerindeki bu baskıyı kaldırmaya çağırdılar.
İzmir’de lokanta, restoran, kafe, bar, tiyatro ve sinema çalışanları pandemi döneminde çektikleri geçim sıkıntısına dikkat etmek için daha önce de sessizlik direnişleri örgütlemişti.
İzmir Müzisyenler Derneği Başkanı Oktay Çaparoğlu, derneğe ve Mert El’e dair şunları söyledi:
Derneğimiz 2012 yılında iki amaçla kuruldu. Birincisi, hayatı müzikle güzelleştirmek ve toplumsal alanda engellilerle, mültecilerle, kadınlarla, çocuklarla müzik üretmek ve müziği hayata taşımak. İkincisi ise müzisyenler arasında dayanışma kurmak. Derneğimiz 8 yıldan beri hayatın her alanında mücadele etmeye çalışıyor. Bir yandan müzisyen haklarını savunurken bir yandan da kadın haklarından LGBTİ+ haklarına, işçi haklarından mültecilere, hastanede ya da cezaevinde kalan çocuklara kadar müziğimizle dayanışma kurmaya çalışıyoruz.
Mert de iki yıl önce derneğimize geldi ve ‘Ben hayvan haklarına, mültecilere, çocuklara duyarlı bir müzisyenim. Ben de katkı sunmak istiyorum’ dedi. Derneğimizde 5 kişi aktif çalışıyorsa eğer Mert de bunların arasındaydı.
Biz bir yıldır müzisyenler arasında bir dayanışma ağı örmeye çalışıyoruz. Birçok müzisyene doğrudan ulaştık ve Mert burada görev almıştı. Sağlamaya çalıştığımız sosyal dayanışma içerisinde Mert çok aktif bir şekilde yardımlarda bulundu.
Mert bunların bilince olan bir insandı. Son süreçte maalesef ‘neye elimi atsam kuruyor’ şeklinde ifade ettiği bunalımdan çıkamadı. Biz bu süreçte ona destek olmaya çalıştık. Ancak böyle bir sonucu engelleyemedik. Bu durumun yaşanmasında işsizlik faktörü var. İşsizlik neyi tetikliyor içinizde? Geçmişteki travmaları, boşta kalma halini… Bu da kendi içinizde öz değer duygunuzla ilgili bir azalmaya neden oluyor. Bunun yarattığı bir sonuçta Mert’i kaybettik. Üzgünüz.
Eylemde okunan basın metni:
Tedbirler alınsın, işyerleri açılsın, yasaklar kalksın!
Koronavirüs pandemisi tedbirleri doğrultusunda çalıştığımız iş yerleri kapatıldı. Kafeler ve lokantalar bugün itibariyle 170 gündür kapalı. 2020’nin yarısını işsiz ve gelirsiz geçirdik. Barlarda çalışan arkadaşlarımız ise 345 gündür işsiz ve bir gelirleri yok.
Hükümet bir iş yerinde 15 Mart’tan önce 60 gün çalışmış olan ve son 3 yıl içinde 450 gün sigorta primi ödenmiş olanlar için aldıkları ücretin yüzde 60’ı kadar Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) desteği sağladı. Ancak çoğu çalışan bu koşulları sağlayamadı. Bu şartları taşımayan personel için ise günlük 39 TL ücretsiz izin ödeneği sağlandı. Kısa çalışma ödeneği alanlar 1.500 TL, ücretsiz izne çıkarılanlar ise 1.170 TL ile geçinmek zorunda bırakıldı.
Şimdi mekanların ne zaman açılacağı belli olmamasına rağmen hükümet kısa çalışma ödeneğinin 31 Mart’ta, ücretsiz izin nakdi yardımının ise 17 Mart’ta kesileceğini belirtti. İnsanların aylarca net asgari ücretin bile yarısından az olan bir rakamla geçinmesi beklendi. Şimdi o da kesiliyor. İş yerlerinin kapatıldığı dönemlerde kısa çalışma ödeneğinden ve işsizlik ödeneğinden faydalandırılan işçiler sosyal güvenlik primlerinden de faydalanamıyor. İşçilere bir miktar para veriliyor ama karşılığında sosyal güvenceleri ellerinden alınıyor. Ücretsiz izin ve kısa çalışma dönemleri çalışanların emeklilik haklarında mağduriyete sebep olmamalıdır
Yeme-içme ve eğlence sektöründeki iş yerlerinin, pandemi nedeniyle tam kapasiteyle değil düşük kapasiteyle açılacağı konuşuluyor. Düşük kapasiteyle açılması demek, birçok insanın işine dönememesi demektir. Bu sebeple kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin nakdi yardım desteği tüm sektörler için kaldırılsa bile, yeme-içme sektörü için yıl sonuna kadar devam ettirilmelidir. Aksi takdirde sektördeki birçok arkadaşımız işsizlikle yüz yüze kalacaktır.
İşyerlerimizin kapalı olduğu dönemde, çalışanlara yaşamlarını devam ettirmelerini sağlayacak desteğin sağlanması için yaptığımız eylemleri ve sesimizi hükümet duymadı. Sesimizin duyulmasını istiyoruz: İş yerlerini kapatmak bizi açlığa mahkûm etmek demektir. Ya hayatımızı idame ettirecek bir destek sağlayın ya da iş yerlerini açın. İl ve ilçelerin koronavirüs pandemisinin yaygınlığına göre düşük, orta, yüksek ve çok yüksek olarak kategorize edileceği buna göre açılacağı duyuruldu. Her 100 bin kişide 100 vakanın altındaki her yer açılmalıdır. Açılmalarda mekan ayrımı yapılmamalıdır.
İşyerlerinin açılmaması demek, hiçbir gelirimiz olmadan yaşamak zorunda kalmamız demek, sosyal güvencemizin olmaması demek, biz çalışanları açlığa mahkûm etmek demek. Milyonlarca insanın içinde olduğu bir sektör yok olma tehlikesiyle karşı karşıya, işçiler ise açlıkla karşı karşıya. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre 180 bin iş yeri kapalı. Bu işletmelerin her birinde 10 kişi çalışsa 2 milyon insan ediyor, aileleriyle birlikte 10 milyon insan açlığa, yoksulluğa mahkûm edilmiş durumda. Ticaret Bakanlığı 2020 yılında 99 bin 588 esnafın iş yerini kapattığını açıkladı. Esnaf da çalışan da oldukça zorda! Daha fazla iş yeri kapanmadan dükkanları açın!
Adalet ve Kalkınma Partisinin 13 Ocak’ta kongreleri başladı, kalabalık salonlarda kongreler yapılabiliyor. Cumhurbaşkanı bile salonlar için, ‘‘Salon lebalep dolu’’ diyor, o derece dolu salonlar. Özel ve resmi kurslarda yüz yüze eğitim başladı. Sağlık kurumlarındaki yoğunluğun azalmasıyla, sağlık personelinin izin yasağı kaldırıldı. Normalleşme adımları atılıyor, bize öncelik verilmeli iş yerleri açılmalıdır.
HES KODU ile, toplu taşıma araçlarına biniliyor, kapalı yerlere giriliyorsa siyasi partiler kongre yapabiliyorsa kafeye, bara, lokantaya da gidilebilir. İşletmelerin bir an önce açılmasını istiyoruz, bir an önce işimize dönmek istiyoruz. Çalıştığımız iş yerlerinde alınması gereken tüm tedbirleri alalım, işyerleri açılsın, yasaklar kalksın. Konser salonları ve tiyatrolar da sektörümüzün bir parçası, onlar da açılmalı. Son aylarda müzisyen intiharları da arttı. Hepimizin alacağı var hükümetten!
Bir önceki cuma günü İzmir’de müzisyen arkadaşımız aynı zamanda İzmir Müzisyenler Derneği üyesi Mehmet Mert El geçinemediği için intihar etti. Geçtiğimiz aylarda ise Duran
Ay ve Erdem Topuz isimli iki müzisyen arkadaşımız daha yine geçim ve işsizlik derdi ile hayatlarına son verdiler. İntiharlar münferit olaylar değiller ve önlenebilecek ölümler. Hizmet, eğlence ve yeme-içme sektöründe çalışanlar ve işletme sahipleri olarak başka hiç bir arkadaşımızı kaybetmemek için hükümeti adım atmaya çağırıyoruz. Geçinemiyoruz da yaşayamıyoruz da.
Son olarak kahvehane, otel, lokanta, meyhane, kafe ve bar çalışanları sendikasız olduğu için bu süreçte hak arama zeminlerinden yoksun kalmıştır. Tüm arkadaşlarımızı; iletişim kanallarımızı arttırmak, yan yana gelişlerimizi çoğaltmak ve içine düşürüldüğümüz yoksulluğa karşı birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz. Sektörde çalışan tüm arkadaşlarımızı, sendikalarda, derneklerde ve meslek birliklerinde örgütlenmeye çağırıyoruz.
Sendika.Org / İzmir