Ankara’da üç üniversite öğrencisinin evlerinin önlerinden polis olduklarını söyleyen şahıslar tarafından kaçırılıp darp ve tehdit edildikten sonra üç farklı noktada bırakılması üzerine harekete geçen hukuk örgütleri Ankara Adliyesi’ne giderek suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu öncesinde adliye önünde yaptıkları açıklamada “Fail hakkında doğrudan soruşturma ve kovuşturma yürütmek zorundasınız” diyerek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na seslenen avukatlar bu yapılmadığı sürece Ankara’da hiçbir yurttaşın güvende olmayacağını söyledi
Dün (18 Şubat) Ankara’da üç üniversite öğrencisinin evlerinin önlerinden polis olduklarını söyleyen şahıslar tarafından kaçırılıp darp ve tehdit edildikten sonra üç farklı noktada bırakılmasının ardından, hukuk örgütleri harekete geçti.
Adalet için Hukukçular, ÇHD, Demokrasi için Hukukçular, Hukukçu Dayanışması, ÖHD Ankara Şube ve Toplumsal Hukuk’tan avukatlar Ankara Adliyesi önünde konuyla ilgili bir açıklama yaptı.
Avukat Linda Sevinç Hocaoğulları’nın okuduğu açıklamada 18 Şubat günü Ankara’da üç üniversitelinin kimliklerini gösterip GBT yapılacağını söyleyen polislerce araçlara bindirildiği, kendilerinden saatlerce haber alınamadığı, tehdit edildikleri, şiddete, işkenceye uğradıkları, daha sonra da şehrin üç ayrı kör noktasına bırakıldıkları hatırlatıldı.
“Avukatlarına, arkadaşlarına haber veremeselerdi belki de şu saatlerde ‘neredeler’ diye sormaya devam edecektik. Hızlı oluşan tepki ve dört bir yandan örgütlenen dayanışma ile şu an aramızdalar” diyen avukatlar 2018 yılında 160 kişinin, 2019 yılında ise 150 kişinin kaçırıldığı ya da kaçırılmaya çalışıldığını belirterek, 2020 yılı itibariyle tespit bu sayının giderek arttığına ve son bir ayda en az dokuz kişinin kaçırılmaya çalışıldığına dikkat çektiler.
Ankara’da uzun zamandır hukuka aykırı uygulamaların tırmandığına dikkat çeken Hocaoğulları, kaçırma olaylarının rutin bir polis işlemine dönüşmesinden endişe ettiklerini vurgulayarak şöyle konuştu:
“Bu topraklar gözaltında kayıplara, kaçırmalara, yargısız infazlara yabancı değildir. Biz hukukçular hala bu dosyaların izini sürüyor, adalet talebimizi hiç bıkmadan usanmadan tekrarlıyoruz. Şimdi yeniden kaçırmalar, resmi gözaltı kayıtları olmaksızın insan alıkoymalarla karşı karşıyayız. Söz konusu durumun giderek artmasından, rutin bir emniyet işlemi haline getirilmeye çalışmasından endişeliyiz.”
“İşkence, kötü muamele, şiddet, hürriyetten yoksun bırakma, suç işlemek için örgüt kurma, görevi kötüye kullanma… Burada sayamayacağımız kadar çok suç var. Ve bu suç devlet imkanlarıyla, ve toplu halde işleniyor.”
“Bu ülkenin geleceği için endişelenen demokratik haklarını kullanmak isteyen üniversite öğrencileri değil, sözde yasaları uygulamakla görevli, yasa dışı çeteler, insan kaçıranlar suç işliyor.”
Bir aracın plakasının da tespit edildiğini belirten Hocaoğulları, açıklamayı şöyle sürdürdü:
“Şimdi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına vereceğimiz suç duyurusu ile sorumluların derhal yakalanmasını ve yargılanmalarını talep edeceğiz. Buradan sesleniyoruz sorumluları derhal bulun ve yargılanmalarını sağlayın. Kanun değişikliğiyle, işkence suçu için izin koşulu kaldırılarak re’sen soruşturma yolu açılmıştır. Bu nedenle, fail hakkında doğrudan soruşturma ve kovuşturma yürütmek zorundasınız. Bu yapılmadığı sürece Ankara’da hiçbir yurttaş güvende olmayacak.”
“Öte yandan, yaşananları olağan karşılayacağımızı buna alışacağımızı, ülkedeki demokratik tepkilerin bu şekilde bastırılabileceğini sananlara sesleniyoruz; çok yanılıyorsunuz. Gözaltında kayıplara izin vermeyeceğiz, sokak ortasından yurttaş kaçırmanıza göz yummayacağız.”
Hocaoğulları’nın açıklamasının ardından, CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, HDP Batman MV Mehmet Rüştü Tiryaki ve Ankara Barosu Başkanı Av. Erinç Sağkan da kısa birer konuşma yaptı.
Hukuk için adalet için mücadele etmeye devam edeceklerini belirten avukatlar daha sonra suç duyurusu için adliyeye geçti.
Sendika.Org